Nasılsınız?
MHP’li Feti Yıldız sosyal medya hesabı X’te “Türk devleti son üç yüzyılın en güçlü dönemini yaşamaktadır” demiş. (5/9/2025)
Yazının başlığının ve konusunun motivasyonu bu tespittir.
Her dönemin kendine özgün koşulları vardır.
Örneğin, yıllar önce gittiğim Çin’de ilginç bir şey öğrenmiştim.
Yokluk yıllarında, Çin’de insanlar birbirlerine “nasılsınız” yerine, “tok musunuz” diye sorarmış.
Toksan iyisindir demek anlamında yani.
Peki biz son üç yüzyılın en güçlü döneminde nasılız?
Bir bakalım mı?
Hadi gelin başlayalım.
ÇOCUK YOKSULLUĞU
Üyesi olduğumuz OECD, yoksullukla ilgili veriler paylaşmaktadır.
OECD verileri üye ülkelerden almaktadır.
Bu nedenle veriler konusunda OECD’yi suçlamak söz konusu değildir.
Biz bugün bu verilerden çocuk yoksulluğunu ele alacağız.
Çocuk yoksulluğu çok önemlidir.
Neden mi?
Çünkü çocuk yoksulluğu, kırılgan kesimler için yoksulluğu kalıcı hale getirmektedir.
Yani çocuklar içinde bulundukları yoksulluk cenderesinden çıkamıyorlar.
Birleşmiş Milletlere göre yoksul çocukların ölüm oranı, varsıl çocukların iki katıdır.
Çünkü yoksul çocuklar yeterince ve kaliteli biçimde beslenememektedir.
Ayrıca bu çocuklar becerilerini geliştirecek eğitime ve araçlara da sahip değillerdir.
İşte çocuk yoksulluğunda, Türkiye OECD ülkeleri içerisinde Kosta Rika’dan sonra en kötü durumdadır.
0-17 yaş arasında 100 gencimizden 22,6’sı yoksuldur.
Görmediyseniz bir bakın.
Çocuklar üşümesin isimli X hesabında izlediğim bir videoda, yoksul çocuklara kıyafet dağıtılırken bir çocuk “abla ayakkabı yerine kahvaltı alsaydınız olur muydu” diye soruyor.
Videoyu izlerken içim burkuldu.
En güçlü Türkiye döneminde yaşıyoruz bunu.
En güçlü!
Devam edelim.
MUTLU MUYUZ?
Araştırma şirketi GALLUP, OXFORD Üniversitesi ve Wellbeing Araştırma Merkezi 2025 yılı Dünya Mutluluk Raporunu yayımladı.
Rapora göre Türkiye mutluluk sıralamasında 147 ülke içerisinde, 94’üncü sıradadır.
Değerli okur hangi ülkeler bizden daha mutlu biliyor musunuz?
Siz zahmet etmeyin ben söyleyeyim.
TÜİK’e göre Türkiye’de enflasyon yıllık %32,95 ve kişi başına milli gelir ise 17 bin dolardır.
Yetkililere göre ekonomik programımız tıkır tıkır çalışıyor.
Peki bu verilere bakarsak mutlu olmalı mıyız?
Venezuela’da kişi başı milli gelir 4 bin dolar ve enflasyon ise %180’dir.
Bahsettiğim Rapora göre bu ülke bizden daha mutlu.
Sıralaması 82.
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi”Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) 100.000 kişi başına düşen yıllık kasıtlı cinayet oranlarını yayımlamaktadır.
Bu oran Türkiye’de 2,59’dur.
Yani görece düşüktür.
Ancak bu oranın 25,34 olduğu Kolombiya ve 35,80 olduğu Honduras bizden mutlu.
Çetelerin birbirlerini katlettiği ülkelerdeki mutluluk seviyeleri bizden ileride gerçekten.
Peki nasıl oluyor da en güçlü dönemimizde mutlu olamıyoruz?
GALLUP çalışmasında “sosyal iletişim notu” da yer almaktadır.
Çalışmada, günlük hayatlarında iletişim kurdukları insanlara teşekkür edenlerin, selam verenlerin ve iyi dileklerini iletenlerin daha mutlu oldukları tespit edilmiş.
Türkiye sosyal iletişim konusunda en düşük notu almış.
Düşünsenize birbirimize selam vermiyoruz, selam.
Hadi bunlar dış güçler.
Gelin bir de iç güçlere bakalım.
YAŞAM MEMNUNİYETİ
Resmi istatistik kurumumuz TÜİK her yıl yaşam memnuniyeti araştırması yapmaktadır.
AK Parti’nin iktidara geldiği 2003 yılında Türk halkının %59’6’sı mutluymuş. Mutluluk oranı 2024 yılında % 49,6’ya düşmüş.
TÜİK’e göre AK Parti iktidarlarında halkımızın %10’unun tadı kaçmış.
Yani iktidar halkımızı daha mutlu etmemiş, aksine mutsuzlaştırmış.
Aynı araştırmada hane halklarına “ülkenin en önemli sorunu nedir” diye de sorulmuş.
Halkımız en önemli sorunumuzun “hayat pahalılığı” olduğunu söylemiş.
Sorun sıralamasında, ikinci ve üçüncü sıraları ise eğitim ve yoksulluk almış.
Hatırlayın yazıya çocuk yoksulluğu ile başlamıştık.
Hayat pahalı, yoksulluk ve eğitimsizlik yüksek.
Gelin de son üç yüzyılın en güçlü döneminde olduğumuza inanın.
Tok musunuz?
İyi pazarlar.
