Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin son 20 yılına yayılan göç ve sığınmacı politikalarını kapsamlı bir biçimde eleştirdi. Özdağ, yaşanan süreci “bir ihanetin anatomisi” olarak tanımlarken, özellikle Suriyeli sığınmacılar üzerinden geliştirilen politikanın uluslararası bir planın parçası olduğunu iddia etti.
“ANADOLU’YU TÜRKSÜZLEŞTİRME, MİLLETİ MÜLKSÜZLEŞTİRME PLANI”
Özdağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Sığınmacı ve kaçak istilası ile ülkemizin demografik yapısını bozarak Anadolu’yu Türksüzleştirmek, kentsel dönüşüm ve rezerv yasaları ile bu milleti mülksüzleştirmek hedefleniyor.”
Ensar-muhacir söylemiyle başlayan göç siyasetinin, dini referanslar üzerinden toplumsal taban oluşturularak ilerletildiğini belirten Özdağ, bu sürecin iç kamuoyunda tepkileri önlemek için dikkatli bir stratejiyle yürütüldüğünü söyledi.
“SINIRDAKİ MAYINLARIN TEMİZLENMESİ SÜRECİN BAŞLANGICIYDI”
Sığınmacı krizinin birdenbire değil, yıllara yayılan bir plan çerçevesinde geliştiğini ileri süren Özdağ, bu bağlamda Türkiye'nin 2003 yılında taraf olduğu Ottawa Sözleşmesine dikkat çekti:
“Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi, bu büyük göç hareketinin altyapısını oluşturdu. Kimse 1999’da kabul edilen bir anlaşmanın 15 yıl sonrası için zemin hazırlayacağını düşünmezdi ama birileri düşündü ve planladı.”
“RUANDA BENZETMESİ BOŞUNA DEĞİLDİ”
Özdağ, geçen yıl Meclis kürsüsünden dile getirdiği “Ruanda örneği” nin de bugün yaşanan süreçle bağlantılı olduğunu savundu. Yaklaşık 23 yıllık göç sürecinin gelecek 25 yılı da etkileyeceğini belirten Özdağ, bu konuda belgelerle kamuoyunu uyardığını ifade etti.
“FİLİSTİN SÖYLEMİ DEĞİŞTİ, ŞİMDİ HİCRET DENİYOR”
Son dönemde Filistin meselesi üzerinden yürütülen söylemleri de eleştiren Özdağ, bazı çevrelerin daha önce “Gazze Filistinlilerindir” diyerek askeri müdahaleyi dahi gündeme getirirken, şimdi Filistinlilerin göç etmesine destek veriyor gibi görünmelerini tutarsızlık olarak değerlendirdi.
“Hicret söylemiyle tabanlarını ikna etmeye çalışıyor, dışarıda başkalarının ajandasına hizmet ediyorlar.”
“KAPALI KAPILAR ARDINDA İŞ BİRLİĞİ YAPANLAR KİM?”
Konuşmasının son bölümünde sert bir dille bazı siyasi figürleri hedef alan Özdağ, “Trump, Netanyahu ve İngiltere gibi aktörlerle iş tutanların” kamuoyuna yansıyan söylemlerinin aksine perde arkasında başka ittifaklar içinde olduklarını öne sürdü:
“Ekranlarda bağırıp çağıranlar, kapalı kapılar ardında kiminle iş çevirdiklerini de açıklasınlar.”
