Suriye’de HTŞ öncülüğündeki gruplar 8 Aralık 2024’te 53 yıllık Esad yönetimini 12 günde devirdi. Şam’dan ayrılan Esad ailesiyle birlikte Moskova’ya giderken, ülkede yeni bir dönem başladı. Ancak HTŞ yönetiminde Aleviler, Dürziler ve Kürtlerle yaşanan gerilimler istikrar sürecini zora soktu.
Türkiye’de ise 2011’den bu yana 3 milyondan fazla Suriyeli göçmen barındırılıyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıkladığı son verilere göre Ağustos 2025 itibarıyla 2 milyon 506 bin 740 Suriyeli geçici koruma statüsüyle Türkiye’de bulunuyor. En çok göçmen İstanbul, Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Hatay, Mersin ve Bursa’da ikamet ediyor.
450 BİNİ AŞKIN GERİ DÖNÜŞ
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 29 Ağustos’ta yaptığı açıklamada Esad yönetiminin düşmesinden bu yana 450 bin 169 Suriyeli göçmenin ülkesine döndüğünü duyurdu. Ancak Suriye’de HTŞ hükümetinin halen güvenlik ve hizmetlerde istikrar sağlayamaması, geri dönüşlerin geleceğini belirsiz kılıyor.
“BEKLE VE GÖR” POLİTİKASI
T24'ün haberine göre İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır, Türkiye’de Suriyeli göçmenlere uygulanan politikanın geçici bir gözlem süreci içerdiğini belirtti:
“Türkiye’deki mültecilere her aileden bir kişinin ‘git, gör ve ona göre karar ver’ şeklinde ağustos ayına kadar olanak tanındı. Yaşadıkları yerin güvenliği ne durumda? Yaşam olanakları uygun mu? diye ülkelerine bakarak karar vermeleri beklendi.”
Çorabatır, Aralık 2024’ten bu yana dönüşlerde artış olduğuna dikkat çekerek, “İnsanlara bekle ve gör politikasını uyguluyor. Bunu mültecilerle yaptığımız görüşmeler ve BM anketlerinden anlıyoruz. Türkiye’deki mevcut statülerini kaybetmek istemiyorlar” ifadelerini kullandı.
Çorabatır ayrıca, “Güvenli bir yaşam alanı kuramayanlara ‘Evinizi nasıl tamir edeceksiniz’ diye sorulması gerekiyor” dedi. Deprem bölgelerinde yaşayan Suriyelilerin durumuna da dikkat çekerek, temel hizmetlerin eksikliğine vurgu yaptı.
“GERİ GÖNDERME MERKEZLERİNDE ZORLA FORM İMZALATILIYOR” İDDİASI
Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı Sözcüsü Yıldız Önen, geri gönderme merkezlerinde hak ihlalleri yaşandığını öne sürdü:
“Geri gönderme merkezlerinde insanlara zorla ‘gönüllü geri dönüş’ formu imzalatılıyor. İnsan haklarına uygun bir şekilde mültecilere davranılmıyor.”
Önen ayrıca, “Gönüllü geri dönüşler varsa niye mobil geri dönüş merkezleri var?” diyerek uygulamanın gönüllülükle bağdaşmadığını savundu.
Suriyeli aktivist Taha Elgazi’nin geri gönderme merkezinde zorla form imzalatılarak sınır dışı edildiğini hatırlatan Önen, “Göçmenler baskı altına alınıyor, sesleri kısılıyor. İnsan haklarına aykırı şekilde muamele edilerek, gönüllü geri gönderme formu zorla imzalatılarak ülkelerine gönderiliyor” dedi.
Önen, imza sürecinde BM yetkililerinin ve sivil toplum kuruluşlarının çoğunlukla bulunmadığını, üçüncü imzaların sonradan tamamlandığını da belirterek, “İyileştirme değil, tamamen geri gönderme merkezlerinin kapatılması gerekiyor” çağrısında bulundu.
BELİRSİZLİK DEVAM EDİYOR
ABD ve Avrupa Birliği’nin yaptırımları kaldırmasına rağmen Suriye’de güvenlik sorunlarının devam ettiği ifade ediliyor. Birleşmiş Milletler ise ülkenin halen “güvenli dönüş için uygun” olmadığını vurguluyor.
Türkiye’deki Suriyelilerin geleceği ve geri dönüş sürecinin gönüllülük esasına uygun yürütülüp yürütülmediği önümüzdeki dönemde de tartışma konusu olmaya devam edecek.
