Taha Akyol ve Mustafa Karaalioğlu Türkiye ekonomisini ve yeni yılda gelmesi beklenen acı reçeteyi konuştu

Taha Akyol ve Mustafa Karaalioğlu'nun yorumuyla ekranlara gelen Neden - Nasıl?, KARAR TV'deki yayın hayatına devam ediyor. 2 Ocak 2024 Salı günü ekranlara gelen yapımda, yeni yılda Türkiye ekonomisini nelerin beklediği ve olası acı reçeteler masaya yatırıldı.

MUSTAFA SİVİŞ

KARAR TV ekranlarında Taha Akyol ve Mustafa Karaalioğlu'nun yorumuyla yayınlanan Neden-Nasıl?, Türkiye ve dünyada yaşanan gelişmeleri tartışmaya devam ediyor.

İşte, birbirinden önemli yorumların yapıldığı programdan bazı kritik satır araları...

ZAMLAR PEŞ PEŞE GELDİ: TÜRKİYE EKONOMİSİNİ 2024'TE NELER BEKLİYOR?

MUSTAFA KARAALİOĞLU: Ekonomi yönetiminde ciddi değişiklik oldu. Siz de ben de, bu gazetenin yazarları da, Türkiye’de belirli bir sorumluluk taşıyan insanlar da rasyonel ekonomi politikalarına ihtiyaç olduğunu söylüyordu. Bu insanlar, bilhassa ekonomistler ama toplamda hepimiz mandacı, dış güçlerin sesi ve para baronlarının bilmem nesi gibi falan yaftalarla yaşayageldik. Sonra bir sabah kalktık ekonomi bakanı değişmiş ve Mehmet Şimşek gelmiş. Bir başka mandacı iktisatçı da Merkez Bankası’nın başına gelmiş. Ve birden o 4-5 senedir söylenen ve yapılanların tam zıttı şekilde bir politikayı uygulamaya başlamış. Bu da destek aldı. Tabi ki hiç kimsenin derdi, Türkiye’de MB faiz arttırsın değil. Ama ekonominin belirli kuralları var. Ve bu kurallar içerisinde enflasyonla mücadele gibi bir hedefin varsa veya finansal akışı yönetmek istiyorsan, enflasyonun yüzde 60-70 hatta 100’leri bulduğu bir ülkede MB’nin politika faizini sırf düşürüyorum diye 8-9’larda tutamazsın. Bunun karşılığı var. Şu anda kimilerine göre MB’nın yaptığı faiz zammı az. Fakat bu Türkiye’de bir şey sağladı. 'Türkiye doğruyu anladı' algısı içeride ve dışarıda var. İçeride, düşük faizi savunan iş adamları vardı ama onlar da bunun böyle devam edemeyeceğini gördü. Şimdi buna gelindi ve bu politikalar enflasyonu henüz düşürmüş değil, hala artmaya devam ediyor. Hatta Sn. Şimşek ve Sn. MB Başkanı Hafize Gaye’nin sözlerinden anlıyoruz ki 2024 yılı boyunca özellikle yaz aylarına kadar enflasyon artmaya devam edecek. Enflasyon gidebildiği yere kadar gidecek ve bir yerden sonra da düşecek, tamam buna da bir lafımız yok. Ama eşzamanlı olarak, Türkiye'de rasyonel politika denildiğinde sadece ekonomi değil, yatırımcı hukuk ister, öngörü ister, güven ister. Türkiye dünya hukuk devleti indeksinde 117. sırada. Bu korkunç bir rakam ve her gün kara para alanında gri listeden çıkmak için çalışıyoruz. Fakat rasyonel politikalara eşlik etmeyen bir hukuk sistemimiz var. Milletvekili Can Atalay içeride ve hakkı teslim eden AYM’ye yönelik koalisyon ortaklarından bir tanesi ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ diyor.

Şimdi bir yandan da seçime gidiyoruz ve bunun öncesinde iktidar hiçbir zaman elinin rengini belli eden bir iktidar değil. Yani bu ekonomi alanında yapılanların acı reçetesi olacak. Yeni vergiler gelecek, zaten harçlarda büyük zamlar yapıldı. Yani Türkiye toplumu acı ilacı içiyor ama bunun mükafatını alma konusunda Sn. Şimşek ve Sn. Hafize Gaye kadar umutlu olmayanlar var.

TAHA AKYOL: Şimdi, AYM kararları uygulanmıyor dediniz. Bu hukuki bir problem ama durum bundan ibaret değil. 2019 yılında AYM, FETÖ soruşturmasından tutuklu bulunan Mehmet Altan ve Şahin Alpay’ın tutuklanmasını gerektirecek bir delil olmadığına bahisle, tutuklamanın insan hakları ihlali olduğuna kadar verdi. Ve bunun uygulanması için İstanbul’daki Ağır Ceza Mahkemesine kararı tebliğ etti. Bugün Can Atalay olayında 2.defa olduğumuz gibi. Bu vakit mahkeme, AYM yetkisini aştı, ben onu tanımıyorum diye karar verdi. Sonra Türkiye’nin rayting sonuçlarının açıklanması zamanı geldi ve Moody’s Türkiye’nin puanını düşürdü. Moody’s Türkiye’nin puanını düşürürken iki şeyi gerekçe gösterdi. Bir, irrasyonel politikaların ısrarla uygulanmaya devam edilmesi. İkincisi ise, hukuk güvenlinin çok sıkıntılı olması. Mahkemenin AYM kararlarını tanımaması. Bunu bir kenara koyalım.

Şimdi Mehmet Şimşek ‘Ben yatırım arıyorum, kapı kapı dolaşıp borç istemiyorum’ diyor. Doğrudur, Türkiye’nin yatırıma ihtiyacı var ama bu para gelmiyor. Halbuki Kemal Derviş 3 Mart 2001 tarihinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı olarak Meclis’te yemin ederek göreve başlamıştı. 14 Nisan’da reform planını Meclis’e sundu, 20 gün sonra IMF’den düşük faizli 20 milyar dolar para geldi. Zamanın sıkışıklığını gördünüz, aradan 7 ay geçti ama ortada reform programı yok, sadece orta vadeli program var. Mehmet Şimşek yönetiminin MB bağımsızlığı hakkında ne düşündüğünü bilmiyoruz. Ama eskiden, mutlaka bağımsız olması gerektiği yönünde sözleri var. Kamu ihale yasası hakkında ne düşündüğünü bilmiyoruz. Ama Mehmet Şimşek’in ‘Elimde olsa kamu ihale yasasındaki bütün istisnaları kaldırırım’ diye sözleri var. Şimdi hukuki durumda AYM kararı yine uygulanmıyor. Mehmet Şimşek yapısal reformlar hakkında hiçbir açıklama yapmıyor, sadece para ve maliye politikalarıyla devam ediyor. Ve 7.ayda Türkiye’ye hala para gelmiyor. Sadece faizden fark alabilmek için sıcak para geliyor ve gidiyor. Bu durumda nasıl iyimser olabiliriz ki?