HÜDA-PAR Batman Adayı Serkan Ramanlı: Biz Hizbullah değiliz DEM Parti de PKK değil

Karar TV'de konuşan HÜDA-PAR Batman Adayı Serkan Ramanlı, DEM Parti adayı Mehdi Öztüzün ile futbol maçı izlerken çekilen fotoğrafı sonrası yükselen tepkileri eleştirdi. Hizbullah ve PKK arasında yaşanan çatışmaların Meclis'te siyaset yapan partilerin sorumluluğunda olmadığının altını çizen Ramanlı, 'Biz HÜDA-PAR olarak Hizbullah değiliz, DEM Parti de bildiğim kadarıyla PKK değil' dedi.

MUSTAFA SİVİŞ | KARAR

KARAR TV’de yayınlanan Bi' Karar Ver programında Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtlayan HÜDA-PAR Batman Adayı Serkan Ramanlı, DEM Parti'nin adayı Mehdi Öztüzün ile futbol maçı izlerken çekilen fotoğrafa gelen eleştirilere değindi. Hizbullah ve PKK arasında yaşanan çatışmaların günümüz siyasi partileri tarafından sorumluluk olarak görülmesine karşı çıkan Ramanlı, Hizbullah'ın temsilcisi olmadıkları gibi DEM Parti'nin de PKK olmadığını ve bu yüzden de geçmiş olaylar hakkında özeleştiri yapmalarını anlamsız bulduğunu kaydetti.

Ramanlı konuyla ilgili, 'DEM Parti’nin sözcüsü PKK’nın sözcüsü mü yoksa DEM Parti’nin sözcüsü mü bilmiyorum. Çünkü bahsettiği çatışmalar tarihte PKK-Hizbullah çatışmaları olarak yerini almış, bunlar benim çocukluğuma denk gelen dönemler. Biz HÜDA-PAR olarak Hizbullah değiliz, DEM Parti de bildiğim kadarıyla PKK değil. İki örgüt arasındaki kanlı çatışmaların tarafı olmayan bir parti ne diye bu topa girerek bunu anlatıyor, açıkçası bunu ona sormak gerekiyor' ifadelerini kullandı.

788454image1.jpg

PARTİ TABANINDA SİZE NASIL BİR TEPKİ VAR?

‘Geçenlerde bir Space odasında da söyledim aslında, Ak Parti ve DEM Parti genel merkezleri sakın duymasın dedim. Bizim Ak Parti tabanı seçmeniyle de DEM Parti tabanı seçmeniyle de aramız çok iyi. Oy verir vermez ben ona hiç girmiyorum ama bizim aramız çok iyi çünkü biz birbirimizin dilinden anlıyoruz. Geçmişte benim gibi acı çeken binlerce insan var, yüzlerce aile var Batman’da. Hiç kimse o günlerin geri gelmesini istemiyor. Ne oldu, nasıl oldu. Örgütler gitsinler kendi hesaplaşmalarını yapsınlar, toplum önünde özeleştiri yapmaları gerekiyorsa versinler, o bizim konumuz değil. 30 yıl önce ben 12-13 yaşındayken yaşanmış bir hadisenin gelip bugün 2012 yılında kurulmuş HÜDA-PAR’ı ve 2023 yılında ismi değişmesi sonucu kurulan DEM Parti’nin hesabına yazmak, onları bu işte suçlamak, onlardan bir özeleştiri istemek ne kadar akla mantığa uygun açıkçası bunu da sormak, sorgulamak gerekiyor.’

‘CHP KÜRTLER’E KATLİAM UYGULAYAN BİR PARTİ’

'CHP Kürtler’e katliam uygulayan bir parti. Kürt dilini yasaklayan ve Kürt yoktur diyen bir partidir. Alimlerini ve önderlerini asmış bir parti. 14 Mayıs öncesinde de ‘CHP Kürtler için bir umut mudur, değil midir?’ sorusunu aslında miting meydanlarında tartıştım. Geçmişi böyle olan bir parti, Kürtlere her türlü ret, asimilasyon, sürgün, katliam ve inkar gibi her şeyi reva görmüş bir partidir CHP. Ak Parti şu anda, Kürdün inkarını savunmayan, seçmeli dersler bağlamında bile olsa Kürtlere kendi ana dilini çocuklarına öğretme imkanını veren, TRT Kürdi gibi bir devlet televizyonunu 24 saat yayınlatan ve Kürt kültürüyle ilgili yayınların piyasada yayılmasına imkan veren bir partidir. Yeter mi, tabi ki de yetmez, atılması gereken adımlar var. Peki ama CHP’yi ne yapıyoruz? CHP bugüne kadar Kürtler’in dili, kültürü ve özgürlüğü için bir adım atmış mı. Mesela Meclis’te buna dair tek bir tane önerge, kanun teklifi vermiş mi? Ya da verilmiş bir kanun teklifine onayı var mı? Ak Parti’nin analar ağlamasın diye başlattığı Çözüm Süreci’ne destek mi vermiş karşı mı çıkmış? Bütün bunları gördüğünüzde CHP’nin Kürtler için bir umut olduğunu göremezsiniz. İBB bünyesinde İmamoğlu Kürtler için ne yaptı? Bir tane Kürtçe kursu açtı mı veya Kürtçe bir anonsu metro da denedi mi? Bunlara şahit oldunuz mu? Yani ufak ufak da olsa Kürtler adına bir jestine imza attığını gördünüz mü, hayır. Dolayısıyla bu pratikler ortadayken biz Sn. Cumhurbaşkanı’nın da Ak Parti’nin de yaptıkları şeyler yüzde yüz doğru demiyoruz. Kürt meselesinin çözümü için her adımı attılar demiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her politikasına doğru demiyoruz.'

yeni-proje-14.jpg

'Siyaset toplumu zehirliyor, zehirlenen toplumu siyaset beslemeye devam ediyor. İşin özeti kısaca bu, siyaset kendini, dilini ve yaklaşımını düzeltirse toplum da düzelir. Bu arada toplum biz veya DEM Parti üzerinden buna dair bir endişe taşıyorsa, bunu gidermek için çaba göstermek zorundayız. Şu anda CHP’nin bizim üzerimizden yapmaya çalıştığı çok ciddi bir kara propaganda var. İtibarsızlaştırma, gözden düşürme ve şeytanlaştırma var. Ve bu halen devam ediyor. Biz Ak Parti ile bu seçimlerde ittifak da yapmıyoruz ama bu CHP’nin bizim yakamızdan düşmeye niyeti yok. CHP HÜDA-PAR karşıtı bir siyasetin onlara kaybettirdiğini anlayamıyor. CHP Kürt vatandaşlardan oy alır sonra da görmezden gelir. CHP’yi 14-28 Mayıs sonuçları gibi bir akıbetin beklediğini görmek zor değil, ben öyle düşünüyorum. Afyon’da CHP adayının sözleri üstten ve ayrıştırıcı, bunu onlara yakıştıramıyorum. Bu siyaset onlara kaybettirecek. Seçmen, iradesini ipotek etmiş kitleler bütünü değil.'

'EZBER BOZAN VE GÜVEN AŞILAYAN BİR DİL GELİŞTİRMELİYİZ'

'Ama bunlara karşı da bizim gerçekten olumlu, ‘Ezber bozan’ ve güven aşılayıcı bir siyasi dil, söylem ve pratik geliştirmemiz gerekiyor. Belki DEM Parti’den de bugüne kadar beklenen şey de bir ölçüde buydu. Yani silahın, şiddetin bir çözüm aracı, enstrümanı olmadığını yüksek bir sesle dile getirmesi ve bunu pratiğine de yansıtabilmesiydi. Netice itibariyle söylemimizin, pratiğimizin ve projelerimizin buna dair olması gerektiğini düşünüyorum. Bu zaman alır ve siyaset zaman alır bunlar doğru ama topluma faydalı olacak her ne olursa olsun adalete giden yol neyse, onu ısrarla takip etmeliyiz.'

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir