Takipsizlik kararına kovuşturma olmayan kararlar denir. Başka bir deyişle, açık ve özlü bir şekilde açıklamak gerekirse, fail aleyhine açılan bir davada delil yetersizliğinden iddianın reddine kovuşturmama kararı denir. İkinci takipsizlik kararı ise davacı şikayetinden vazgeçerse oluşmaktadır.
Yargı sisteminde müşterek kovuşturma organlarında görev yapan savcılar tarafından verilen ilk derece dava ve soruşturma yargısı açısından verilmiş olan kararlardan biri de takipsizlik kararıdır. Hukuki olarak kovuşturma olmayan kararlara takipsizlik kararı denir. Bu durumda müşteki, suçlu olduğunu tespit ettiği bir kimse hakkında kovuşturma yapsa dahi delil yokluğunda dava düşer ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilir. Ancak yeterli delil varsa takip kararı verilir. Bu kapsamda kovuşturmaya yer olmadığı için bu şekilde karar verilir ve dava kapanır. Şikayetçiye bu bildirim hakkında bilgi verilir.

Takipsizlik Kararı Hangi Hallerde Verilir?
Aşağıdaki durumlarda soruşturmadan sorumlu savcı takipsizlik kararını verebilir.
• Suç duyurusunda bulunulduktan sonra, failin suçluluğuna ilişkin yeterli kanıt bulunmadığında kovuşturma yapılmamasına karar verilir. Kısacası delil eksikliği olduğunu söyleyebiliriz.
• Şikâyetçi 12 yaşında veya daha küçükse ve ruh sağlığı sorunu varsa,
• Şikâyetçi ile fail, soruşturma bitmeden anlaşıp tazminat alırsa,
Şikâyetçi şikâyetinden geri dönerse.
Bu koşullar öngörülerek, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı yalnızca savcılar tarafından verilebilir. Bu kararda, kovuşturmaya bakılmaksızın, bir suçtan dolayı zarara uğrayan kişi veya kişiler, 15 gün içinde yaşadıkları yerin yetkili mercii olan Sulh Ceza Mahkemesine başvurabilirler. İtirazın başarılı olması durumunda takipsizlik kararının geri çekilmesi gerekir ve soruşturma kaldığı yerden devam edecektir.
