Türkiye, sağlık sisteminde şoke edici bir skandalla sarsıldı. Gazeteci Murat Ağırel'in Cumhuriyet Gazetesi'ndeki yazısına göre, bir çete hem yaşayan hem de hayatını kaybetmiş doktorların kimliklerini kullanarak uyuşturucu etkili ilaçları piyasaya sürmüş.
Skandal, doktorların e-imza cihazlarının çalınmasıyla başladı. Çeşme'de iki doktorun cihazları çalındı ve kısa sürede bu cihazlarla 63 kutu Lyrica ilacı için sahte reçete yazıldığı ortaya çıktı. Benzer bir durum İzmir'de de yaşandı; bir doktorun kayıp e-imza cihazıyla tam 600 kutuya yakın Lyrica ve benzeri ilaçlar reçete edilmiş.

18 HASTANEDE BENZER VURGUN
Olay sadece İzmir'le sınırlı kalmadı. İstanbul'un en büyük hastaneleri de dahil olmak üzere tam 18 hastanede görevli doktorların e-imza bilgileri çalındı. Bu kimlikler üzerinden yüzlerce sahte reçete düzenlendi.
EN ŞAŞIRTICI DETAY: ÖLMÜŞ DOKTORLARIN ADI KULLANILMIŞ
Soruşturma derinleştikçe akıl almaz bir gerçek ortaya çıktı. Düzenlenen sahte reçetelerden birinde adı geçen Op. Dr. Ahmet Muhtar Uygur'un 2020'de vefat ettiği belirlendi. 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Dr. Ali Kılıç'ın adı da sahte reçetelerde kullanılmıştı.
Bu durum, sağlık sistemindeki büyük güvenlik açığını gözler önüne seriyor. Ölen bir doktorun bile adına reçete yazılabilmesi, sistemdeki denetimsizlik ve zafiyetleri bir kez daha gündeme getirdi. Yetkililerin bu konuda nasıl bir adım atacağı ise merak konusu.



