CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası başlatılan “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bugünkü adresi İstanbul’un Sancaktepe ilçesi oldu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sancaktepe'de kalabalığa hitap ederek, İmamoğlu’nun tutuklanmasına ve halk iradesinin gasp edilmesine sert tepki gösterdi. Mitinge Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu da katıldı.
Özel, "TRT'den verelim demekle olmaz. TRT'nin duruşmayı eksiksiz, savunmayı da tam vererek ve canlı yayın yapmak isteyen tüm kanallara frekans tahsis ederek, şeffaf yayınlanmasını istiyoruz. Ben arkadaşlarıma güveniyorum. Erdoğan sen savcına güveniyorsan çık karşıma" dedi.
“BU MİLLETTEN KAÇAMAZSINIZ”
Özgür Özel konuşmasında, “Bugün Sancaktepe’deyiz. Sarıgazi’nin emekçilerine selam olsun. 112 gündür adalet ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. Karşımızdakiler milletten korkuyorlar. Pazara gidemiyorlar, hatırınızı soramıyorlar. Biz haklılar, güçlüler, hem sesi çıkanlar hem de aslan gibi yüreğiyle bu meydana koşanlar, onlara sesleniyoruz: Bu milletten kaçamazsınız, adayımızı esir tutamazsınız” ifadelerini kullandı.
“ADAYIMIZI ALACAĞIZ, İKTİDARI ALACAĞIZ”
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı mücadelenin süreceğini vurgulayan CHP lideri Özel, “Adayımızı, Ekrem Başkanımızı alacağız. İktidarı alacağız! Millet kazanacak, biz kazanacağız!” diyerek kalabalığı selamladı.
Özel'in konuşmalarından satır başları şu şekilde:
"Bugün Sancaktepe'deyiz, Sarıgazi'nin emekçilerine selam olsun. 112 gündür adalet ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. Karşımızdakiler milletten korkuyorlar. Pazara gidemiyorlar. Hatrınızı soramıyorlar. Biz haklılar, güçlüler, hem sesi çıkanlar hem de aslan gibi yüreğiyle bu meydana koşanlar, onlara sesleniyoruz, bu milletten kaçamazsınız, adayımızı esir tutamazsınız. Adayımızı, Ekrem Başkanımızı alacağız. İktidarı alacağız! Millet kazanacak, biz kazanacağız!
Sancaktepe'yi geçmişte kendi kalesi sayanlar, artık gördü ki kale siyaseti bitmiş. Sancaktepe artık milletein kalesi. Bu parti baba evidir diyoruz. Bu partinin kapısı Atatürk'ü seven herkese açıktır. Tapusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e aittir diyoruz.
Memleketin durumu hiç parlak değil. Şehitlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına başsağılığı diliyorum. Ancak böyle bir ihmali içimize sindiremiyoruz. CHP olarak 19 askerimizin bir mağaraya sokulup, metan gazından 12'sinin hayatını kaybetmesini, ordumuzun envanterinde insansız araçlar robotlar varken, oraya ölçüm cihazlarının önceden gitmesi gerekirken, evlatlarımızda, maskeler, oksijen tüpünün olması gerekirken, bunların bir kısmının ihmal edildiği, tedbir alınmadığını düşündükçe bunu içimize sindiremiyoruz. Bir metan gazı ölçüm dedektörünün sadece bin 100 lira olduğu bu noktada bu büyük ihmali asla kabul etmiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi bunu sonuna kadar araştıracak. Mehmetçiğin canını hiçe sayanlardan mutlaka hesap soracağız!
Bu ülkenin gençleri için, yoksulları için, yasaklardan da yoksulluktan da bıkmış gençleri için bu partinin bir an önce iktidar olması için bu yolu yürümenin ne kadar önemli olduğunu konuştuk.
Erdoğan sokaklardan korkuyor, meydanlardan korkuyor diyoruz, korkar tabi. Ama bunu da hak etti. 18 Mart günü Ekrem Başkan, iftar masasında öğreniyor ki, 31 yıl önce aldığı diplomayı iptal et diyorlar. Üniversite diploması bir şey için lazım; eğer Cumhurbaşkanı adayı olacaksanız YSK o zaman sizden diploma istiyor. Bu savcı kafayı takmış, Ekrem Başkanı Cumhurbaşkanı adayı yapmayacak. Ama üniversitenin İşletme Fakültesi 15 kez uğraşıyor, iptal etmiyor. dekana bastıyorlar, istifa ediyor, gene iptal etmiyor. Bu sefer, yetkisi olmayan diplomayı vermeyen, üniversitenin yönetim kurulunu topluyorlar. Diplomayı oradan iptal edip, ondan sonra da dava açıp Ekrem Başkan'a siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar. Bu olay olduğunda sene 1990, 12 Eylül darbecisi Kenan Evren'in yasak getirdiği Süleyman Demirel, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan'ın siyaset yasakları ayıbından Türkiye'nin kurtulduğu, kurtulmaya çalıştığı yıllar. Sonrada her biri Başbakan oluyor, Türkiye'ye hizmet ediyor. Ama 2025 yılına gelmişiz, 1990'daki 18 yaşındaki Ekrem İmamoğlu'na siyaset yasağı getirmeye çalışıyorlar. O yüzden bu mücadele bir demokrasi mücadelesidir.
12 Eylül darbecilerin getirdiği siyaset yasakları kalktıktan 35 yıl sonra, 18 yaşındaki Ekrem'e siyaset yasağı getirenler, 12 Eylül'cülerden, daha gözü dönmüştür, demokrasiden daha az nasibini almıştır. Artık Recep Tayyip Erdoğan'ın eline Kenan Paşa su dökememektedir. Bugün Kenan Evren yaşasa, Erdoğan'a der ki 'tebrik ederim seni, boynuz kulağı geçti' der. Şimdi Sayın Erdoğan'ın muhalefet kanallarını akşamları çok izlediğini biliyoruz. Bugün akşam SZC TV'yi kararttı ama Tele1 ve Halk TV açık. Hangisinden izliyorsa, Sayın Erdoğan'a sesleniyorum. Bak, sen Ekrem Başkan'ın alnının teriyle aldığı diplomasına saldırırsan, onun birlikte olabileceği, 100'lerce arkadaşı var. Ama senin tavla oynayambileceğin, bir üniversite arkadaşın yok. Burada sayın Erdoğan'a sesleniyorum, üniversiteden bir arkadaşıyla yarın otutup sabah bir kahve içip fotoğrafını paylaşırsa ben bir şey demeyeceğim. Oturup bir kahve içebileceği bir arkadaşı yok, bizim diplomamıza saldırıyor.
Size söz veriyorum, Ekrem Başkanımızın alnının teriyle aldığı o diplomayı geri alacağız, başımızdaki bu diplomasızı da göndereceğiz arkadaşlar!
Bugün çıkmış CHP'ye baklava kutularından bahsediyor. Taviz yok dedim, müfettiş gönderdim. Ama senin ayakkabı kutusundan sabıkan var. Hırsızını bile savunan, Yüce Divan'a yollamayan, hırsızına sahip çıkan sensin Erdoğan!
Gün gelecek, o defterleri açacağız, Yüce Divan'da yargılayacağız. El kaldırıyor, ambulans istiyor sandım, noldu dedim; erken seçim istiyor diyor."
