I. Dünya Savaşı'nın siperlerinde ortaya çıkan ve askerleri derinden etkileyen "shell shock", başlangıçta fiziksel bir rahatsızlık sanılsa da, modern psikolojinin temellerini atan travma sonrası stres bozukluğunun ilk örneği oldu. Peki, bu gizemli durum nedir ve günümüzde nasıl adlandırılıyor?
"SHELL SHOCK" NEDİR VE NASIL ORTAYA ÇIKTI?
"Shell shock" (cephe şoku), özellikle I. Dünya Savaşı'ndan dönen askerlerde yaygın olarak görülen ve savaşın yol açtığı derin psikolojik travmaları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. O dönemin tıp bilimine göre, askerlerin siperlerde maruz kaldığı sürekli topçu ateşi, patlama sesleri ve titreşimlerin, beyne fiziksel olarak zarar vererek sinir sistemini "şokladığı" düşünülüyordu. Bu nedenle "kabuk şoku" anlamına gelen bu isimle anıldı.

Ancak, savaşın korkunç koşulları altında yaşanan bu durumun asıl nedeninin fiziksel bir hasardan ziyade, aşırı stresin tetiklediği psikolojik bir tepki olduğu sonradan anlaşıldı. Askerler, sürekli ölüm tehdidi altında yaşamanın, bombardımanın yarattığı dehşetin ve çaresizliğin getirdiği yoğun travma sonucunda titreme, felç, konuşma bozuklukları, halüsinasyonlar ve şiddetli anksiyete nöbetleri gibi belirtiler gösteriyordu.
GÜNÜMÜZDE HALA GÖRÜLÜYOR MU?
"Shell shock" terimi, modern tıp ve psikoloji tarafından artık kullanılmıyor. Bugün bu durum, Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) olarak adlandırılıyor. Sadece savaş gazilerinde değil, ciddi bir travmatik olay (doğal afetler, kazalar, saldırılar) yaşayan her bireyde görülebilen bir rahatsızlıktır.

Günümüzde TSSB, modern tıp ve psikoloji sayesinde çok daha iyi anlaşılıyor ve tedavisi mümkün hale gelmiştir. Tedaviler arasında terapi, ilaçlar ve destek grupları yer almaktadır. "Shell shock" hikayesi, insan ruhunun savaşın ve travmanın derin etkilerine karşı ne kadar savunmasız olduğunu gösteren tarihi bir örnek olarak hafızalardaki yerini korumaktadır.
