Andreas Franke’nin sualtı fotoğraflarına bakarken insan, dünyalar arasında seyahat edebiliyor.
Franke, su üstünde çektiği modelleri sualtı fotograflarıyla birleştirerek gerçeküstü imajlar yaratıyor.
Bir masaldan karelermiş gibi görünen fotograflarında Franke, su üzerinde çektiği imajlarda da hatırı sayılır bir sanat yönetmenliği işi çıkarıyor.
Kostümler, makyaj ve saç tasarımları sualtına taşınan figürleri daha da gerçeküstü kılmaya yardımcı oluyor.
16.YY'dan bir çift batmış bir geminin güvertesinde gezintideler...
Bu asil hanımefendi güzel beyaz atının üzerinde karşımıza sualtında çıkıyor.
Şatosundan değil ama bir batığın güvertesinden şahinini eğiten asilzade...
Yıllardır sualtında kalmış bir geminin pruvasında romantizm..
Piknik için ilginç bir yer; Uzak ormandaki ağaç gövdesi değil bir güverte girişi..
Biraz daha yakın zamanlara geliyoruz ve daha sıradan hayatlara...
Bu oyunun sonunda eğer düşerse, su üzerindeki kadar sorun olmayacak..
50'li yıllarda bir sinema fuayesindeyiz ve Jaws henüz çekilmedi.
Çağı belirsiz giysileri içinde bir küçük kız, kelebek filesiyle balık avlıyor..
İçinden barrakudalar geçen bir salonda televizyon izlemek.
Pruva demirleri bu bale çalışmasında bar olarak kullanılıyor.
Sağlıklı bir vücut için spor sualtında da şart, o zaman neden bir spor salonu da olmasın?
Ve kick-boks yapanlar..
Öğle arasında evden getirdiği sefertasındaki yemeğini atıştıran bir işçi bile fantastik duruyor bu dünyada.
Haylazlar her yerde aynı. Sakız otomatını ikna etmeye çabalıyorlar...
Kız arkadaşıyla buluşmuş bir denizci için uygunmuş gibi görünen bir yer, bir geminin güvertesi..Tabii eğer gemi batmış olmasa.