Genellikle mide rahatsızlıklarını hafifletmek için içilen o içecek meğer zehir saçıyormuş. Biz bilmeden bardak bardak içiyoruz ama zararı sigara kadar fazla. İşte, severek tüketilmesine rağmen insan vücudu için çok zararlı olan o içecek…
Renksiz ve tatsız bir içecek olan soda genellikle mide rahatsızlıklarını hafifletmek için tercih edilir. Hafif asidik yapısı olan soda, karbonatlı su olarak da bilinmektedir. Ancak zararsız gibi görünen ve sık sık tükettiğimiz bu içecek vücudumuza hiç tahmin edemeyeceğimiz etkilerde bulunabiliyor. Şeker tüketimindeki artıştan yapay katkı maddelerinin neden olabileceği zararlara kadar, düzenli soda tüketmenin zararları haberimizin devamında…
SODANIN ZARARLARI
Günlük soda tüketmenin en etkili sonucu kilo almaktır. Gazlı içeceklerde yüksek oranda fruktozlu mısır şurubu ya da diğer şekerler vardır. Bu da aldığınız kalorinin artmasına neden olur. Boş kalorilerin sürekli alınması ise enerji tüketimi ile harcamasında dengesizliği neden olur ve bunun sonucunda kilo alma ile obezite riski artar.
DİYABET RİSKİNİ ARTIRIYOR
Sodanın içeriğindeki yüksek şeker oranı, tip 2 diyabetin gelişiminde etkin rol oynayarak insülin direncine neden olabiliyor. Düzenli olarak şekerli içecek tüketimi vücudun insülin tepkisini bastırıp, kan şekeri seviyesinin yükselmesine yol açabilir.
DİŞ SAĞLIĞINI ZEDELİYOR
Asidik olan soda diş sağlığı için de tehlike saçıyor. Asit diş minesini aşındırarak dişlerin çürümesine ve çürüklere karşı daha duyarlı olmasına neden olur. Aynı zamanda sodanın içindeki şekerler, ağızdaki bakteriler için üreme alanı oluşturup, diş eti iltihabı ve periodontal hastalık gibi sağlık sorunlarına katkıda bulunabiliyor.
KARACİĞERİ BOZUYOR
Aşırı şeker tüketimi karaciğerin aşırı yüklenmesine yol açabilir ve alkolsüz yağlı karaciğer hastalığına neden olabilir. Soda da içinde yoğun şeker barındırdığı için bunu tetikler.
KEMİKLERİ ZAYIFLATIYOR
Gazlı içeceklerdeki fosforik asit, vücutta kalsiyum emilimine engel olarak kemiklerin zayıflamasına ve zamanla osteoporoz riskinin artmasına yol açıyor. Sodanın içindeki yüksek şeker oranı, artan kardiyovasküler hastalık riski ile ilişkilidir. . Aşırı şeker alımı, yüksek kan basıncı, iltihaplanma ve anormal lipit profilleri ile ilişkilidir; bunların tümü kalple ilgili sorunlara katkıda bulunan faktörlerdir.