Corona virüse yakalanan Hülya Yürekli Seloni'nin sağlık durumu nasıl? Hülya Seloni kimdir ve kaç yaşında?

Corona virüse yakalanan Hülya Yürekli Seloni'nin sağlık durumu nasıl? Hülya Seloni kimdir ve kaç yaşında?

Hülya Yürekli Seloni kimdir? Hülya Seloni kaç yaşında, nereli? soruları internette araştırılıyor. Kanal 7 ana haber bülteni sunucusu Hülya Seloni, corona virüs (koronavirüs) teşhisiyle 12 Nisan'dan beri hastanede gördüğünü ve dün taburcu olduğunu açıkladı. Sosyal medyada geçmiş olsun mesajları yağan tecrübeli spikerin hayat hikayesi merak edildi. Peki, corona virüsü olan Hülya Yürekli Seloni'nin sağlık durumu nasıl? İşte detaylar...

'Koronavirüse yakalanan Kanal 7 spikeri Hülya Seloni'nin sağlık durumu nasıl?' Sosyal medya hesabından bir mesaj paylaşan haber spikeri Hülya Seloni, eşi ve kızıyla beraber ailece covid-19 salgınına yakalandıklarını duyurdu. Uzun zamandır ekranlarda olmayan Hülya Seloni, sağlık durumu hakkında da takipçilerini bilgilendirdi. Peki, 'Hülya Seloni kimdir?', 'Hülya Yürekli Seloni kaç yaşında ve nereli?', 'Hülya Yürekli Seloni ile Haluk Yürekli akraba mı?' Detayları KARAR.com okurları için derledik...

CORONA VİRÜS OLAN HÜLYA SELONİ'NİN SAĞLIK DURUMU NASIL?

Kanal 7 ana haber sunucusu Hülya Yürekli Seloni, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda uzun süredir ekranlarda olmadığını belirterek, ailece koronavirüse yakalandıklarını duyurdu. Seloni, sağlık durumuyla ilgili şu açıklamada bulundu:

"Sevgili dostlarım sizlerin de merak ettiği üzere bir süredir ekranlarda yokum. Maalesef ailece korona olduk. Ben 12 Nisan'da semptomlarım başlayan covid-19 tedavimi tamamlayarak dün hastaneden taburcu oldum, eşim ve Alara hastalık sürecini evde tedavi ile geçirdiler. Hepimiz çok şükür iyiyiz dinlenmedeyiz.

Amerikan Hastanesi'nde başlayan tedavi sürecimin yetersiz kalması sebebiyle çok zor zamanımda imdadıma koşan, beni kucaklayan, kendi hastanesine alıp hemen yeni bir tedavi süreci başlatarak iyileşmeme büyük katkı sağlayan, büyük özveriyle, sevgiyle çalışan, başarılı doktorlarımızdan, hakkını ödeyemeyeceğim, benim sağlık kahramanım, sevgili arkadaşım Enfeksiyon Hastalıkları Uz. Dr. Gülhan Eren basta olmak üzere İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin tüm kıymetli sağlık çalışanlarına, Alara'mın biricik doktoru, bizi hiç yalnız bırakmadı, engin bilgi ve tecrübeleriyle destek oldu.

Prof. Dr. Bektaş Sırrı, yine tecrübeli doktorlarımızdan önerileriyle destek veren sevgili arkadaşım Prof. Dr. Teoman Dal, Kanal 7'nin değerli büyüklerime, yönetici ve çalışma arkadaşlarıma, Amerika'dan her gün bana moral vermeye çalışan kız kardeşime, hastaneye yiyecek giyecek getirip her gün yanımda hissettiren erkek kardeşim ve değerli eşine, evimin kapısına yemek bırakan kıymetli kayınvalideme, sevgili eltime, çok çok değerli dostlarıma, dostluk mesajlarıyla güç veren, dualarını, desteğini esirgemeyen, arayan soran merak eden, kötü gününüzde yanımızda olduğunu hissettiren herkese en kalbi duygularımla sonsuz teşekkürler ediyorum.

Şunu bir kez daha anladık ki 'sağlık' her şey ve yaşam çok değerli. Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum büyüklerime hürmetlerimi sunuyorum. Hastalarımıza acil şifalar, sizlere hayırlı Ramazanlar diliyorum. En yakın zamanda görüşmek üzere. Sağlıkla mutlulukla kalın"

HÜLYA SELONİ INSTAGRAM

Tecrübeli spiker Hülya Seloni, sosyal paylaşım sitesi Instagram'da '@hulyaseloni' kullanıcı adıyla yer almaktadır.

HÜLYA SELONİ KİMDİR?

1995 yılında ilk Kanal 6'da ekran önüne çıkan Hülya Yürekli Seloni, meslek hayatı boyunca Kanal D, NTV, Habertürk ve Kanal 7'de çalıştı. Hülya Seloni evli ve 2008 yılında dünyaya gelen Alara isimli bir kız çocuğu sahibidir. 2012 yılında yapılan bir röportajda kendisiyle ilgili birçok bilgiyi paylaştı:

* Pozitif ve güleç yüzlüsün Hülyacığım. Nasıl başarıyorsun bunu?

Çünkü insanları çok seviyorum ve sevgiyi önemsiyorum. Gülmeyi de çok seviyorum. Gülünce ve biraz da sevgi dolu olunca, neşeli olunca insanlar onu pozitif enerji olarak algılıyor. Ya da iyi bir elektrik veriyorum. Gülümseyince karşıdaki insanlarda gülümsüyor.

* Ama bu hiçbir şeye kızmıyorsun anlamına gelmiyor…

Tabii ki sinirlendiğim şeyler de oluyor ama düşünüyorum da öyle hemen kızan birisi de değilim. Bazen kızdığım zaman en fazla sesim yükseliyor. Eskiden daha fevri davranışlarım vardı. Ama kızım Alara dünyaya geldikten sonra sabırlı olmayı, kendimi törpülemeyi öğrendim. Şimdi daha sakinim.

Pozitif olmanın elbette çok avantajlarını görmüşsündür ama muhakkak dezavantajlarını da yaşamışsındır. Suistimal edildiğini düşünüyor musun?

Medya dünyasını sen de biliyorsun çok sıkıntılı bir dünya. Bu dünyada çalışıp da nasibini almayan insan yoktur. Ben de aldım elbette ama öyle çok büyük sıkıntılarım olmadı. Her zaman iş arkadaşlarıyla iyi geçinen, uyumlu çalışan birisi oldum.

* Kaygıların oldu mu?

Önce yoktu ama sonra bunu yaşattılar… 1995 yılında ilk haber sunduğum Kanal 6 televizyonundan gelen teklif üzerine Kanal D’ye geçtim. İki ay sonra da ekipler değişti. Uğur Dündar ve ekibi geldi.

Ekipler değişince baktım ki kadro da değişiyor... Tuhafıma gitti, şaşkınlıkla onları izledim. Sonra aradan 4 ay geçti, bir gün ATM'den maaşımı çekmeye gittim baktım ki para yok. Yönetmen arkadaşımı aradım "Maaşlar yatmadı mı?" dedim. O da "İstersen muhasebeye sor" dedi, anlamış ama bana söylemiyor. Oysa işten çıkarılmışım haberim yok ve hala işten çıkarıldığımı düşünmüyorum saflığımdan... Gidip sorduğumda da bana kağıt verdiler ve içinde "İş akdiniz sona erdirilmiştir" diye yazıyordu. Gerçekten bu saygısızca ve çirkin bir davranışdı. Daha yolun çok başındaydım ve böyle bir olayla karşılaşınca çok üzüldüm..

* Bu yaşananlardan dolayı Uğur Dündar'a kırgın mısın?

Hayır, kırgın değilim. Çok kısa bir süre de olsa Uğur Dündar gibi bir duayenle çalışmak benim için şans. Çok şey öğrendim.

* Haksızlığa uğradığını düşünüyor insan doğal olarak…

Elbette… Sonra NTV kuruldu oraya başladım. Kanal D'de beraber çalıştığım Cem Aydın'ı aradım.. "Duydum bir haber kanalı kuruluyormuş ben de bir şeyler yapabilir miyim orada?" dedim. "Gel görüşelim" dedi. Gittim ve işe başladım. 5 sene NTV'de çalıştım.

* NTV'den ayrılışın nasıl oldu?

Karşılıklı gibi oldu. NTV’den ayrıldım bir süre sonra Habertürk'e geçtim.

* Kanal D'den tematik bir kanala geçtin, iki kanal arasındaki fark nedir habercilik anlamında?

Kanal D’den NTV ye geçerek başka bir dünyaya adım atmış oldum. Yeni bir haber kanalının doğuşunu gördüm ve bu da çok heyecan vericiydi. Biliyorsun haber malzemesi açısından o kadar zengin bir ülkeyiz ki, sabahtan akşama kadar sürekli yayın yapabilirsin. Haber kanalında o farkı yaşıyorsun, her an her dakika bir heyecan, her yeni gelişme her yarım saatte güncelleniyor, en sıcak haliyle ekrana yansıyor. Tematik kanallar daha dinamik daha heyecanlı.

* Haber sunmak istediğin bir iş miydi?

Aslında hiç düşündüğüm bir iş değildi. Annemin hayaliydi. Annem ben küçükken TRT spikerlerini izlermiş, “keşke benim kızım da böyle olsa” dermiş. Annem çok haber izleyen, haberi çok seven bir kadın. Şimdi bir taşla iki kuş vurmuş oldu. Hem beni izliyor hem de haberleri izliyor. Aslına bakarsan ben kamera önü istiyordum ama neyi istediğimi de çok iyi bilmiyordum.

* İlk kamera karşısına nasıl geçtin?

Kamera ile tanışmam reklam filmleriyle oldu. Ama çok beceriksizdim. Bu konuda hiç yeteneğim yoktu, bir şekilde ekran karşısında olmayı istiyordum ama nerede nasıl olacağını ben de bilmiyordum. Çalıştığım reklam ajansı beni güzellik yarışmasına sokmak istedi. Ben de mankenlik, foto modellik yapmak istiyordum. Hiç yapmadım çünkü babam izin vermedi.

* Televizyonculuk nasıl oldu?

TGRT’nin açmış olduğu spikerlik sınavına başvurdum. Hiç umutlu değildim. Ama elemelerden geçtim. İlk olarak TGRT ile başladım. Sabah kuşağı programının içerisinde küçük bölümler hazırlıyordum. Sonra Kanal 6’da bir yönetmen arkadaşım aradı. Didem Uzel’in sunduğu “ Top Secret” programı için sunucu aradıklarını söyledi. Koştura koştura gittim. Deneme çekimine girdim ve yönetmen İsmail Umaç çok beğendi.”Görüntü iyi, diksiyon iyi inanılmaz “dedi.

O zaman yönetim kurulunda Ufuk Özen vardı. Çekimleri izleyince beni çağırdı. Bir haber metni okumamı istedi. Kanal 6 olarak yeni bir haber yüzü arıyorlardı. Çok şaşırdım, çünkü haberi hiç düşünmemiştim ve görüşmeye eğlence programı sunmak istiyordum. Ama Ufuk Bey ısrarla haber istedi. Ve işe başladım.

* İlk canlı yayınını hatırlıyor musun?

Hiç unutmuyorum ki… Hayatımda hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Başımdan ayaklarıma kadar titredim. “Ben yapamayacağım bu işi” dedim. Hatta haber bittikten sonra uzun süre yerimden kalkamadım

* Kanal D’den sonra NTV, NTV’den sonra Habertürk'te çalıştın…

3 Sene de Habertürk’te çalıştım. Habertürk, benim mesleki hayatımda beslendiğim, büyüdüğüm ve beni iyi bir noktaya getiren kanal oldu. Bunda Ufuk Güldemir’in de büyük bir etkisi var. Ondan çok şey öğrendim. Haber heyecanını en fazla onunla yaşadım.

* Niçin ayrıldın Habertürk’ten?

Kanal 7 haber koordinatörü Nazmiye Yılmaz’dan teklif geldi.

* Şaşırdın mı Kanal 7’den teklif gelince?

Şaşırdım elbette. Görüşmeye gelince Nazmiye Hanım’dan çok etkilendim. Çok keyifli bir görüşmeydi. Cazip bir teklifle geldiler ben de şansımı denemek istedim. 2 yıllık sözleşme imzaladım. Ama 7 sene bitti buradayım. Kanal 7 camiasını ve Nazmiye Yılmaz’ı çok iyi tanıyan birisine danışdım, sordum, çok iyi şeyler duydum. Bu da bende heyecan yarattı açıkçası. O yüzden ben de tereddütsüz ve heyecanla geldim.

* Peki, çevrenden eleştiri aldın mı?

Habertürk’ten bazı arkadaşlar eleştirdi. Hatta “Çok mu para aldın?” diyenler bile oldu. “Baskı görüyor musun?” diye saçma sorular hala sorulmuyor değil. Bunlara çok üzülüyorum.. Doğrusu iş anlamında bir farklılık görmüyorum. Biz profesyoneliz. Ama muhafazakâr medya olarak bakıldığında da hiçbir baskı görmedim tam tersi son derece özgür bir çalışma ortamı var burada.

* Kanal 7 ile diğer çalıştığın kanallar arasındaki en önemli fark nedir?

En büyük fark bence buranın aile ortamı olması. Ben kendimi bu ailenin bir ferdi gibi hissediyorum. Evden çıkıyorum yine bir aileye geliyorum. İkide bir insanlar ayrılıp yerine yenileri gelmiyor. Bir kaygımız yok. İnsanlar birbirlerine çok saygılı. Burada olduğum için çok mutluyum inşallah buradan emekli olurum… Başka bir kanala gitmek istemiyorum.

* Başka yerden teklif alıyor musun?

Alsam ne olur beni hiç heyecanlandırmıyor. Elbette benimle temasa geçmek isteyenler oldu ama gitmeyi düşünmedim.

* Hülyacağım sen kendini bir anchor olarak görüyor musun?

Hep olmak isteyen bir kişiyim, oldum diyen biri değilim. Ama işimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Haber sunmak çok keyifli bir iş. Geldiğim noktayı insanların değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Takdiri izleyici versin, onlar karar versin.

* Haber sunarken bir tarzın var mı?

En azından “ben benim, başkası hiç olmadım”. Hiçkimseyi taklit etmedim ve kimseden de etkilenmedim. Ayrıca haberde çok aşırı derecede mimik yapan birisi değilim ya da çok donuk değilim ama gerektiğinde haberin duygusuna göre yüz ifadem değişebiliyor. Çünkü haberi sunarken onu yaşıyorum.

* Beğendiğin haber sunucuları var mı?

Benim haberci olarak en çok beğendiğim Gürkan Zengin’dir. Hiç tanışmıyorum ama haber sunumunu çok beğeniyorum, keyif alıyorum.

* Bunca yıllık habercilik hayatında en çok zorlandığın haber ne oldu?

Spesifik birşey söylemek zor.. Herkesin hassasiyet gösterdiği haberlere ben de duyarlıyım.. Şehit, bebek, çocuk, kadın ve yaşlıların dramları beni en çok etkileyen haberler..

* Bir haber spikerinde olmazsa olmazlar neler sence?

Bence haber spikerinin en önemli özelliği haberin içinde, haberi gerçekten bilen ve yaşayan biri olması gerektiğini düşünüyorum. Ama tabii görsellik de çok önemli. Yabancı kanallara baktığımızda bizdeki gibi krallar kraliçeler yok. Bizim halkımız seviyor kralları ve kraliçeleri. Bir de şimdi çıtır haber spikeri dönemi başladı. Oysa yabancı ülkelerde yaş ortalaması 40’ın üzerinde.

* En büyük eleştirmenin kim? Kızın mı? Eşin mi? Ailen mi?

Annem, babam. Onlar bu konuda çok iyiler çok da acımasız eleştirirler. Ben de zaten eleştiriyi seviyorum. Başkaları iyi şeyler duymak ister bende de tam tersi olumsuz bir şeyler duyayım ki kendimi daha ileri bir noktaya götüreyim. Eşim de çok izler ve o da çok yerinde eleştirilerde bulunur. Ben de onları dinlerim.

* Kendinle barışıksın mısın?

Evet… Kendimi seviyorum.

* “Hem kariyer yaparım hem çocuk yaparım” diyenlerden misin?

“Hem kariyer hem çocuk” diyenlere çok şaşırıyorum. Eğer çocuğu sabahtan akşama kadar bakıcıya bırakıyorsan o zaman kariyer yapabilirsin. Allahtan benim sabahtan akşama kadar gelip gidilen bir mesai dilimim yok. Olsaydı benim için çok zor olurdu. Alara 2,5 yaşında yuvaya başladı mecburen verdik. Ama iş dışında tüm zamanımı onunla ve eşimle geçirmeye çalışıyorum.

* Annen, senin haber spikeri olmanı istedi. Sen kızının ne olmasını istiyorsun?

Benim öyle bir hayalim yok. Ne istiyorsa onu olsun, tamamen onun kararı. Ama Alara’nın da haber spikeri olmasını isterim çünkü ben işimi çok severek yapıyorum. Kesintisiz 17 yıldır haber sunuyorum. Bu Türk televizyonculuğunda iyi bir süre.

* Aşk kadını mısın Hülya?

Aşk benim için çok önemli. Ama benim bir özelliğim var; herhalde terazi burcundan kaynaklanıyor. Kalbimin kabul ettiğini beynimin de kabul etmesini istiyorum. Hiç körü körüne aşık olacak birisi değilim. Eşimle de ilk karşılaştığımda hemen aşık olmadım. O olmuştu ama beni görür görmez.

* Ne kadar sonra aşık oldun?

Çok uzun sürmedi. Çünkü Rıfat kişiliğiyle, duruşuyla beni çok etkiledi. Ben aynı zamanda mantık kadınıyım. Terazimin bir kefesi beynimi bir kefesi kalbimi taşıyor. İkisinin arasında denge kurduğum zaman çok rahat mutlu oluyorum. Bu çok zor bir şey ama bunu Rıfat’ta buldum. Hem aşk var hem mantık var.

* Senin evliliğin oldukça ilginç... Musevi birisi ile evlilik seni endişelendirmedi mi?

Yok. Ben insanlar arasında din dil ırk gözetmem. Benim için evrensel değerler önemli. Çünkü ben Rıfat’ı ilk tanıdığımda kişiliğini gördüm, onun nasıl birisi olduğunu gördüm.

* İlk tanıştığınızda Musevi olduğunu biliyor muydun?

Biliyordum tabii. Hatta ilk başka “benim Müslüman olmam senin Musevi olman bizi nereye götürür “diye sorduğumda “hiçbir sakıncası yok “demişti. Ben de “Senin için bir sakıncası yoksa benim için de yok, birbirimize şans vermeliyiz” diye düşünmüştüm.

* Dinimizde müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle evlenmesini araştırdın mı?

Elbette, sordum, araştırdım. Dinimizde Müslüman erkekler yabancı bir kadınla evlenebiliyor ama ”kadın evlenemez” demiyorlar, “sakıncalı olabilir” diyorlar. Tabii evliliklerde farklılıklar çok zor. Çünkü kültür çatışması olabilir. Doğacak çocuğu etkileyebilir.

* Siz nasıl aştınız bu sorunları?

Ama biz birbirimize o kadar çok inandık ki, bu sorunu aşabileceğimizi düşündük. İlk başta benim ailem de Onun ailesi de karşı çıktı. Ama zamanla biz birbirimizi tanıdıkça baktık ki aramızda hiçbir sorun olmuyor. Biz birlikte dinlerimizi ortak yaşayabiliyoruz. Ben onun bayramlarında yanındayım, o benim bayramlarımda yanımda. Bizim örf ve adetlerimiz aynen devam ediyor. Onların adetleri de aynen devam ediyor. Dolayısıyla biz ortak noktayı bulduk.

* Hiç sorun yaşamadınız mı?

İlk başta biraz sıkıntılı oldu. Musevilerin çoğunluğu karma evliliğe karşılar dolayısıyla orada bir sıkıntı oldu. Ama biz her türlü sıkıntıyı birbirimizi tanıyarak, kendimizi ailelerimize tanıtarak, birbirimize olan inancımızı kanıtlayarak başardık. Hiçbir sorun kalmadı. İkimiz de ailelerimize sevgi ve saygı ile bağlıyız.

Rıfat’ın tek endişesi Alara bir Hristiyan ile evlenirse bayramlar artacak diyor.” Bütün seneyi bayramlarla geçireceğiz” diyor. Tabii ki espri yapıyor.

* Çocuğunuzu nasıl yetiştiriyorsunuz?

Tabii ki iki dinin de ortak yönü Allah’ın varlığı. Bir kere Alara Allah’ın varlığını çok iyi öğrenmeli. Dinin anlamını çok iyi öğrenmeli. Dinin ne anlama geldiğini, dinin niçin insanlığa geldiğini, bunları çok iyi kavramalı. Allah’ın varlığını ve önemini ilk önce öğretmek lazım.

* Mutlu evlilik formüllerin var mıdır?

Benim öyle planlı programlı bir hayatım yoktur. Hem mantık hem aşk evliliği yaptığım için bu doğal olarak başlangıcından beri yürüyor. Birbirimize karşı sonsuz saygılıyız ve birbirimize güveniyoruz. Zaten birbirinizi anladığınız zaman hem iyi arkadaş hem iyi sevgili olabiliyorsunuz. Gayet güzel gidiyor.

* Hiç kavga etmez misiniz?

Biz Rıfat’la birbirimizi tanıdığımızdan beri hiç kavga etmedik. Tartıştık ama asla küsmemiz hiç olmadı. Hayatımdaki en büyük şanslarımdan biridir Rıfat. Ben zaten çok huzurlu bir aileden çıktığım için şimdi de devamını yaşıyorum. Allah herkese bu huzuru versin.

* Hülyacığım 3 kardeşsiniz ve ailede seninle birlikte iki televizyoncu var…

Evet, erkek kardeşim Haluk Yürekli NTV sporda haber müdürü, gerçekten işinde çok başarılı. Medya dünyasına benden sonra girdi. Oğlak burcu çok hırslı, çok başarılı. Gurur duyuyorum kardeşimle. O kadar çok çalışıyor ki keşke ailesine biraz daha zaman ayırabilse.

* Sen de sosyal medyayı kullanıyor musun?

Özel hayatını çok konuşan, çok paylaşan birisi değilim aslında. Facebook’a girdiğimde bir baktım ki en son ben kalmışım. Ama facebook sayesinde yıllardır görüşemediğim arkadaşlarımı buldum. İzleyiciyle ve medya dünyasından birçok arkadaşımla mesajlaşma şansım oldu. Twitter’a da yeni girdim.

* Twittera girer girmezde takipcilerin Galatasaraylı ağırlıklı oldu…

Fanatik Galatasaraylıyım, maçlarını severek izlerim. Kardeşim Haluk’la twitter’de tweetleşince bir anda benim takipçilerim sarı kırmızı formalılar oldu, fenerliler de var ama ağırlıkta sarı kırmızılılar oldu. Bana sordular “Galatasaraylı mısın?” Ben de “evet, doğuştan Galatasaraylıyım, fanatiğim “deyince bir anda Galatasaraylılarla buluşmuş olduk Twitterden.

* Fenerbahçeliler küsmedi mi sana?

Fenerbahçelilerden ve Beşiktaşlılardan biraz tepki geldi. Ama yapacak bir şey yok, ben Galatasaray’ı tutuyorum. İlk defa Galatasaray sevgimi paylaşabileceğim bir kitle oldu. Twittera izleyicilerle daha yakın olayım diye girdim ama bir anda Galatasaraylı dostlarımla buluşmuş olduk…

* Hülya 20 sene sonra nerede ve ne yapmayı hayal ediyor?

Ekranda olmayı… Avrupa’da Amerika’da ileri yaş sunucular, bir değer ve tecrübe olarak görülüyor. Bizim ekranlar değişir mi değişmez mi bilmem? Umarın tecrübeli erkeklerin ekranda olduğu ülkemizde, ileri yaş kadınlar da en kısa zamanda aynı şansı yakalar. Aslına bakarsan uzun vadede plan yapan biri değilim. Her zaman günü en iyi şekilde değerlendirmeyi hedeflerim. Başarılı geçen günü de geleceğe dair iyi bir yatırım sayarım. Bir de Alara’ya da öğretmeye çalıştığım, yaşamımdaki en önemli motivasyon mutlu olmak. Hayatımdan öyle güzel son 20 yıl geçti ki, yine öyle geçsin isterim.

Sizin vesilenizle, her akşam beni evlerine ailelerine kabul eden izleyicilerimize sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Bugünkü kariyerimi onlara borçluyum. Teşekkürler…

Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN