Erken tanı meme kanserinde hayat kurtarıyor

Erken tanı meme kanserinde hayat kurtarıyor

DoktorTakvimi uzmanlarından Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yılmaz, Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, meme kanserinde erken teşhisin yaşam süresini uzattığını belirterek, her kadının düzenli kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini vurguladı.

Meme kanserinin, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla oluşan tümoral hastalık olduğunu belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Asil Yılmaz, “Hastalık genellikle süt kanallarında, süt bezlerinde başlar. Tanı süreci genel cerrahi uzmanları tarafından yürütülür ve genellikle ultrason ile mamografi sonuçlarına dayanır. Radyologlar, genel cerrahlar ve patologların değerlendirmeleriyle tanı koyulur. Sonrasında radyasyon onkologları ve medikal onkologlar tedavi sürecinde devreye girer. Meme kanserinin en önemli belirtisi memede hissedilen kitledir. Meme başı akıntısı meme başında çekilme, memede kızarıklık kanserin belirtileridir.” ifadelerini kullandı.

Meme kanserinde risk faktörlerine de değinen Yılmaz, “Genetik faktörler ve BRCA gen mutasyonları, hastalığın en önemli nedenleri arasındadır. Bunun yanı sıra obezite, alkol ve sigara kullanımı, toksin yükü ve sağlıksız beslenme de riski artırır. Sağlıklı beslenmek ve bağımlılıklardan uzak durmak, bu riski azaltmada önemli rol oynar.” dedi.

KADINLARDA EN SIK GÖRÜLEN KANSER TÜRÜ

Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu ve erkeklerde de görülebildiğini belirten Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Her 100 meme kanseri vakasının 4’ü erkektir. Kadınlarda genellikle 40 yaşından sonra, erkeklerde ise 60 yaş üzerinde ortaya çıkar. Tüm kanser vakalarının yaklaşık yüzde 15’ini meme kanseri oluşturur” diyor. Erkeklerde de memede kitle hissiyle başlayan vakalara dikkat çeken Yılmaz, “Erkeklerde genellikle memede fark edilen kitle biyopsiyle değerlendirilir ve tanı konur.”

AİLESİNDE GENETİK ÖYKÜ OLANLAR KONTROLLERİNİ İHMAL ETMEMELİ

Erken teşhisin önemine vurgu yapan Yılmaz, “Meme kanseri 40 yaşından sonra daha sık görülse de genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Erken yaşta gelişen meme kanseri genellikle daha hızlı seyreder. Ailesinde genetik öykü bulunan bireylerin daha sık takibe alınması gerekir. Memedeki ultrason bulgularına göre kontrol sıklığı 6 ay ile 1 yıl arasında değişebilir. Fibrokistik meme yapısına sahip bireylerde kontroller daha sık yapılmalıdır. Her kitle kanser değildir ancak kitle olmadan da kanser gelişebilir. Bu duruma ‘gizli’, yani okült kanser diyoruz.” şeklinde konuştu.

yeni-proje-73.jpg

KENDİ KENDİNE DÜZENLİ MUAYENE ÖNEMLİ

Kendi kendine muayenenin önemine de dikkat çeken Op. Dr. Yılmaz, “Her kadının düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapması gerekir. Muayene, meme başı çevresinden başlayarak meme dokusuna kadar dairesel hareketlerle elle yapılmalıdır. Hassasiyet ya da kitle hissedildiğinde, vakit kaybetmeden bir genel cerrahi uzmanına başvurulmalıdır.” önerisinde bulundu.

Taramalarda kullanılan yöntemler hakkında bilgi veren Yılmaz, “Meme kanseri taramalarında en sık ultrason kullanılır. 40 yaşından sonra mamografi kontrollerine başlanmalıdır. Bunun yanı sıra meme MR’ı ve kan tahlillerinde CA 15-3 değerine de bakılır. En önemlisi, kitlenin varlığında iğne aspirasyon biyopsisi, insizyonel veya eksizyonel biyopsiyle takip yapılmasıdır.” şeklinde konuştu.

KONTROLLÜ VE DÜZENLİ DEĞERLENDİRMELER, ERKEN TANIYI KOLAYLAŞTIRIR

Mamografinin radyasyon dozu konusunda toplumda yanlış inanışlar olduğuna da değinen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Asil Yılmaz, “40 yaşından önce mamografiye genellikle gerek olmadığını düşünüyorum. En önemlisi, kişinin kendisini düzenli olarak takip eden bir hekimle çalışmasıdır. İyi bir cerrah, olası meme kanseri vakalarının yüzde 95’ini klinik muayeneyle değerlendirir; kalan yüzde 5’i ise tetkiklerle netleştirir. Kontrollü ve düzenli değerlendirmeler, erken tanıyı kolaylaştırır” şeklinde konuştu.

Yılmaz, son olarak şunları söyledi:

“Memede ele gelen bir kitle varsa, iğne aspirasyon biyopsisiyle şüpheli lezyondan örnek alınır ve patoloji sonucuna göre takip planlanır. Tedavi yaklaşımı hastalığın evresine göre değişir. En önemli adım, cerrahi olarak şüpheli lezyonun çıkarılmasıdır. Evre 4 hastalarda uzak metastaz görüldüğünde akıllı ilaçlar, radyoterapi ve kemoterapiyle yaşam süresi uzatılabilir. Ancak temel amaç, hastalık bu aşamaya gelmeden tümörün cerrahi olarak ortadan kaldırılmasıdır. Uygun vakalarda meme koruyucu ameliyatlar tercih edilir ancak 2,5 cm’yi geçmiş lezyonlarda tümörün bulunduğu bölgeye göre cerrahi ameliyat planlanır.”

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN