Prof. Dr. Niyazi Beki yazdı: Ahlakın rotası, hayatın rotasını tayin eder

Prof. Dr. Niyazi Beki yazdı: Ahlakın rotası, hayatın rotasını tayin eder

Güzel ahlak, güzel bir hayatın, kötü ahlak da kötü bir hayatın vesilesidir. Bu durum, sünnetüllah denilen Allah’ın değişmez sosyal yasalarındandır. Ahlâkçılara göre insan, değiştirilemez ve değiştirilebilir yönleri olan bir varlıktır. İlâhî kitaplar, filozoflar ve eğitimcilerin güzel ahlâka teşvikleri insanın değiştirilmesi mümkün olan yönüyle alakalıdır.

Bir millet kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumlarını değiştirmez” (Ra’d: 87/11) mealindeki ayette ahlak ile hayat arasındaki ilişkiye işaret edilmiştir. Bu ayetin verdiği dersi, iki açıdan değerlendirmek mümkündür.

Birincisi: Toplumlardaki güzel ahlakın devamı, verilen nimetlerin devamı arasındaki ilişkinin irdelenmesi.

Örneğin; ayetten şunu anlamak mümkündür: “Bir toplum, kendisinde bulunan iyi ahlâk ve meziyetleri değiştirip isyana dalmadıkça Allah onların elindeki nimetleri değiştirmez. Buna mukabil, bir tolum ahlâkını bozar, şerlere, kötülüklere, fesatlara dalar, isyan ederse Allah da lütfettiği nimet ve imkânları ellerinden alıp onları perişan eder.”

İkincisi: Toplumdaki ahlaksızlığın süresi ile içinde bulunduğu sıkıntılı durumun süresi arasındaki paralelliğin incelenmesi. Ayetin bu cihetteki manasını şöyle anlayabiliriz: “Bir toplum taşıdığı ahlaksızlığı içinden söküp atmadıkça, yaşadığı maddi-manevi sıkıntılardan kurtulması mümkün değildir.”

Demek ki güzel ahlak güzel bir hayatın, kötü ahlak da kötü bir hayatın vesilesidir. Bu durum, sünnetüllah denilen Allah’ın değişmez sosyal yasalarındandır.

Ahlakın Tanımı: İmam Gazali’ye göre “Ahlâk, insan nefsinde/ruhunda yerleşen, bütün fiiller ve davranışlar, hiçbir fikrî zorlama olmaksızın, düşünüp taşınmadan onun sayesinde kolaylıkla ve rahatlıkla ortaya çıktığı bir melekedir.”

Abdullah b. Mübarek’in güzel ahlâk tarifi şöyledir: “Güzel ahlâk; güleryüz, hayırlı işlerde el açıklığı, bir de kimseye eziyet etmemektir.”

Hasan Basrî ise “Güzel ahlâk; çok iyilik yapmak, kötülükten sakınmak ve güler yüzlü olmaktır” der. Bir hadiste peygamberimiz (a.s.v), “Güleryüz sadakadır” buyurmuştur. Arapça literatürde tebessüm/güleryüz; “Tercümeye ihtiyaç duymayan evrensel bir dil” olarak tanımlanmıştır.

Ahlâkçılara göre insan, değiştirilemez ve değiştirilebilir yönleri olan bir varlıktır. İlâhî kitapların, filozofların ve eğitimcilerin güzel ahlâka teşvikleri insanın değiştirilmesi mümkün olan yönüyle alakalıdır. “Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” manasındaki hadis-i şeriften, ahlakın önemi yanında, değişebilirliğini de anlamak mümkündür. İnsan olarak biz özgür iradeye sahip olduğumuz; iyi veya kötüden birisini tercih edebildiğimiz için sorumluyuz. İnsanın sorumluluğu da seçimi elinde olan davranışlarıyla sınırlıdır. Seçimi elinde olmayan işlerden ötürü insan sorumlu değildir. İnsanın eğitim amacı kendi durumunu değiştirmek, aşağıdan yukarıya, kötüden iyiye doğru yol almak, öğrenmekle tekâmül etmek, insanlık ailesinin şerefli bir üyesi olmaktır. Evrensel İslâm ahlâkının asıl kaynağı Kur’an ve onun ışığında oluşan Sünnettir. Bu sebeple güzel ahlakı ders veren bazı ayetlerin meallerini takdim etmekte fayda vardır.

“O takva sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.” (Al-i İmran 3/134)

“Andolsun ki Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab 33/21)

“(Resulüm! Uhud savaşında Müslümanların yenilgisine sebep olanlara) O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. O halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Al-i İmran 3/159)

“Yine onlar ki bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler.” (Al-i İmran 3/135)

“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.” (Fussilet 41/34)

“(Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (Araf 7/199)

#gundem_vid

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN