15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde 34 sivili katleden darbeciler dava sürecini çıkmaza sokmak için önce emniyetteki ifadelerini inkar etti. Hainlerin duruşmalarda mağduru oynamaya başlaması ise şehit yakınlarını isyan ettirdi.
FETÖ’nün darbe girişiminde aralarında reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok’un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ndeki olaylara ilişkin haklarında 37’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen 135’i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davanın 18. duruşması yapıldı. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri’de yapılan duruşmaya, 127 tutuklu sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı. Yargılama sürecinin başından beri adaleti geciktirmek ve sulandırmak için ellerinden geleni yapan darbeci sanıklar önce emniyet ve savcılık aşamasında verdikleri ifadeleri yalanladı. İfadeleri baskı ve işkence altında verdiklerini savunan cuntacı askerler verdikleri beyanları kabul etmedi. Ardından kimden emir aldıklarını bilmediklerini iddia eden FETÖ’cü katiller mahkeme başkanı, savcı ve mağdur avukatlarının ısrarlı sorularına rağmen isim vermedi. Darbeden habersiz olduklarını terörle mücadele kapsamında tatbikat olduğunu sandıklarını ıslarla savunan cunta üyeleri yalan taktiklerinde bir üst aşamaya geçmeye başladı.
Darbecilerin bu taktiğini ise duruşmayı izleyen Çengelköy’de Kuleli Askeri Lisesi’nden çıkan cuntacıların şehit ettiği Mustafa Cambaz’ın oğlu Alpaslan Cambaz paylaştı. Alpaslan Cambaz takip ettiği davanın duruşmasında yaşananları attığı tweetlerle şu şekilde paylaştı: “Köprü Davasındayız. Erlerin hepsi savcıya ilk verdikleri ifadeleri reddedip üstüne de mağdur edebiyatı yapıyor. Öyle ki, hakim bazen araya girmek durumunda kalıyor “Savunmana geç” diyor. Avukatlardan biri soruyor: Hepiniz ilk verdiğiniz ifadeleri baskı altında verdiniz diyelim. Fakat sadece şimdiki ifadelerinizden yola çıkarsak o gece köprüde kimseye bir şey olmaması gerekiyor. Köprüde 35 şehit ve yüzlerce yaralı var, bu nasıl oldu yahu? Rütbelilerden bir tek Ahmet Taştan’ın ismini veriyorlar. Kimi onun ismini vermeye de çekiniyor. Diğer rütbelileri öterlerse başlarına bir iş geleceğinden korkuyor olmalılar. Şimdiye kadar 100 civarı sanık dinlendi, müştekilerin ve avukatların gözlemine göre aralarından makul savunma yapanların sayısı ancak 5,6.”
‘BİZİ CANLI KALKAN YAPTILAR’
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Harp Okulu’nda yaşanan eylemlere ilişkin 156’sı Kara Harp Okulu kursiyeri, 8’i rütbeli 164 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada eski askeri öğrencilerden Beytullah Arslan, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek savunma yaptı. Darbe teşebbüsünde bulunmadığını ve kandırıldığını ileri süren Arslan, olay akşamında Genelkurmay karargahına götürülmeleri hususunda, “Genelkurmay’a canlı kalkan olarak götürüldük” dedi. Sanık Arslan, 16 Temmuz 2016 sabahında Genelkurmay’dan ayrılmak istediğinde ise bazı rütbeli askerlerin kendisine silah doğrulttuğunu, buna rağmen buradan ayrılarak polislere kendisinin sığındığını iddia etti.
