Arıkan: Bu sistem halkı değil rantı düşünüyor

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yeni Yol’un grup toplantısında hükümeti eleştirerek, "Kayyum atamak için bir günde kararname yazanlar, İliç'in 8 aydır raporunu yazamadılar." dedi. Eğitim, sağlık ve ekonomi alanındaki mağduriyetlere dikkat çekerek, "Öğretmenlerimiz mağdur, gençlerimiz mağdur, çiftçimiz mağdur." ifadelerini kullandı. İşsizlik rakamlarının gerçeği yansıtmadığını da belirten Arıkan, "Bu sistem çözüm üretmiyor, mağduriyet üretiyor." dedi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Yeni Yol’un grup toplantısında yaptığı konuşmada hükümeti eleştirerek İliç maden faciası, sağlık, eğitim ve ekonomi alanlarında yaşanan sorunlara dikkat çekti.

İliç’te yaşanan kazanın sorumlularının hâlâ bulunmadığını belirten Arıkan, "Kayyum atamak için bir günde kararname yazanlar, İliç'in 8 aydır raporunu yazamadılar." ifadelerini kullandı. Denetimsizlik ve rant odaklı yaklaşımların işçi güvenliğini tehlikeye attığını belirterek, ilgili bakanlıkların sorumluluktan kaçındığını vurguladı. Depremzedelerin mağduriyetinin sürdüğünü, sağlık sisteminde diş hekimlerinin iş yükü nedeniyle iş bırakma kararı aldığını ve öğretmenlerin güvencesiz çalıştırıldığını ifade ederek, "Öğretmenlerimiz mağdur, gençlerimiz mağdur, çiftçimiz mağdur." dedi.

Ekonomik krize de değinen Arıkan, işsizlik oranlarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "İşsizlik rakamları açıklandı, yüzde 8,5 dendi ama iş bulma ümidini kaybedenler dahil edilmediğinde gerçek oran yüzde 28,2'ye çıkıyor." ifadelerini kullandı. Açlık sınırının 22 bin TL, yoksulluk sınırının 72 bin TL olduğunu vurgulayarak, halkın temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlandığını söyledi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sorunlara çözüm üretemediğini belirterek, "Bu sistem çözüm üretmiyor, mağduriyet üretiyor." dedi. Halkın refahı yerine rantın önceliklendirildiğini savunan Arıkan, liyakatsiz atamalar ve keyfi yönetim anlayışının ülkeyi çıkmaza sürüklediğini ifade etti.

Arıkan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Türkiye'nin son dönemlerde yaşadığı İliç maden faciasından bahsetmek istiyorum. Bundan tam bir yıl önce 9 emekçimiz aç gözlülük, rant, ihmal nedeniyle tonlarca toprağın altında kalıp can verdiler. Aradan geçen zamanda ne asıl sorumlular bulunabildi ne de bundan sonraki kazaları önlemek adına tedbirler alınabildi. İliç araştırma komisyonu son toplantısını 9 Temmuz'da yaptı. Üzerinden tam 8 ay geçti. Bırakın sorumluların ortaya çıkarılmasını daha komisyon rapor yazmayı bile beceremedi. Asıl sorumlunun kim olduğunu çok iyi biliyoruz.

Kayyum atamak için bir günde kararname yazanlar, bir gecede yandaş şirketlere vergi affı çıkaranlar 9 kardeşimizi kaybettiğimiz İliç'in 8 aydır raporunu yazamadılar. Biz İliç'te yine rant, ihmal ve denetimsizlikten oluşan ölüm üçgenini gördük. İliç'te iş adamı, siyasetçi, bürokratlardan oluşan menfaat üçgenini gördük. Kazanın yaşandığı madende 2019 yılında boruların patlamasıyla tonlarca siyanür nehre akmıştı. Bunun için maden işletmecisine 16 milyon ceza verilmişti. Bu olanlara rağmen aynı madene 2 kez kapasite artışı için izin verildi.

Komisyon raporu henüz açıklanmadı ama komisyonda gördüğümüz net bir fotoğrafı paylaşmak istiyorum. Faciaya neden olan toprak kaymasına neden olan alanın ilgili 3 bakanlıktan hangisne sorumlu olduğuna bugüne kadar karar veremedik. Yetki var, sorumluluk yok maalesef.

Bugün ülkede yaşayan herkes hükümetin uygulamaları nedeniyle ucundan kıyısından mağdur oluyor. Kimse güvende değil çünkü her yeni karar farklı bir kesimi mağdurlar grubuna dahil ediyor. 6 Şubat depremleri sonrası bölgedeki durumu hep beraber gördük. Depremzede vatandaşlarımızın mağduriyeti hala devam ediyor. Depremzede bugün depremden çok rezerv alan uygulamasından yetki karmaşasından, muhattapsızlıktan, plansızlıktan mağdur.

'OECD ÜLKELERİ ARASINDA HEKİM SAYISINDA SON SIRADAYIZ'

Devlet hastanelerinde görev yapan diş hekimlerimiz iş bırakma kararı aldılar. Diş hekimleri her gün onlarca hastaya bakmakta çok sıkıntı çekiyorlar. Böyle olunca da tedavi için yeterli zaman bulamıyorlar. Hem hastalar hem de hekimlerimiz mağdur oluyor. OECD ülkeleri arasında yüz bin kişiye düşen hekim sayısında sondan üçüncü sıradayız. Hekim sayısında son sıradayız.

Eğitimdeki tabloda diğer mağdur gruplarından farklı değil. Bugün 70 binin üzerinde ücretli öğretmen hem düşük maaşlarla hem de özlük haklarını almadan çalışıyorlar. Düşünün aynı işi yapıyorlar ama güvenceleri yok hakları yok. Bu uygulama eğitim kalitesini düşürmekle kalmıyor, öğretmenlik mesleğinin itibarını da zedeliyor.

'BU SİSTEM ADALETİ DEĞİL KEYFİYETİ ESAS ALIYOR'

Öğretmenlerimiz mağdur, gençlerimiz mağdur, çiftcimiz mağdur. Bu mağduriyetlerin ortak noktası AK Parti'nin getirmiş olduğu bu bozuk sistem. Bu sistem çözüm üretmiyor, mağduriyet üretiyor. Bu sistem halkı değil rantı düşünüyor. Bu sistem adaleti değil keyfiyeti esas alıyor.

2017 referandumunda Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi bize neler anlatmıştı. Parlamenter sistem bize ayak bağı oluyor, hızlı ve etkin kararlar alamıyoruz denilmişti. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçince ülke uçacak denilmişti. Üzerinden tam 7 yıl geçti. Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin hala sokak köpekleri sorununu çözmeye gücü neden yetmiyor. Aile yılı ilan ediyorlar; aileyi, kültürü, değerlerimizi kanser eden gündüz kuşağı programlarına, dizilere neden dur demiyorsunuz. RTÜK ne işe yarıyor.

Bürokratik vesayetten dertleniyorlardı. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir bürokrat tipi türetildi. Bunu en büyük hayırsever benim diyen Ziraat Bankası genel müdüründe bir kez daha gördük. Sonunda şahsım devlet anlayışı şahsım banka anlayışını doğurdu. Ankara bürokrasisinde vatandaşa tepeden bakan bir anlayış bugün egemen vaziyette. Vatandaş bürokratlara üst üste iki soru soramıyor. Vatandaş işini halletmek için torpil bulmak zorunda kaldı.

'İŞSİZLİK RAKAMLARI GERÇEĞİ YANSITMIYOR'

Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'nin ekonomik yıkımını anlatacak binlerce konu var. Bunlardan sadece işsizlik rakamlarını paylaşacağım. İşsizlik rakamları açıklandı. Yüzde 8,5 dendi. İşsizlik rakamları gerçeği yansıtmamakta. İş bulma ümidin kaybedenler bu yüzde 8,5'a dahil değiller. Yarı zamanla işte çalışmak zorunda kalan yğzde 8,5'a dahil değiller. Bunları da işsizik kadrosuna dahil ettiğimizde işsizlik oranı yüzde 28,2'ye çıkıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün verilerine göre bizden daha kötü 28 ülke var.

Ocak 2025 itibariyle açlık sınırı 22 bin TL, yoksulluk sınırı 72 bin TL. Çalışanların yarısı asgari ücretle geçinmeye çalışıyorlar. Temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar enflasyonu nasıl artıracaklar. 2021'de servet transferiyle düşük faizle servetine servet katanlar enfasyonu çıkarmışlardır. Kazanan hep aynı bedel ödeyen ise her zaman olduğu gibi vatandaşımız. İşte Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi tam olarak budur."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN