Marmara'da nisan yağışları uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 18 azaldı. Prof. Dr. Hüseyin Toros, “Yağışların normallerin altında seyretmesi, özellikle tarım bölgelerinde ciddi sorunlara yol açabilir” dedi. Baraj doluluklarının da azaldığını belirten Toros, “Türkiye'nin çok fazla suyu yok ama verimli kullanılırsa bize yetecek kadar suyumuz var” uyarısında bulundu. Yağmur hasadı ve tasarruf çağrısı yaptı.
Marmara Bölgesi’nde nisan ayında kaydedilen yağış miktarı, uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 18 azaldı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, geçen yıl aynı döneme kıyasla yağışlarda yüzde 8’lik artış gözlense de, uzmanlara göre bölge bu yıl da kurak bir nisan geçirdi. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, yaşanan düşüşün özellikle tarım alanlarında ciddi riskler doğurduğunu söyledi.
AA muhabirinin Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerinden derlediği bilgilere göre, Marmara Bölgesi’nde nisan ayı yağış ortalaması 51,9 milimetre olarak ölçülüyor. Geçen yıl bu değer 39,3 milimetreydi. Bu yıl ise bölgeye 42,4 milimetre yağış düştü. Buna göre, 2024 yılına göre yüzde 8'lik artış yaşansa da, yağışlar halen uzun yıllar ortalamasının oldukça altında seyrediyor.
Yağışlı gün sayılarında da düşüş gözlemlendi. Bölgenin batısında bazı yerlerde yağışlı gün sayısı 5’in altına kadar geriledi.
“KURAK GEÇEN NİSAN, TARIMSAL ÜRETİMİ TEHDİT EDİYOR”
İTÜ İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, AA’ya yaptığı değerlendirmede, Marmara Bölgesi’nin bu yıl nisan ayında yağış bakımından kurak geçtiğini söyledi. Toros, Türkiye genelinde nisan yağışlarında artış kaydedilmesine karşın, Marmara’da yağışların normaline göre yüzde 18 oranında daha düşük olduğunu vurguladı.
“Yağışların normallerin altında seyretmesi, özellikle tarım bölgelerinde ciddi sorunlara yol açabilir” diyen Toros, tarımsal üretimde suya duyarlılığın yüksek olduğunu ve azalan yağışların bu nedenle daha büyük sonuçlar doğurabileceğini ifade etti.
İSTANBUL’DA BARAJ DOLULUKLARI DA DÜŞTÜ
İstanbul’daki baraj doluluk oranlarının da yağışlardaki azalmayı yansıttığını belirten Toros, “Geçen yıl bu tarihlerde barajlarımızın doluluk oranı yüzde 82 seviyelerindeydi. Bu yıl aynı dönemde yüzde 79’lara kadar geriledi. Bu da geçen yıla göre barajlarımızda daha az su olduğunu gösteriyor” dedi.
“SUYU PLANLI KULLANMALIYIZ, YAĞMUR HASADI KÜLTÜRÜ GELİŞMELİ”
Türkiye’nin su kaynaklarının sınırlı olduğuna işaret eden Toros, suyun verimli kullanılmasının hayati önem taşıdığını belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye'nin çok fazla suyu yok ama verimli kullanılırsa bize yetecek kadar suyumuz var. Suyu 3-4 yıllık planlar halinde değerlendirmemiz gerekiyor. Böylece kurak dönemlerde sıkıntı yaşamayız. Bunun için yağmur hasadı kültürünü mutlaka geliştirmeliyiz. Ani yağışlarla bir günde bir ayda düşmesi gereken yağmur yağabiliyor. Bu durum da sel ve taşkın gibi afetleri beraberinde getiriyor.”
Toros, iklim değişikliğinin etkisiyle yağış sistemlerinin de değiştiğini ifade ederek, “Yağış sistemlerinin oluşabilmesi için cephe sistemlerinin gelmesi gerekiyor. Baharla birlikte ülkemizin içinde bulunduğu enlemlerde farklı yağış sistemleri etkili oluyor. Özellikle alçak basınç alanlarının etkili olduğu dönemlerde yağışlar artar, ama bu yıl bu sistemler yeterince etkili olmadı” dedi.
“TASARRUF SEFERBERLİĞİ BAŞLATILMALI”
Tüm vatandaşları su tasarrufu konusunda duyarlılığa çağıran Prof. Dr. Toros, yerel yönetimlerin de aktif rol oynaması gerektiğini belirtti. “Kamu kurumları ve belediyeler mutlaka yağmur suyu toplama sistemlerine öncelik vermeli. Su birikintilerini atık değil kaynak olarak görmeliyiz” ifadelerini kullandı.
