Altın Portakal günlükleri: Yeşilçam’ın karanlık dönemiyle ‘kalpten’ bir yüzleşme

Altın Portakal günlükleri: Yeşilçam’ın karanlık dönemiyle ‘kalpten’ bir yüzleşme

Bu yılki teması 'Kalpten' olan Altın Portakal’da, Hasan Tolga Pulat, Yeşilçam'ın kalbindeki en derin yarayı açıyor. Film, 1975 ambargosu ve sinemayı vuran krizde, Hamlet'i oynamak isteyen bir oyuncunun (Yetkin Dikinciler) dramı üzerinden sinemanın ideallerini maddi mecburiyet karşısında feda edişini anlatıyor. 'Piçmişim, alçağın sefilin biriymişim' tiratlarıyla ahlak ikilemini sorgulayan 'Parçalı Yıllar', vicdanın sesi olmayı başarıyor.

SALİHA SULTAN

Hasan Tolga Pulat'ın 'Parçalı Yıllar'ı, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Türkiye prömiyerini yaptı. 31 Ekim Cuma günü Antalya Kültür Merkezinde izlediğim film, sinemamızın görmezden gelinen bir yara izine cesurca parmak bastı. Film, adını, 1970'lerin ortalarında sinemaları dolduran, araya yabancı erotik bölümlerin (parçaların) atıldığı filmlerden alıyor. Bu dönem, sadece Yeşilçam’ın ticari bir savrulması değil, 1975 Amerikan ambargosunun yarattığı ekonomik krizin sinemayı sürüklediği bir idealler mezarlığı...
Festivalin bu yılki teması bilindiği gibi 'Kalpten'. Eğer sinema, bir ulusun belleği ve duygusal çekirdeği ise, 'Parçalı Yıllar' Yeşilçam’ın kalbindeki en büyük açılmamış yarayı 'kalpten' bir samimiyetle ele alıyor. Film, büyük salonların saygın sinemaların (Alkazar, Rüya) dahi parçalı filmlere teslim olduğu, tiyatronun ise bu yozlaşmaya karşı durduğu bir dönemi işliyor. Bu, sanatın meşruiyetini ve onurunu koruma mücadelesinin ta kendisi.

YEŞİLÇAM’IN İDEALİZMİN MEZARI OLDUĞU YILLAR

Filmin kalbinde, usta oyuncu Yetkin Dikinciler'in canlandırdığı tiyatro aşığı Aytekin karakteri yer alıyor. Aytekin, bir yanda Hamlet'i oynama hayali kuran, diğer yanda hasta eşine konforlu bir hayat sunma mecburiyetiyle tacizci bakkal rolleriyle 'erotik avantür komedi' furyasına sürüklenen bir aktör. Dikinciler’in bu derin ikilemdeki performansı, filmin uzun diyaloglarını ve süresini omuzlayarak seyirciyi hikâyenin içine hapsediyor. Aytekin’in tiyatroda çalıştığı Shakespeare'in meşhur "Kral Lear" oyunundaki "piçmişim, alçağın sefilin biriymişim" tiradının, sinemadaki utanç verici rolünün adeta bir iç hesaplaşması olarak yankılanması, senaryonun en çarpıcı anlarından biri.

Pulat, Aytekin’in hikayesi üzerinden bu dönemi sadece oyuncunun dramıyla sınırlamıyor; Levent Özdilek’in canlandırdığı pragmatik yapımcı Aslan Bey'in 'erotik filmler de toplumcu filmlerdir, hayatta bu tipler yok mu?' savunmasından, set işçilerinin 'Sanat filmi değil bu, ödül almayacaksın' sarkazmına kadar dönemin tüm paydaşlarının bakış açısını sunuyor.

DÖNEMİN SANSÜR KURULU TAM BİR KOMEDİ

Türk sinemasında bu dönemi doğrudan ve böylesine katmanlı işleyen nadir filmlerden biri olan 'Parçalı Yıllar', dönemin sansür kurulu absürtlüğünü de ele alıyor. Sansür, tecavüz sahnesine değil, o sahnede rol alan oyuncunun 'devlet sanatçısı' olmasına karşı çıkıyor. Yapımcı Aslan Bey’in bu durumu "Halkın oyalanması gerek" diyerek siyasi ve ekonomik krize bağlaması, filmin sadece geçmişe değil, bugüne de güçlü bir eleştirel mesaj taşıdığını gösteriyor.

Bu 'seks furyası', dünya sinemasında da benzer dönemlerde yaşanmıştı. Örneğin, İtalyan sineması 60'ların sonunda bütçe krizine girince, çok sayıda düşük bütçeli ‘Decamerotici’ (Boccaccio'nun Decameron'undan esinlenen erotik komediler) ve ‘Giallo’ (erotik gerilim) filmler üretmişti. Ancak 'Parçalı Yıllar', Amerikan ambargosu ve televizyonun yükselişi gibi yerel dinamiklerle şekillenen Yeşilçam'ın özel bir dramını anlatıyor.

OYUNCUNUN SONSUZ DÖNGÜSÜ

Filmin son sahnesi, Aytekin'in film makaralarını vücuduna sarmış halde Hamlet tiradıyla intihara hazırlanması ve tam o esnada gelen tiyatro teklifiyle hayata dönmesi, sinema ve tiyatro arasındaki meşruiyet çatışmasını doruğa taşıyor. Aytekin'in eşi öldükten sonra mezarı başında "düşmüş bir seks filmi oyuncusuyum artık" demesi, ideal ve ahlakın maddi gerçeklik karşısındaki yenilgisini gösteriyor.

Bu sahnedeki film makaralarını vücuda sarma eylemi, sinema tarihinin en ikonik intihar sahnelerinden birine güçlü bir gönderme: Federico Fellini'nin 8½ (Sekiz Buçuk) filminde, Guido Anselmi karakterinin hayatının ve yaratıcılığının onu boğduğu hissini yansıtan o sembolik anlar. Pulat, bu göndermeyle, Aytekin'in krizinin sadece kişisel değil, aynı zamanda sanatsal ve varoluşsal bir kriz olduğunu vurguluyor.

Genel olarak 'Parçalı Yıllar', süresinin ve diyaloglarının yoğunluğuna rağmen, Yetkin Dikinciler'in oyunculuğu ve görmezden gelinen bir döneme tuttuğu cesur ışık nedeniyle Altın Portakal'da özel bir ilgiyi hak ediyor. Film, idealizmin maddi mecburiyet karşısında nasıl parçalandığını gösteren vicdanlı bir portre sunuyor. Ben bu filmi sevdim, çünkü yargılamaktan kaçınarak, bu karanlık döneme yapımcıdan set işçisine kadar birçok farklı pencereden bakma olanağı sunuyor. Bu çok sesli anlatım, sinemamızın geçmişine dair sadece bir vicdan muhasebesi yapmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyiciye de ‘talep edenler’ olarak bu dönemdeki ya da bugünkü sorumluluğunu sorgulama fırsatını veriyor.

Filmdeki yapımcı Aslan Bey’in sansür kuruluna söylediği "Ülkede her şey kötü gidiyor, halkın oyalanması gerek" repliği ise, bugüne dair sosyolojik bir fener yakıyor. Zira sosyologlar, günümüzde artan dijital tüketim ve ‘fast-content’ (hızlı içerik) alışkanlığının, toplumsal sorunlardan kaçışın ve 'oyalanma' ihtiyacının yeni bir tezahürü olduğunu belirtiyor. Yıllar değişse de, kitleleri oyalamanın cazibesi ve 'parçalı' içeriğin her devirde talep görmesi, 'Parçalı Yıllar'ı zamansız ve güncel bir eleştiriye dönüştürüyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN