Rüşvet ve yolsuzluk ekonomisi

Bütün semavi dinler, ahlaki öğretiler ve eşitlikçi ideolojilerin lanetlemesine ve kanunların çok katı bir şekilde yasaklamasına rağmen, nasıl oluyor da rüşvet alınabiliyor ve yolsuzluk yapılabiliyor?

Rüşvet, işlenen suçlara göz yumma veya birilerine menfaat temin etme vaadiyle bürokraside, özel sektörde, kâr amacı gütmeyen dernek ve vakıflarda yöneticilik yapan yetki sahibi bürokratların ahlâk ve yasa dışı davranmayı göze alması karşılığında aldıkları paradır.

Ahlak ve yasalar bu rüşvet ve yolsuzlukları niçin engelleyemiyor?

"…aşırı merkeziyetçi ve katı kurallara sahip rüşvetçi bir bürokrasiden daha kötüsü; hem aşırı merkeziyetçi hem de yasalara uyan aşırı dürüst bürokrasidir" demiş, ünlü Samuel Huntington.

Türkçesi “çalan fakat çalışan” bürokrasiden daha kötüsü “çalmayan, çalışmayan ve çarkları yavaşlatan” bürokrasilerdir; gelişmekte olan dünyada.

Rüşvet alanlar aldıkları parayı ne yapıyor?

Ekonomik kalkınma açısından en önemli soru budur.

Eğer rüşvet olarak alınan paralar tekrar ekonomiye enjekte edilebilirse mesela yurtiçi bir bankaya yatırılırsa, bir şirketten pay senedi alınırsa ve Hazine tahvili veya bir mülk satın alınırsa, zararı, minimum olur.

Rüşveti alan kişi, parayı işletme yeteneği bakımından, rüşveti veren kişiden daha yetenekliyse ve parayı yatırdığı alan daha verimliyse, alınan rüşvetin ekonomiye katkısı daha yararlı bile olabilir.

Yok, eğer alınan rüşvetler yurtdışına çıkarılırsa veya altın ya da döviz olarak evdeki kasalarda saklanırsa ya da herhangi bir şekilde ekonomik faaliyetlerden çekilirse, ekonomiye zararı kesin ve kalıcı olur.

Bu çıkarımları haklı çıkaran iki örnek var birincisi Endonezya bir diğeri de Zaire veya yeni adıyla Kongo.

Muhammed Suharto 1966’da bir askeri darbeyle yönetimi devralıp ülkeyi 1998’e kadar yönetti. Bu 32 yıllık süre içinde aldığı rüşvetlerin tamamını ülke içindeki işlere enjekte etti. 2008 yılında ölünce çocuklarına 15 ila 32 milyar $ arası bir tutarda miras bıraktığı konuşuldu. Bugün de çocukları Asya’nın en zengin ilk 100 ailesinden biridir.

Suharto döneminde Endonezya’nın insani gelişmişlik endeksi üç kat arttı, bunun sebebi de alınan rüşvetlerin, yurtiçinde verimli işlere yatırılmış olması gösteriliyor.

Aynı yıllarda Zaire’de (Kongo) yönetimi devralan ve 1997 yılına kadar iktidarda kalan Mobuto Seko döneminde insani gelişmişlik endeksi tam üç kat azaldı, sebebi Mobuto Seko’nun ülke hazinesinden çaldığı beş milyar doları İsviçre bankalarına yatırmasıdır.

TÜRKİYE BU İŞİN NERESİNDE

Transparency.org sitesinin yayınladığı 2020 “yolsuzluk algısı endeksi”nde Türkiye, Burkina Faso, Hindistan ve Fas ile 86. sırayı paylaşıyor. Yani 83 ülkenin rüşvet algısı Türkiye’den daha iyi. İlk üç sıradaki ülkeler: Yeni Zelanda, Danimarka ve Finlandiya.

Unutmayalım rüşvetin belgesi ve istatistiği olmaz fakat “algı”sı olur.

Bizden daha kötü olan bazı büyük ülkeler: Brezilya 94, Endonezya 102, Mısır 117, Rusya 129 ve İran 149. sırayı paylaşıyorlar.

1993 – 2003 yılları arasında bankalardaki mali analistler, istihbaratçılar ve kredi tahsis ekipleri olarak firmaların mafya ve benzeri oluşumlarla bağlantılarını yakından takip ederdik. Çünkü mahkemeler yoluyla çek ve senet tahsil etmek çok zorlaşmış ve firmalar adeta, mafyadan medet umar hale gelmişti.

Sonraki yıllarda, Hükümetin mafyayla kararlı mücadelesi ile kamu görevlilerinin satın alma gücündeki iyileşmeler sayesinde mafya ve rüşvet adeta silindi.

Eğer bu endeks sahipleri 2010 yılında, bana ulaşıp rüşvet algımı öğrenmek isteseydiler; bugün 32. sırada yer alan İspanya, Portekiz ve Kore’den daha iyi olduğumuzu iddia ederdim.

Yurtdışındaki paraların Türkiye’ye getirilmesi için %1 -2 vergi karşılığı, zaman zaman af kanunları yayınlanıyor.

Bu çağrı, geçmişte aldığı rüşvetleri yurtdışına çıkarmış bürokratları mı hedefliyor bilinmez fakat çok az kişinin yurda para getirdiği ve büyük beklentiler içindeki hükümeti hayal kırıklığına uğrattığı kesin.

Demek ki yurt dışında parası olanlar, bu tip afların hukuki koruyuculuğuna pek güvenmiyorlar ya da sanıldığı kadar dışarıda para yok.

YORUMLAR (31)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
31 Yorum