Öcalan: PKK Kürtlerin ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak misyonunu tamamladı

Öcalan: PKK Kürtlerin ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak misyonunu tamamladı

DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na mesaj gönderen Abdullah Öcalan, "PKK, Kürt halkının ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak tarihsel misyonunu tamamladı." dedi.

Abdullah Öcalan, DEM Parti’nin düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na 'Barış ve Demokratik Toplum İnşasıyla Sosyalizmi Yeniden Kazanalım' başlıklı mesaj gönderdi. Öcalan'ın mesajını, tahliye edilen koğuş arkadaşı Veysi Aktaş okudu.

Mesajında PKK’nın, Kürt halkının ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak tarihsel misyonunu tamamladığını ve bununla birlikte ulus-devlet sosyalizminin tıkanıklığını da görünür hale getirdiğini dile getiren Öcalan, "1990’lara gelindiğinde çoğu kesimin sosyalizmden kaçtığı bir dönemde ‘sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır’ diyerek tüm yaşamımı bu umudu yeniden kurmaya adadım. Büyük bedellere rağmen yürütülen mücadele bugün teorik ve pratik eleştirilerle yoğrulmuş bir mirasa dönüşmüştür." ifadelerini kullandı.

Devletle kurduğu ilişkinin bir demokratikleşme ilişkisi olarak görülmesi gerektiğini belirten Öcalan, demokratik cumhuriyet anlayışının devletin toplum üzerinde tanrısal bir güç olmaktan çıkıp toplumla yaptığı demokratik sözleşme çerçevesinde işleyen bir yapıya dönüşmesini gerektirdiğini kaydetti. Bu çerçevede hukukun da devlet ile toplum arasındaki demokratik ilişkinin güvencesi ve barışın kalıcı zemini olarak işlev görmesi gerektiğini aktardı.

Öcalan'ın mesajı şöyle;

"PKK MİSYONUNU TAMAMLADI"

“İmralı Adası’nda 26 yılını tamamlayan, tecrit koşulları altında Türkiye’de Kürt sorunu üzerinden bir barış ve demokratik toplum arayışıyla devletle yeniden görüşmelerin başladığı bir süreçte sizlere sesleniyorum. Kürtler olarak 52 yıllık PKK mücadelesiyle varlık ve onur savaşımını tamamladık ve artık demokratik cumhuriyetin ve demokratik toplumun yeniden inşa edileceği bir döneme girdik. PKK, Kürt halkının ulusal varlığını güvenceye kavuşturarak tarihsel misyonunu doldurmuş, aynı zamanda ulus-devlet sosyalizminin tıkanıklığını da açığa çıkarmıştır. 20. yüzyıl sosyalizmi negatif devrim hamlesi olarak ortaya çıktı ama yerine yenisini koyamadı. 1990’lara gelindiğinde çoğu kesimin sosyalizmden kaçtığı bir dönemde ‘sosyalizmde ısrar insan olmakta ısrardır’ diyerek tüm yaşamımı bu umudu yeniden kurmaya adadım. Büyük bedellere rağmen yürütülen mücadele bugün teorik ve pratik eleştirilerle yoğrulmuş bir mirasa dönüşmüştür. Bu mirası doğru sahiplenmek, sosyalizmi bir anı olmaktan çıkarıp halkın nabzında canlı bir toplumsal güç haline getirmeyi gerektirir.

"DEVLETLE İLİŞKİMİ BİR DEMOKRATİKLEŞME İLİŞKİSİ OLARAK TANIMLIYORUM"

Ulus-devlet sosyalizmi başarısızlığa, demokratik toplum sosyalizmi ise zafere götürür. Bugün demokratik toplum sosyalizmi temelinde demokratik kurtuluşa yürüme zamanıdır. Bu yolda devlet yerine demokratik cumhuriyet, demokratik ulus perspektifiyle kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik toplum paradigmasıyla yeniden inşayı başaracağımıza inanarak yol almaktayım. Bu bilinç, hareketimizi ideolojik ve politik yenilenmeye, örgütsel dinamizme ve halklaşmaya kavuşturarak onu yüz yılın ihtiyaçlarına yanıt verebilecek sosyalist bir programa ulaştırmıştır. Demokratik sosyalizmin devletle ilişkisi de çözüm ve barış sürecinde yeniden şekillenmektedir. Devletle ilişkimi bir demokratikleşme ilişkisi olarak tanımlıyorum. Demokratik cumhuriyet anlayışı, devletin toplum üstünde tanrısal bir güç değil; toplumla yaptığı demokratik sözleşme çerçevesinde işleyen bir yapı olmasını gerektirir. Demokratik siyaset stratejisiyle devlette değişim ve dönüşümü yaratmak, toplumu demokratik temelde yeniden inşa etmek mümkündür.

"BAŞLATTIĞIM ÇAĞRI BİR DİYALOG SÜRECİDİR"

Bu stratejinin hukukla temellendirilmesi ise barışın kalıcı temelini oluşturacaktır. Hukuk, devlet ile toplum arasındaki demokratik ilişkinin güvencesi ve dengeleyici mekanizması olarak şiddeti engelleyen bir çözüm aracıdır. Aynı zamanda demokratik cumhuriyetin kuruluşunu, meşruiyetini ve toplumsal düzenin yeniden inşasını kurumsallaştıran bir rol üstlenecektir. Bunun içinde temel mücadele stratejisi olarak ortaya koyduğum argümanlardan biri de demokratik entegrasyon ve bunun hukuk kavramı oldu. Hukukun bireysel ve evrensel normlarla, kolektif haklarla yeniden toplum lehine yapılandırıldığı demokratik entegrasyon hukuku da üç temel ilkeye dayanmalıdır: Özgür yurttaş yasası, barış ve demokratik toplum yasası, özgürlük yasaları. Demokratik entegrasyon hukuku hem devleti norm devletine dönüştürecek hem de toplumun kazandığı varlığı kurumsal inşaya kavuşturup özgürlüğünü başarması anlamına da gelecektir. Başlattığım ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ süreci bir diyalog sürecidir.

"DEMOKRATİK MÜZAKERE İLE BAŞARILACAK ÇOK ŞEY VAR"

Orta Doğu gibi karmaşık etnisiteler, dinler, mezhepler bölgesinde diyalog ve demokratik müzakere ile başarılacak çok şey vardır. Hatta anlamlı bir sosyalizmin şiddet dolu bir devrim anlayışından ziyade pozitif bir inşa ve varoluş sistematiği olarak kendini örgütlenmesini, bunun da demokratik diyalog biçiminde gerçekleşmesini uygun bulmaktayım. Kapsamlı ve derinliğine demokratik bir diyaloğa dayanmadan sosyalizmin inşa edileceğine, inşa edilse bile kalıcı olabileceğine inanmak zordur."

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN