65 yıldır durmaksızın çalışıyor elinden çıkan ürünlere neden taleplerin ardı arkası kesilmiyor. Yapımı ustalık istiyor 10 metrekarede ürettiği ürünleri çifter çifter satıyor. Unutmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor kendisinden sonra yapacak kimse bulunmuyor.
Diyarbakır’da 10 metrekarelik dükkânında yarım asrı aşkın süredir nostaljik ayakkabılar üreten 75 yaşındaki usta, unutulmaya yüz tutmuş modelleri yeniden hayata döndürüyor. Yerli ve yabancı müşteriler özel siparişlerle sıraya girerken, çifter çifter satın alıp "Bir gün bulamayız" diyenler bile var.
10 YAŞINDA BAŞLADI, 65 YILDIR DEVAM EDİYOR
Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde, geçmişin ayak izlerini bugünün sokaklarına taşıyan bir usta var.. Henüz 10 yaşındayken çırak olarak adım attığı kunduracılık mesleğini tam 65 yıldır aynı titizlikle sürdüren Mehmet Emin İpek, küçük dükkânında zamanın eskitemediği modelleri yaşatmaya devam ediyor. 75 yaşındaki usta, çocuk yaşta başladığı serüveninde önce çırak, sonra kalfa olmuş. Nihayet kendi dükkânını açarak zamana direnen bir el sanatının temsilcisi hâline gelmiş.
ESKİ MODELİN MÜDAVİMİ ÇOK
İpek’in ürettiği ayakkabılar sıradan değil; her biri, geçmiş dönemlerin izlerini taşıyan özel tasarımlar. Özellikle 1960’lı yıllarda revaçta olan "kuyruklu", "üç bağcıklı" ve "yemeni" tipi ayakkabılar, bugün hâlâ onun maharetli ellerinde hayat buluyor. Eskiden köylülerin şalvar altına rahatça giydiği kuyruklu ayakkabılar, nostalji severlerin gözdesi olmuş durumda. Bu özgün modellerin üretimi hâlâ el emeğiyle yapılıyor; dikişi, kalıbı, tabanı tek tek elde şekilleniyor.
HER AYAKKABI BİR ZANAAT ÖRNEĞİ
Ayakkabı ustası İpek’in mesleğe olan bağlılığı, sadece zanaatkârlıkla sınırlı değil; aynı zamanda bir kültürü yaşatma mücadelesi. Ustalarının sanatına duyduğu saygıyla konuşan İpek, "Onların eli çok ustaydı, işin hem tekniği hem ahlakı vardı" diyor. Kendisinin de bu anlayışı sürdürdüğünü ve ayakkabının yalnızca giyilecek bir eşya değil, aynı zamanda bir emeğin eseri olduğunu vurguluyor.
“AYNI MODELDEN İKİ ÇİFT ALANLAR VAR”
Bugün, Mehmet Emin İpek’in dükkanına gelen müşterilerin önemli bir kısmı orta yaş üstü bireylerden oluşuyor. Çünkü bu kişiler, geçmişte giydikleri o ayakkabıları yeniden görmek, yeniden giymek istiyor. Ancak bu ilgiyi yalnızca nostaljiyle açıklamak mümkün değil. Siparişlerin çoğu yurt içinden gelse de, yurt dışından da ciddi talep var. Hatta bazı müşteriler, “Bugün varsın, yarın olmayabilirsin; ne olur aynı modelden iki çift yap” diyerek çifter çifter sipariş veriyor. Bu yoğun ilgi karşısında İpek, zaman zaman siparişlere yetişmekte zorlandığını dile getiriyor.
10 METREKARELİK DÜKKÂNDA BÜYÜK HAYALLER
Küçücük bir alanda 40 yılı aşkın süredir aynı yerde hizmet vermeye devam eden usta, dükkânına ve mesleğine duyduğu sevgiyle çalışmaya devam ediyor. Müşterileriyle kurduğu sıcak ilişki, onu yıllardır ayakta tutan en büyük güçlerden biri. Eski dostluklar, eski modellerle birlikte yeniden canlanıyor. Her ayakkabı bir anıyı yaşatıyor, bir dönemi yeniden gün yüzüne çıkarıyor.
“BEN GİTTİKTEN SONRA BU DÜKKÂN YAŞASIN İSTİYORUM”
Mehmet Emin İpek’in en büyük arzusu, bu mesleğin ve dükkânın kendisinden sonra da yaşaması. Ancak bugüne kadar mesleği devredecek bir çırak bulamamış. “Keşke biri çıksa da bu işi öğrense, bu dükkân kapanmasa. Bir gün burada ‘Emin usta vardı, bana öğretti, şimdi ben onun yerindeyim’ dese…” diyen İpek, geleceğe bir iz bırakmak istiyor.
GEÇMİŞİ GİYMEK İSTEYENLERİN ROTASI ARTIK DİYARBAKIR
Diyarbakır’ın kalbinde, Sur’un dar sokaklarında ustalığın, emeğin ve sadeliğin izlerini taşıyan bir dükkân var. Geçmişin ayakkabılarını bugünün ayaklarına giydirmek için çabalayan Emin İpek, zamana meydan okuyan bir ustalık örneği. Ayakkabıdan fazlasını arayanlar, onun dükkânına uğramadan geçmiyor.