Azerbaycan’ın Uluslararası Kitap Fuarı’nın 9’uncusu 15-19 Kasım’da Bakü’de gerçekleşti. Fuara Yunus Emre Enstitüsü’nün konuğu olarak katılan KARAR yazarı ve şair Ömer Erdem ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Modern Türk Şiiri’ni anlattı. Erdem, “Bu yıl Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladık. 100 yıllık Cumhuriyet şiirinin toplamına, zenginliğine, çeşitliliğine baktığımız zaman bu zenginliğin toplum karşısındaki bilinmesi, algılanması, okunması, yaşanması arasında büyük bir kopukluk var." dedi.
SALİHA SULTAN
Azerbaycan’da düzenlenen Uluslararası Kitap Fuarı’nın dokuzuncusu 15-19 Kasım tarihleri arasında Bakü’de gerçekleşti. Azerbaycan’ın Ulusal lideri Haydar Aliyev’in doğumunun 100. yılına ithaf edilen fuarda, aralarında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Diyanet Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, İstanbul Ticaret Odası, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) gibi kurumların da yer aldığı yaklaşık 20 Türk yayınevi, kitaplarını Azerbaycanlı okurlarla buluşturdu. Fuarda 11 ülkeden yaklaşık 140 yayınevinin etkinlikleri Bakü Expo Center’da Azerbaycanlıların büyük ilgisiyle karşılaştı.
Fuarda, Bakü Yunus Emre Enstitüsü, Azerbaycan Kültür Bakanlığı işbirliği ile birçok etkinliğe de imza attı. Türkiye’den Ercan Kesal, Birsen Ekin Özen gibi isimleri konuk eden enstitünün Bakü Devlet Üniversitesi’nde düzenlediği ‘Cumhuriyetin 100. Yılında Modern Türk Şiiri’ söyleşisinde ise KARAR yazarı, şair Ömer Erdem Konuşmacı oldu.
Erdem, konuşmasında modern Türk şiirinin ardında Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanma sürecinin yer aldığını vurgulayarak, şunları söyledi:
“Biz yıkılırken aslında nereden ayağa kalkacağımızı, kendimizi dünya karşısında nasıl inşa edeceğimizi, kendimizi nasıl tanımlayacağımızın da peşindeydik. Doğal olarak modern Türk şiiri sadece bir sanat faaliyeti değildir, modern Türk şiiri yıkılmış, ama yeniden kurulmuş bir devletin, bir toplumun kendisini yeniden inşa etme, kendini arama ve ifade etme sürecidir.”
‘ŞİİRLE KENDİ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞIYORUZ’
Erdem, 19. yüzyıl aydınlarının Batılı formda eserler verdiğini hatırlatarak, modern Türk şiirinin kurucularının ise Yahya Kemal ve Ahmet Haşim olduğunu kaydetti. Erdem, günümüz şiir iklimine dair ise şu görüşlerini aktardı:
“Modern şiirimizin şöyle bir şansızlığa var. Bu yıl Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladık. 100 yıllık Cumhuriyet şiirinin toplamına, zenginliğine, çeşitliliğine baktığımız zaman bu zenginliğin toplum karşısındaki bilinmesi, algılanması, okunması, yaşanması arasında büyük bir kopukluk var. Bu büyük bir sorun.”
Kapitalist dünyada roman türünün daha kolay satıldığını vurgulayan Erdem, “Romanı çevirmeniz, satmanız, alabilmeniz daha kolay, çünkü roman artık çağdaş bir formda. Şiir insanlardan daha başka şeyler istiyor. Neden? Şiir her şeyden önce kendisi kalabildikçe, yani yaratıldığı dilin kendi özünde, kendi biçiminde, kendi ruhunda, kendi özgürlüğünde kalabildikçe kendisi olan bir türdür” ifadelerini kullandı.
Modern dünyanın insanı aynılaştırdığı görüşünü savunan Erdem, “Biz ancak şiirle kendi özgürlüğümüzü devam ettirmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Erdem, söyleşinin ardından fuar alanında Everest Yayınları’ndan çıkan ‘İstanbul’a’ kitabını da Azerbaycanları okurları için imzaladı.
‘GAZZE’DEKİ ÇOCUKLARI GÖKTEN İNEN BİR VARLIK DEĞİL İNSAN KATLEDİYOR’
Erdem, konuşmasında Friedrich Hölderlin’in insan için “Yeryüzünde şairane bir mukim olmaktan” bahsettiğine değinerek, son olarak şunları söyledi:
“İnsanın kötülüklerini düşündüğümüz zaman, insanın birbirine karşı kıymaklığını düşündükçe, toplumların birbirlerine karşı tutumlarını düşündüğümüz zaman işte şurada yakınımızda Gazze’de çocuklar katlediliyor, insanların şehirleri, evleri bombalanıyor ve bunu insan yapıyor. Gökten inen bir varlık değil! Şiir o zaman yeryüzünde bizim şairane bir mukim olarak bulunma özgürlüğümüzü yaşatıyorsa ben de ısrarla, inatla bunun peşinde olduğum hissini veriyorsam bu benim varoluşumun en kıymetli en değerli karşılığı demektir.”
