Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aspendos Antik Kenti'nde gerçekleştirilen kazılar sonucunda Roma İmparatorluk Dönemi'ne ait mermer bir Hermes heykelinin gün yüzüne çıkarıldığını duyurdu. Ayrıca, aynı alanda Aphrodite, Eros, Artemis ve Nemesis'e ait heykel parçaları da keşfedildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aspendos Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarının hızla devam ettiğini ve önemli buluntulara ulaşmaya devam ettiklerini açıkladı. Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Zamanın sessiz tanığı Aspendos'ta, yüzyıllardır gömülü kalan figürler gün ışığına kavuştu. Aspendos Antik Kenti'nde 'Geleceğe Miras' projemiz kapsamında süren kazılarda, Roma İmparatorluk Dönemi'ne ait Hermes heykeli gün yüzüne çıktı. Aynı alanda Aphrodite ve Eros'un başları ile Artemis ve Nemesis'e ait heykel parçaları da keşfedildi." dedi.
Ersoy, kazılarda emeği geçen Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ederek, bu eserlerin kültür ve turizm hayatına katkı sağlamasını temenni etti.
ASPENDOS’TA BİR HERMES HEYKELİ KEŞFEDİLDİ
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, 2024 sezonunda kazılarına başlanan Aspendos Antik Kenti’ndeki Tiyatro Caddesi'nin doğusunda, giriş kapısının güney kanadında yer alan anıtsal çeşme (nymphaion) kalıntıları arasında mermer bir Hermes heykeli bulundu. Kazıların devam ettiği bölgede ortaya çıkan heykel, Hellen mitolojisinin en önemli figürlerinden biri olan Hermes'i tasvir ediyor. Zeus'un habercisi ve tanrıların en hızlısı olarak bilinen Hermes, aynı zamanda yolların, ticaretin, konukseverliğin, diplomasinin ve astronominin tanrısıdır. Ayrıca hırsızların, tüccarların, sürülerin ve çobanların koruyucusu olarak da tanımlanır.
Heykelde, Hermes'in sağ elinde bir para kesesi, sol elinde ise omzundan aşağı doğru sarkan peleriniyle tuttuğu kerykeion (asa) yer alıyor. Heykelin sol ayağının yanında başı Hermes’e dönük bir koç figürü de dikkat çekiyor. Yazıtlı bir kaide üzerinde ayakta duran heykel, ağırlığını sol ayağına vererek, sağ ayağını hafifçe kırmış ve öne atmış şekilde tasvir edilmiş. Kazı çalışmalarında neredeyse tamamı gün yüzüne çıkarılan heykel, kazı evi deposunda birleştirilerek bütüncül olarak değerlendirildi. 1,65 metre yüksekliğindeki eser, Roma İmparatorluk Dönemi’ne (MS 2. yüzyıl sonu - 3. yüzyıl başları) tarihleniyor.
APHRODİTE VE EROS’UN BAŞLARI DA BULUNDU
Hermes heykelinin yanı sıra, aynı alanda Aphrodite ve Eros’a ait baş figürleri de gün yüzüne çıktı. Kazılarda bulunan bu eserler, dönemin sanatsal üslubunu yansıtıyor ve bölgeye özgü bir estetik anlayışı ortaya koyuyor. Sanat tarihçileri, bu başların yalnızca mitolojik figürleri değil, aynı zamanda dönemin kültürel ve estetik anlayışını da gözler önüne serdiğini belirtiyor.
ARTEMİS VE NEMESİS’E AİT HEYKEL PARÇALARI ORTAYA ÇIKTI
Geleceğe Miras Projesi kapsamında yürütülen kazı çalışmaları, sadece tanrı figürleriyle sınırlı kalmadı. Aynı bölgede, av, vahşi doğa ve hayvan figürlerinin yer aldığı heykel parçalarının yanı sıra, doğa tanrıçası Artemis ile adalet, denge, kader ve intikamın sembolü Nemesis’e ait gövde parçaları da keşfedildi. Bu buluntular, Aspendos Antik Kenti’nin ne denli zengin bir kültürel mirasa sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
GELECEĞE MİRAS: ASPENDOS’UN KÜLTÜREL ZENGİNLİĞİ GÜN YÜZÜNE ÇIKARILIYOR
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, "Geleceğe Miras" projesinin önemine vurgu yaparak, "Bu proje sayesinde, yüzyıllardır toprak altında kalan tarihi eserleri gün yüzüne çıkarıyor ve halkımıza sunuyoruz. Aspendos, sadece bir antik kent değil, aynı zamanda kültürümüzün, sanatımızın ve tarihimizin önemli bir parçasıdır. Bu eserler, hem Türkiye'nin kültür mirasını koruma hem de dünya çapında tanıtımını sağlama adına çok önemli adımlar" şeklinde konuştu.
SONUÇ VE KAZI ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR
Aspendos Antik Kenti’ndeki kazıların önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor. Yapılacak olan yeni kazılar, bölgedeki diğer antik yapılar ve eserler hakkında daha fazla bilgi sağlayacak ve bu zengin kültürel mirası daha da aydınlatacaktır. Türkiye'nin dört bir yanındaki bu tür projeler, ülkenin kültürel geçmişini koruma ve dünya kültür mirasına katkıda bulunma noktasında büyük bir önem taşıyor.
