Genç oyuncu, Serhat Teoman, Haftasonu Dergisi’ne samimi itiraflarda bulundu.
Bu ülkede çok mu tutuyor doktor dizileri? ‘Doktorlar’ dizisi mi çok tuttu?
Doktor dizileri çok tutuyor diye bir şey yok bence. Kutsi’lerin yaptığı dizi çok tuttu. Dizinin her kanalda, binlerce kez tekrarı verildiği için biz sandık ki çok doktor işi izledik. ‘Doktorlar’ dizisi çok tuttu. Doktor işleri çok mu tutuyor? Hayır.
Bir de herhalde ‘Doktorlar’ dizisinde doğru isimler bir araya geldi, değil mi?
Tabii, çok güzel bir kadroydu. Yönetmen iyiydi. İyi bir uyarlamaydı. Ben başarısını bu etkenlere bağlıyorum.
Bir oyuncusunuz. Mutlaka senaryoya, yönetmene, ekibe ve kanala bakıyorsunuz. Ama yine de iş tutmayabiliyor. Neden sizce?
Onu biz de bilmiyoruz. Bilsek zaten kimsenin projesi yayından kalkmaz. Ben sadece işin bir tık samimi olmasına bakıyorum. Doğru kadro bir arada mı, iyi bir yönetmeni var mı, senaristi sağlam mı, kanal ve yapımcısı arkasında duracak mı? Bunlara bakıyorsunuz. Bunun bir matematiği yok. Zaten olsaydı, yapımcıların hiçbir işi kalkmazdı.
Yayından kalkar korkusu adrenalini artırıyor mu?
Artırmaz mı! X bir meslekte olduğunuz zaman her şey belli. Çalışma saatiniz, çıkışınız ve ne zaman ne olacağı belli. Ama bu işte öyle bir şey yok. Başlıyorsunuz bir işe, insanlara alışıyorsunuz. Tık reytingler kötü, üç hafta sonra yayından kalkıyoruz. Çok acayip bir sektör.
Senaryo ve senaristler çok önemli değil mi?
Evet, çok önemli. En büyük star senaryodur. Ben hep bunu söylüyorum. Senaryon kötüyse en kral oyuncuyu koy, dizi yayından kalkar.
Sektördeki senarist sayısı az mı?
Her firmanın belirlediği belli senaristler var ama yeni yeni yetişen, ümit veren senaristler de çok. Eskiden şu vardı; koy şarkıcıyı. O bitti, koy mankeni başladı. Sonra koy oyuncuyu başladı. Kimi koyarsan koy hepsi oyunculuk yapabilir. Herkes yapsın zaten. Öyle bir takıntım yok. Ama iyi senaryon yoksa, kimi koyarsan koy işin olmayacağını sektör yeni anladı.
Doktor rolü için bir ön çalışma yaptınız mı?
Tabii, biz ilk başta ‘Acil Servis’ projesine başlamıştık. Oradan buraya hemen geçiş yaptık 10 gün içinde. Zaten ‘Acil Servis’i, ‘Acil Aşk Aranıyor’a çevirerek tür değiştirmek Türkiye’de de bir ilk oldu. İlk başta ‘E.R’ uyarlaması olduğundan üç hafta eğitim aldık Pendik’teki Marmara Eğitim Araştırma Hastanesi’nde. O çok geldi mesela bize. Çünkü çok fazla ölüm gördük, çok fazla zorda insan gördük...
Daha önce ölmüş birini görmüş müydünüz?
Yakınlarımızdan gördük ama ölüm anına şahit olmamıştık veya hastaların ölüm sınırına geldiği çaresiz hallerini görmemiştik. O çok başka bir duygu ve empatiyi bitirmeniz gereken bir nokta. Orada empati kurmaya başlarsanız, hayat sizin için çok zorlaşır. Doktorlarla oyuncuların en büyük farkı bence o. Benim işim empati. Onların işi de empati kurmadan, soğukkanlılıkla işlerini yapabilmek. Ama ister istemez yılların alışkanlığından dolayı her hastayla gidip empati kurduğun için bizi çok zor bir üç hafta bekledi ve öyle oldu.
