Almanya’nın ardından bakanların programlarını iptal eden Hollanda, krizi tırmandırdı. Çavuşoğlu’na Rotterdam’a iniş izni vermedi. Referandum sürecini iç siyaset malzemesine dönüştüren Avrupa’dan gelen karara Ankara sert tepki gösterdi, yaptırım dahil tüm seçenekler masada.
HABER MERKEZİ
Gurbetçilere yönelik referandum kampanyası yapmak isteyen Türk bakanlara miting ve toplantı yasağı getiren Almanya ve Hollanda’nın krizi tırmandırma ısrarı sürüyor. Hollanda hükümeti, uluslararası hukuka, siyasi nezakete ve dost ülke yaklaşımına aykırı bir şekilde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçağının Rotterdam’a iniş iznini iptal etti. Skandal karara “kamu düzeni” ve “güvenlik” gerekçe gösterildi.
Hollanda’da daha önceki referandum etkinliklerini iptal edilen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün akşam için Türkiye’nin Rotterdam Başkonsolosluğu Konutu’nda Türk vatandaşlarıyla bir araya gelmeyi planlıyordu. Sabah saatlerinde Hollanda’ya hareketi öncesi tehditlere boyun eğmeyeceğinin altını çizen Çavuşoğlu, “Eğer Hollanda benim uçuş iznimi iptal ederse, ekonomik ve siyasi yaptırımımız çok ağır olur. Benim gitmemin ne zararı var onlara? Dışişleri Bakanıyım, istediğim yere gidebilirim” dedi.
Bu açıklamanın ardından Hollanda Dışişleri Bakanlığı, uçuş izninin iptal edildiğini duyurdu. Güvenlik riskini gerekçe gösteren hükümet, Çavuşoğlu’nun ‘yaptırım’ açıklamasını da bahaneler arasına koydu. Çavuşoğlu’nun ziyaretiyle ilgili Türk yetkililerle kabul edilebilir bir çözüm için görüşmeler yapıldığına yer verilen açıklamada “Türkiye’nin yaptırım uygulayacağına dair tehdidinin makul bir çözüm arayışını imkansızlaştırdığı” ileri sürüldü.
Hollanda’nın küstah tavrına karşı Ankara da harekete geçti. Hollanda’nın Ankara Maslahatgüzarı Daan Feddo Huisinga Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak skandal kararla ilgili izahat istendi. Ankara’nın tepkisi resmen iletildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ile hükümetten karara sert tepki gösterilirken Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ‘Her türlü cevap verilir’ açıklamasıyla tüm seçeneklerin masada olduğu sinyalini verdi. Kurtulmuş, “Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı dünyanın her yerine gider, bütün dost müttefik ülkelerimizi ziyaret edebilir, kampanyaya katılır, görüşlerini ifade eder. Bütün siyasetçiler bu şekilde hareket edebilir. Ama bunun kabul edilebilmesi mümkün değildir. Akla, mantığa, dostluğa, demokrasiye, insanlığa, insan haklarına aykırı son derece yanlış bir uygulamadır. Türkiye olarak bunun altında kalmayız. Türkiye, gerekli her türlü cevabı bu uygulamayı yapanlara verir” dedi.
KARŞILIKSIZ KALMAYACAK
Atatürk Havalimanı’nda skandal kararı değerlendiren Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Her bakımdan skandal ve kabul edilemez. Diplomatik teamüllere sığmaz. Diplomaside en uç noktadır. Hollanda’nın yaptığı karşılıksız kalmaz. Bu kararı alan başbakanın Wilders’ten ne farkı var? Aynı zihniyet, aynı faşizm. ‘Seçim öncesi gelmem sizi Wilders karşısında zorda bırakacaksa anlayış gösteririm’ dedim. ‘Seçim sonrasında da garanti veremem’ dedi. Bu hoş bir şey değil. Ucuz bir yöntemle ‘Türkiye’den Dışişleri Bakanı müzeleri ve laleleri görmeye gelebilir’ demiş. O laleler Osmanlı zamanında gitti oraya. Laleleri geri göndeririz onlara adam olurlar.”
BÜYÜKELÇİ GELMESİN
Hollanda’nın engellemesine Ankara’dan ilk misilleme geldi. Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarına ‘İzinde olan büyükelçi gelmesin’ mesajı verildi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Halen izinli olarak Türkiye dışında bulunan Hollanda Büyükelçisinin bir müddet görevine dönmesini arzu etmediğimiz bildirilmiştir” denildi. İkinci adım olarak Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğunun giriş ve çıkışları güvenlik gerekçesiyle kapatıldı. Ayrıca Hollanda Büyükelçiliği Maslahatgüzarının evi ile Başkonsolosun konutu da aynı uygulamaya tabi tutuldu.
TARİHE KARA LEKE OLARAK GEÇECEK
Eski Başbakan ve AK Parti Konya milletvekili Ahmet Davutoğlu, Hollanda’nın kararı için “Demokrasinin, katılımcılığın, ifade özgürlüğünün beşiği olduğu iddiasındaki Avrupa’nın konu Türkiye olunca takındığı tavır kabul edilemez. Dışişleri Bakanımıza demokratik bir toplantı için izin vermemek tahammülsüzlüğün ne noktaya geldiğini açıkça göstermektedir” dedi. Twitter’dan açıklama yapan Davutoğlu, “Popülist, ırkçı, ayrıştırıcı yaklaşımların geçer akçe olduğu bir dönemde aklı selim herkesten çok demokratik ülkeler için bir zarurettir. İnsanımızın nesillerdir kendine yurt bildiği ülkelerin en demokratik hakları engelleyen yaklaşımları tarihlerine utanç olarak geçmektedir” ifadelerini kullandı.
SİYASET TEK SES
AB Bakanı Ömer Çelik: Bu bahanelerin arkasında ırkçı, faşist, demokrasiye karşı, insan haklarına karşı, İslamafobik ve antisemitik yaklaşımlar olduğunu biliyoruz. Irkçı Geert Wilders iktidarda olsaydı, ancak böyle bir karar alabilirdi.
TÜSİAD: Hollanda yanlış karar aldı. Gerginlik diplomasi ile aşılmalı.
CHP’li Muharrem İnce: Hollanda, Almanya bizimle dalga geçiyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile Almanya arasında problem olduğunda biz Türk hükümetinin yanında oluruz. Onu destekleriz.
Meral Akşener: Hollanda, Almanya ve Fransa’daki etkinlikler iptal. (Açıklamayı Türk Milliyetçileri Hayır Diyor Platformu Fransa Masası yaptı)
SP Lideri Temel Karamollaoğlu: Sebebi ne olursa olsun, bu tavır sebebiyle ülkemizden özür dilenmelidir.
IRKÇILARIN SEÇİM KOZU TÜRKİYE KARŞITLIĞI
Bakanların ve AK Partili yetkililerin referandum kampanyası için gurbetçi seçmenlerle buluşmasına izin vermeyerek krizi derinleştiren Hollanda, 15 Mart Çarşamba günü sandık başına gidiyor. Mülteci barınma merkezleri ve camilerin kapatılması, Kur’an’ın yasaklanması gibi vaatleri seçim programına dahil eden Özgürlük Partisi’nin anketlerdeki yükselişi sürüyor. Oy derdine düşen iktidar ortağı partiler de aşırı sağ söylemlerin büyüsüne kapılıyor. PVV’nin İslam ve Türk düşmanı lideri Geert Wilders, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Hollanda’ya gelişini protesto için Türkçe ve Flemenkçe “Uzak dur, bu bizim ülkemiz” yazılı pankart açmıştı. Referandum sürecine Erdoğan karşıtı kampanya ile dahil olan Almanya’da da benzer bir tablo var. Eylül’de yapılacak parlamento seçimlerinde ırkçı Almanya İçin Alternatif Partisi’nin (AfD)oyları yükselirken, Mekel’in partisi Hristiyan Demokrat CDU ise geriliyor. Alman siyaseti ve medyasında bu nedenle Türkiye karşıtlığı sürekli önplana çıkarılıyor.
‘LAHEY’DE 50 KİŞİYLE YAPIN’
Hollanda AK Parti Seçim Koordinasyonu Merkezi Başkanı Turan Atmaca, skandal kararın perde arkasını anlattı: “Bu sabah bizimle pazarlık yapmaya kalktılar. ‘Siz programı devam ettirin ama Rotterdam’da değil, Lahey Büyükelçiliğinde yapın. Fakat 50 kişi olsun ve sizin belirleyeceğiniz bu 50 kişinin ismini bize verin. O isimleri kontrol ederek, içeri sokalım’ diye bir teklif geldi. Biz de kabul etmedik.”
BİR UTANÇ BARİYERİ DE KAYA’YA
Çavuşoğlu’na uçuş izni vermeyen Hollanda bir skandala daha imza atarak Aile ve Sosyal Politikar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın aracını durdurdu. Almanya’dan karayoluyla Rotterdam’a hareket eden Kaya’nın konvoyu önce gümrükte bir süre durduruldu. Daha sonra Rotterdam’a ulaşan Kaya’nın aracının önü konsolosluk rezidansına 30 metre kala polis tarafından kesildi.
Bakanın rezidansa girişine izin verilmedi. Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, Kaya’nın bulunduğu aracın durdurulduğunu belirterek, kendisinin de Bakan Kaya’nın yanına gitmesine müsaade edilmediğini söyledi. Rotterdam’daki Türk vatandaşları rezidans önünde toplandı. Bu arada MHP’ye yakınlığıyla bilinen Türk Federasyonu protesto için havaalanında oturma eylemi başlattı.
