Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi'nde yaşanan sismik hareketliliğin azaldığını belirterek, "Deprem fırtınasının sonuna geldik. Günde ortalama 400'e yakın deprem şimdi 10-15'e düştü. Bu aşamada ilk deprem fırtınası tamamlanmıştır diyebiliriz" dedi. Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Bölgesi'nde afet riski planlarına volkanik patlamanın da eklenmesi gerektiğini söyledi. İşte detaylar...
İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 28 Ocak 2025 tarihinde Santorini Adası yakınlarında 4 büyüklüğünde depremlerin olduğunu, ardından bölgede deprem fırtınasının yaşanmaya başladığını hatırlattı.
Bölgede 20 günden bu yana farklı büyüklükte yaklaşık 3 bin depremin olduğunu belirten Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Başlangıçta iki, üç, dört büyüklüğünde depremler oldu. Sonra 8 tane 5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Belli bir zaman sonra bir çan eğrisi oluştu aslında. O çan eğrisinin şu anda son aşamasına geldik. Aslında şu an deprem fırtınasının sonuna geldik. Günde ortalama 400'e yakın deprem şimdi 10-15'e düştü. Bu aşamada ilk deprem fırtınası tamamlanmıştır diyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bölgede bugün 5,1 büyüklüğünde depremin olduğunu, zaman içinde böyle şiddetli sarsıntıların yaşanabileceğini aktardı.
"HEM VOLKANİK, HEM TEKTONİK"
Bölgedeki tüm sismik hareketliliği değerlendirdiklerinde hem volkanik etkinliğin hem de tektonik kaynaklı depremlerin birlikte olduğunu gözlemlediklerini anlatan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şunları söyledi:
"Şu anda orada bir magma sokulumu var. Belli bir şekilde, belli bir derinlikten yüzeye doğru yaklaşıyor. Yaklaşık 3-4 kilometrelik bir aşamaya kadar gelmiş durumda. Onun yukarı doğru çıkışıyla oluşan hidrotermal akışkanlar ve gazlar belli bir basınç altında oradaki kayaları kırıyor. Bu süre içinde o kırılmalardan dolayı öyle depremcik dediğimiz çok sayıda deprem oluşumu söz konusu oldu."
Depremlerin azalmasının ardından belirsizlik evresinin yaşandığına dikkati çeken Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bundan sonra bölgede yeniden benzer sarsıntıların olabileceğine işaret etti.
Bölgede 2011-2012 yıllarında da deprem fırtınası yaşandığını anlatan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, şöyle konuştu:
"O tarihlerde de bir aktivite oluşmuştu ve o birkaç ay sürmüştü. Tekrar birkaç deprem fırtınası birbirini izleyecek şekilde devam edebilir. Tabii bu arada volkanik patlama, deprem ve bunlardan dolayı da tsunami tehlikesi aslında tabii ki devam ediyor. Bunların hiçbiri bizde yıkıcı, ciddi bir problem yaratmayacak. Bu aşamada eğer biz önlem alma yolunda gerekli adımları atabilirsek çok ciddi anlamda buradan az bir hasarla çıkma şansımız yüksek."
"ÇOK HASSAS ÇALIŞMA YAPTIK"
Vatandaşlardan AFAD başta olmak üzere resmi kurumların yapacağı açıklamaları takip etmelerini isteyen Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bilim insanları olarak deprem fırtınasının başladığı günden bu yana çok hassas bir çalışma yaptıklarını aktardı.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak volkanik kökenli depremleri araştırmak için çalışma grubu oluşturduklarını söyledi.
Yurt dışındaki bilim insanlarının da bu çalışma grubunda görev aldığını hatırlatan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Türkiye'de aktif volkanlarımız var. Ege Denizi'nin dışında karada da 14 aktif volkanımız mevcut. Literatür çalışması da yaparak belli bilgilere ulaşmaya çalışıyoruz. Geleceğe yönelik önemli bilgiler elde etmek istiyoruz" dedi.
VOLKANİK PATLAMA, AFET RİSKİ PLANLARINA EKLENMELİ
Öte yandan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Tarihi Havagazı Fabrikası'nda düzenlenen İzmir Afet Koordinasyon Çalıştayı'nda deprem, tsunami ve volkanik patlamalara ilişkin sunum gerçekleştirdi.
İzmir'in doğal afet tehlikelerinin sadece deprem ve tsunami ile sınırlı olmadığını belirten Prof. Dr. Hasan Sözbilir, "Dünyada gözlemlenen tüm doğal afetler belli zamanlarda İzmir'de de etkili olabiliyor. Son dönede yeni bir afet türü olarak, volkanik patlama tehlikesi de ortaya çıkmış durumda. İzmir İl Afet Risk Azaltma Planı'na, volkanik patlamayı da eklemek gerekiyor. Volkanik bir patlama olduğunda ne tür önlemler alabiliriz, bununla ilgili çalışmaları da yapmamız gerekiyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Denizi'ndeki son depremlerin Santorini Adası'nın kuzeyinde yaşandığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bu bölgede çok sayıda volkan var. Geçmişte 5-6 kez püskürmeler gerçekleşmiş, bunları depremler izlemiş ve ardından tsunami ve volkan patlaması gerçekleşmiş. Bunlar, Afrika levhasının Anadolu levhasının altına dalmasıyla oluşuyor. Bu evrimsel bir süreç, dalma-batma olayı sürdükçe bölgede binlerce yıl deprem, volkan patlaması ve tsunami olacak."
Santorini'de milattan önce 1600 yılındaki patlamanın 6 büyüklüğünde bir deprem oluşturduğunun tahmin edildiğini, volkanın tekrar patlaması halinde atmosfere büyük miktarda kül ve gaz yayılacağını anlatan Prof. Dr. Hasan Sözbilir, bunun hava kirliliğine, tarım alanlarının zarar görmesine ve çeşitli çevresel sorunlara yol açabileceğini kaydetti.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ege Bölgesi'nde yaşanacak bir tsunaminin yaklaşık yarım saat içinde kıyılara ulaşabileceğini belirterek, "Önce deprem, ardından tsunami yaşanıyor. İkisi aynı anda olmuyor çünkü tsunaminin bir varış süresi var. Bizim en az yarım saat vaktimiz olacak. Bir tsunami olduğunda ne yapmamız gerektiğini biliyorsak bir sorun yaşamayacağız. Kıyıdan karaya, deniz seviyesinden yukarıya doğru gitmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"DEPREM MASTER PLANI OLMASI GEREKİYOR"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da doğal afetlere karşı kentin daha dirençli hale getirilmesi gerektiğini söyledi.
Cemil Tugay, İzmir'in henüz bir deprem master planı bulunmadığını ancak bu alandaki çalışmaların sürdüğünü bildirerek, şunları kaydetti:
"30 Ekim 2020 İzmir Depremi ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremler hepimize önemli dersler verdi. Ancak bu dersleri yeterince hızlı hayata geçirip geçiremediğimiz tartışmalı. İzmir'in bir deprem master planı olması gerekiyor ve bu konuda çalışmalarımızı hızlandırıyoruz."
Tek günlük çalıştayda depremle ilgili planlamalara ağırlık verilecek. Altyapı ve lojistik, koordinasyon ve iletişim, teknolojik araçlar ve veri kullanımı, insani yardım ve acil müdahale konuları üzerinde yeni senaryolar geliştirilecek, eğitim, olay yeri ve olay yeri dışı uygulamalar, gönüllü yönetimi ve dezavantajlı bireylerin desteklenmesi gibi konular değerlendirilecek.