Son birkaç yılda hayatımıza giren yapay zekâ uygulamaları, kısa sürede teknoloji devlerinin ana odağı haline geldi. Artık pek çok kişi ders çalışırken, günlük işlerini kolaylaştırırken veya merak ettiği soruların yanıtlarını bulurken bu teknolojilerden faydalanıyor. Hatta bazı örneklerde yapay zekâya fal baktıranların aldığı yanıtlar nedeniyle aile hayatlarının bile etkilendiği konuşuluyor.
Ekonomim’de yer alan habere göre Süleyman, “Seemingly Conscious AI” (Bilinçli Gibi Görünen Yapay Zekâ) kavramının yakında hayatımıza gireceğini belirtti. Ona göre bu sistemler, hafıza, empati taklidi ve duygusal yansıtma gibi özellikleri ustalıkla taklit ederek, kullanıcıların onları gerçek bir bilinç sahibi gibi görmesine neden olacak.
Süleyman, bu durumu “AI psikozu” olarak tanımlıyor ve şu endişeyi dile getiriyor:
"Çok sayıda insan yapay zekâyı bilinçli kabul etmeye başlayabilir. Bu da AI hakları, yapay zekâya vatandaşlık veya model refahı gibi taleplere yol açabilir. Bu noktaya gelirsek, gerçekten tehlikeli bir döneme gireriz.”
Microsoft yöneticisi, riskin yalnızca büyük şirketlerden değil, API veya basit kodlarla bu sistemlere erişebilen küçük geliştiricilerden de kaynaklandığını vurguluyor. Süleyman’a göre, önümüzdeki birkaç yıl içinde bu tip yapay zekâlar hızla yaygınlaşacak.
Ancak CEO, yapay zekânın yasaklanması gerektiği görüşünde değil. Ona göre asıl kritik nokta, şirketlerin yapay zekâyı insanlaştıran bir dil kullanmaktan kaçınması:
"Yapay zekâ, yapay zekâ olarak kalmalı. İnsanlara fayda sağlarken, bilinç veya duygu izlenimi vermekten uzak durmalıyız.”
Sadece ChatGPT’nin bile aylık 700 milyondan fazla aktif kullanıcısı olduğu düşünüldüğünde, bu uyarının önemi daha net anlaşılıyor.
