Seçil Erzan'ın 'Fatih Terim fonu' adıyla anılan hayali sistemi üzerinden yaşanan büyük dolandırıcılık olayı, Türkiye tarım sektöründe yaşanan yeni bir vurgun olayını akıllara getirdi. Ankara'nın Polatlı ilçesinde, bir buğday tohum firmasının kurucularının yüksek kar vaadiyle çiftçilerden aldıkları mahsullerin bedelini ödemeyerek kaybolması, Erzan'ın olayıyla benzerlikler taşıyor. İşte tüm detaylar...
KARAR
Bu tohum firmasının sahipleri, 2017 yılından beri güven oluşturarak çiftçilerden tarım ürünü toplamış ve yüksek kazançlı ödeme vaat etmiş. Ancak sonrasında 150 milyon TL değerindeki ürünlerin parasını ödemeden yurt dışına kaçtıkları iddia ediliyor. Polatlı Cumhuriyet Savcılığına ulaşan 100’den fazla mağdur çiftçi, bazılarının elinde senet olmasına rağmen ürünlerinin gizlice satıldığı ve mağduriyet yaşadıkları konusunda şikayetçi oldular.
BAŞHEKİMİ BİLE KANDIRDILAR
Bu vurgunun ardından Polatlı Devlet Hastanesi'nin eski başhekimi ve şimdi çiftçilik yapan Ali Rıza Koçoğlu gibi mağdurlar, firmaya güvendiklerini ancak sonrasında büyük hayal kırıklığına uğradıklarını dile getirdiler. Koçoğlu, firmaya teslim ettikleri 259 ton buğdayın parasını alamadıklarını ve 6 Aralık’ta firmanın bürolarını kapatıp ortadan kaybolduğunu ifade etti.
Edem Koçoğlu ise, ailesi ile birlikte 600 dönüm araziye buğday ektiklerini ve hasat sonrası ürünlerini güvendikleri Ahi Tohum firmasına teslim ettiklerini ancak karşılığında hiçbir ödeme alamadıklarını belirtti.
SIFIR MALVARLIĞI
Bu vurgun sonucunda, Polatlı'da 100'ün üzerinde çiftçi mağdur oldu. Firmanın sahipleri Sevgi ve Cihangir Coşkun’un yurtdışına kaçtığı ve Cihangir Coşkun’un İstanbul'da yakalanarak cezaevine konulduğu öğrenildi. Ancak mağdurların ellerindeki senetlere rağmen, firmanın üzerine kayıtlı hiçbir mal varlığına ulaşılamadı.
Bu olay, Seçil Erzan'ın dolandırıcılık skandalı gibi, güvene dayalı iş ilişkilerinin nasıl kötüye kullanılabileceğini ve mağduriyetler yaratabileceğini gözler önüne seriyor. Polatlı'daki çiftçiler, bu büyük kayıplarının karşılanmasını talep ederken, tarım sektöründeki bu tür olayların, çiftçiliğin ve tarımın geleceğini nasıl etkileyebileceği konusunda endişelerini dile getiriyorlar.