BERFU KARGI
Türkiye genelinde yaz aylarında artan orman yangınlarına ilişkin tartışmalar devam ederken, uzman raporları ve sahadaki bulgular, enerji iletim altyapısının bu yangınlarda önemli bir risk unsuru haline geldiğini ortaya koyuyor.
Antalya'da orman yangını: Aksu ve Muratpaşa'da evler tahliye edildi
Ekonomist İnan Mutlu tarafından kamuoyuyla paylaşılan bir grafik, enerji kaynaklı yangınların yıllar içinde belirgin biçimde arttığını gösteriyor. Buna göre, 2016 yılında orman yangınları içerisinde enerji kaynaklı yangınların payı yüzde 2,13 düzeyindeyken, bu oran 2024 itibarıyla yüzde 6,06’ya yükseldi. Ancak esas endişe yaratan unsur, bu tür yangınların yol açtığı tahribatın büyüklüğü.

Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, enerji kaynaklı yangınların neden olduğu yanan alanın toplam yanan alan içindeki payı 2010 yılında %4,9 iken, 2024 yılında bu oran %11,87’e çıktı. Bu veriler, söz konusu yangınların sayıca az olmakla birlikte, etkisinin orantısız ölçüde büyük olduğunu ortaya koyuyor. Aynı yıl enerji kaynaklı orman yangınlarında toplam 3.236 hektarlık alanın zarar gördüğü bildirildi.
İZMİR ÖRNEĞİ TARTIŞMALARI DERİNLEŞTİRDİ
Son olarak İzmir’de meydana gelen yangınlar, konuya dair tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. İzmir Valisi Süleyman Elban, Çeşme, Seferihisar ve Foça’daki yangınların çıkış sebebinin elektrik hatları olduğunu açıkladı. Ancak bölgede hizmet veren GDZ Elektrik tarafından yapılan açıklamada, söz konusu iddialara ilişkin somut bir bulgu bulunmadığı belirtildi. Buna karşılık, İzmir İtfaiyesi tarafından hazırlanan teknik raporda, Menderes’teki yangının yüksek gerilim hattında meydana gelen kısa devre sonucu çıkan kıvılcımlarla başladığı ve bu durumun kesinleştiği kaydedildi.
İzmir'deki yangınların itfaiye raporu: Alçak gerilim hattı kısa devre yaptı
2024’TE 230 ENERJİ KAYNAKLI YANGIN
Uzman kuruluşlar da teknik değerlendirmeleriyle benzer risklere dikkat çekiyor. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), enerji nakil hatlarında bakım ve onarım eksikliklerinin yangın riskini artırdığını vurguluyor. EMO’nun açıklamasına göre, gevşek bağlantılar, kırık izolatörler, rüzgarda birbirine çarpan iletkenler ve özellikle hat güzergâhında budanmayan ağaç dallarının iletkenlere temas etmesi, yangına sebebiyet verebilecek başlıca unsurlar arasında yer alıyor. EMO ayrıca, Diyarbakır’da 17 kişinin yaşamını yitirdiği olayın da savcılık ön raporuna göre elektrik kaynaklı olduğunu hatırlatarak, sorunun yalnızca ormanlık alanlarla sınırlı kalmadığını belirtiyor.
Tüm bu teknik tespitler ve saha verileri kamuoyunda dikkatle takip edilirken, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, “elektrik kaynaklı yangınların çok olduğu” yönündeki değerlendirmelerin dezenformasyon içerdiği belirtildi. Bu açıklama, teknik raporlarla resmi söylemler arasındaki uyumsuzluk nedeniyle eleştirilere yol açtı.

Öte yandan Orman Genel Müdürlüğü verilerine göre, yalnızca 2024 yılında enerji kaynaklı 230 orman yangını meydana geldi.. Bu sayı, enerji altyapısının doğrudan yangın riski oluşturduğu yönündeki uyarıları desteklemektedir.
İklim değişikliği nedeniyle orman ekosistemlerinin daha hassas hale geldiği bir dönemde, elektrik iletim altyapısında meydana gelebilecek en küçük bir arıza ya da bakım ihmali, geniş çaplı çevresel felaketlere dönüşebiliyor. Uzmanlar, enerji hatlarının düzenli şekilde kontrol edilmesi ve riskli bölgelerde koruma önlemlerinin artırılması gerektiğine dikkat çekiyor.
GDZ Elektrik, KARAR’a itfaiye raporuna ilişkin yazılı bir açıklamada bulundu. Firma, itfaiye raporunun, soruşturma gizliliği ihlal edilerek basına sızdırıldığını savundu. Raporda, yangınların elektrik hatlarından çıktığına dair kesin ve somut bir bulgu bulunmadığını, sadece varsayımsal değerlendirmelere yer verildiğini öne sürdü. Şirket, rapora karşı resmi itiraz sürecini başlattığını ve soruşturmanın halen sürdüğünü belirtti
