Makalesini izinsiz şekilde kullanan dergiye dava açan yazar, aradan geçen 5 yılın ardından bir e-posta sayesinde mahkeme tarafından haklı bulundu. İşte detaylar...
Araştırmacı ve yazar Ayla Çağlayan'ın kaleme aldığı ve Çanakkale Savaşı ile ilgili Avustralyalı bir subayın hikayesini anlatan 'Sevgili Düşmanım; Charles Ryan' başlıklı makale, 2009 yılında bir haber sitesinde yayımlandı. Ayla Çağlayan, 2016'da internette araştırma yaparken, makalesinin 2011 yılında uluslararası bir sivil toplum kuruluşun dergisinde 'Serap' takma ismiyle kullanıldığını gördü.
Dergiyle iletişime geçen Ayla Çağlayan, kendisine telif hakkı ödenmesini ve düzeltme yayımlanmasını istedi. Fakat olumsuz yanıt alan Ayla Çağlayan, avukatı aracılığıyla 2018 yılında Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.
Mahkeme, eski tarihli maillerle yazının kendisine ait olduğunu ispatlayan Ayla Çağlayan'a 15 bin TL maddi, 5 bin TL manevi olmak üzere 20 bin TL tazminat ödemesine karar verdi. Yargıtay tarafından da onanan karara göre, Ayla Çağlayan'a yasal faizle birlikte 72 bin TL tazminat ödenecek.
Ayla Çağlayan
"YAKLAŞIK 5 YIL SÜRDÜ"
Ayla Çağlayan, mahkeme sürecinin zorlu olduğunu ancak eseri izinsiz kullananların yaptırımla karşılaşmasının memnuniyet verici olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Aile kütüphanesinden edindiğim bir kitaptan esinlenerek Çanakkale Savaşları ile ilgili bir makale kaleme almıştım. Bu makaleyi çeşitli sitelerde paylaştım. Sosyal medyada da paylaştım. Genel merkezi Amerika Birleşik Devletleri'nde olan, Türkiye'de dernekler statüsünde örgütlenmiş bir kurum, yazımı benden izinsiz olarak almış ve başka bir isimle kendi dergisinde kullanmış.
Ben bunu fark ettikten sonra kendilerini uyardım. Yazının bana ait olduğunu ispatladım. Yazıyı kaldırmalarını ve bir düzeltme yayınlamalarını rica ettim fakat bunu kabul etmediler. Bunun üzerine ben de kendilerine bir şans verdim ve 2 yıl kadar bekledim. Ve bu 2 yılın sonunda onları tekrar arayıp kendimi hatırlattım; 'Lütfen yazımı kaldırınız, bir düzeltme yazısı yazınız ve telif ücretini ödeyiniz' dedim ancak yine kabul etmediler.
Bunun üzerine mahkemeye başvurdum. Ve mahkemeye başvurmadan önce Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü'nden görüş aldım. Oradan da aldığım cesaretle mahkemeye gittim ve bir telif hakkı davası açtım. Bu süreç 2018 yılında başladı, yaklaşık 5 yıl sürdü. İlk mahkemeyi ben kazandım. İstinafa gittiler.
İstinaf aşamasını da ben kazandım. Yargıtay'a gittiler. Yargıtay aşamasını da ben kazandım. Böylece telif hakkı davası benim lehime sonuçlanmış oldu. Biraz uzun bir süreç oldu ama mahkeme ispatlarım doğrultusunda yazının bana ait olduğunu ve karşı tarafın maddi ve manevi tazminat ödemesi gerektiğine hükmetti."
"BİR E-POSTA DELİL SAYILDI"
Bu davanın kendisiyle aynı durumu yaşayan insanlar için de örnek olduğunu söyleyen Ayla Çağlayan, şöyle konuştu:
"Daha önce bu yazıyı görüşlerini almak için birkaç arkadaşımla paylaşmıştım. Dolayısıyla bir e-posta adresi üzerinde bulunan makale, davalı tarafın kullandığı tarihten daha önceki bir tarihte e-postada yer aldığı için ispat oluşturdu. Mahkeme bunu kabul etti. Yani bir noter tasdikli belge değil.
Sadece bir e-posta delil sayıldı. Dolayısıyla yaratıcı insanlara, kültür üreticilerine, sanat üreticilerine önerim odur ki bir noter tasdikine ihtiyacımız yoktur. Bir eserin kendinize ait olduğunu ispatlamak istiyorsanız, kendinize güvenilir bir e-posta oluşturun, eserinizi önce buraya gönderin, ondan sonra paylaşım yapın.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na kesinlikle minnettarım, özellikle Telif Hakları Genel Müdürlüğü'ne. Çünkü bazı haklarımı onlardan öğrendim. Oranın avukatlarının cesaretlendirmesiyle bu davayı açma cesaretini buldum. Dolayısıyla bakanlığın katkısı benim için çok önemli. Bu konuda toplumun bilinçlenmesini isterim."