CIA analisti Kenneth Pollack, Washington’ın önünde iki seçenek olduğunu savunuyor

CIA analisti Kenneth Pollack, Washington’ın önünde iki seçenek olduğunu savunuyor

ABD’nin Trump döneminde nasıl bir Ortadoğu politikası izleyeceği merak konusu. Eski CIA analisti Kenneth Pollack, Washington’ın önünde iki seçenek olduğunu savunuyor. ABD’nin bölgedeki varlığını azaltması, Ortadoğu’daki kaosun büyümesine neden olabileceğini belirten Pollack, müdahalenin artmasından yana.

BD’nin müstakbel Başkanı Donald Trump’la ilgili en çok merak edilen konulardan biri, Washington yönetiminin yeni dönemde Ortadoğu politikasının nasıl şekilleneceği. Trump seçim sürecinde Rusya ile daha iyi geçinmek, Suriye’de Esad’ı devirmektense IŞİD’le mücadeleye odaklanmak ve İran’la yapılan nükleer anlaşmayı gözden geçirmek gibi vaatlerde bulunduysa da uzmanlar, ABD’nin Trump döneminde izleyeceği dış politikanın henüz net biçimde belli olmadığına dikkat çekiyor. Daha önce CIA analisti olarak da çalışan Ortadoğu uzmanı Kenneth Pollack, dış politika dergisi Foreign Affairs için kaleme aldığı yazıda Washington’ın uygulaması muhtemel politikaları ve sonuçlarını değerlendirdi.

Yazısına ‘Savaş ya da kaç’ başlığını veren Pollack, ABD’nin ya Ortadoğu’ya müdahalesini artıracağını, ya da bölgeden büyük ölçüde çekileceğini belirtiyor. Ortadoğu’nun 13’üncü yüzyıldaki Moğol istilasından bu yana en büyük kaosu yaşadığını vurgulayan Pollack, günümüzdeki problemlerinse İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde kurulan diktatörlüklere dayandığını ifade ediyor. “Arap dikatatörlükler, kendilerine rakip olbilecek popüler liderleri devredışı bırakmakta son derece başarılıydı. Bu nedenle Arap Baharı’nın Libya, Suriye ve Yemen’deki sonuçları devletlerin çöküşü, güvenlik boşluğu ve iç savaş oldu” ifadelerini kullanan yazar, savaşların S. Arabistan, Rusya ve İran gibi ülkelerin bölgeye müdahalesiyle sonuçlandığına ve kaosun büyüdüğüne dikkat çekiyor.

İSRAİL, TERÖR VE PETROL

“ABD’nin bölgedeki çıkarlarının büyük ölçüde İsrail, terör ve petrole indirgenebileceğini” savunan yazar, müdahaleyi artırmanın da geri çekilmenin de bedelleri olduğunu, ancak geri çekilmenin bedellerinin daha ağır olacağını belirtti. Pollack’a göre geri çekilme durumunda dahi ABD’nin İsrail’e yardım etmesi mümkün, zira Tel Aviv bölgedeki düşmanlarını askeri olarak alt edebilecek güce sahip. Ayrıca Ortadoğu’daki Amerikan varlığının azalması, Batı dünyasına yönelik terör tehdidini de azaltabilir. Zira Fransa, İngiltere ve ABD’deki terör saldırıları, büyük ölçüde Amerika’nın bölgedeki müdahaleci politikalarından kaynaklanıyor. Buna karşın geri çekilme seçeneğinin en büyük dezavantajı petrol konusunda.

Pollack, ABD’nin enerji bağımsızlığının bir ‘efsane’den ibaret olduğunu ve Ortadoğu’daki istikrarsızlığın, küresel ekonomi fosil yakıtlara dayandığı sürece Amerikan ekonomisine büyük zarar verebileceğini belirtiyor. İç savaşların çok kolay bir şekilde yayılabildiğinin son yıllarda görüldüğünü vurgulayan yazar, geri çekilmenin Mısır, Ürdün, Lübnan, Tunus ve Türkiye gibi ülkelerin de güvenliğini tehlikeye sokacağın ifade ediyor. “ABD, koruyacağı ülkelerin sayısını azaltmaya karar verirse bunun nereye varacağı belirsiz. Eğer Ürdün veya Kuveyt’te iç savaş çıkarsa, ABD her iki ülkeyi de işgal etmek ve Suudi Arabistan’ı korumak için bölgeye 100 bin asker gönderir mi?” sorusunu ortaya atan yazar, Amerikalıların bütün bu belirsizlikleri göz önünde bulundurarak istikrarı korumak için bölgedek varlığını artırması gerektiğini savunuyor.

BEKAR SARAY!

ABD’nin müstakbel Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’ı 20 Ocak’ta Barack Obama’dan devralacak. Ancak Trump yeni evinde bir süreliğine de ailesi olmadan yaşayacak. İlk olarak basında yer alan iddia, önceki gün Trump tarafından doğrulandı. Trump, “Barron okulu bitirdikten sonra, bana katılacaklar” dedi. New York Post’ta yer alan haberde, Trump’ın eşi Melania Trump çiftin 10 yaşındaki oğulları Barron’ın Yukarı Batı Yakası’nda bulunan özel okulundaki eğitiminin yarım kalmaması için bir süreliğine daha Manhattan’da bulunan Trump Tower’daki evlerinde yaşamaya devam edecek iddia edilmişti. Gazeteye konuşan bir kaynak, “Melania, Barron’la çok yakındı, kampanya sürecinde birbirlerine daha da yakınlaştılar. Kampanya Barron için çok zordu” demişti. Bir başka kaynak ise Melania Trump’un ‘gerektikçe Beyaz Saray’da bulunacağını, ancak önceliğinin Barron olacağını’ belirtmişti.

ABD’Lİ YARGIÇ: YA SEV YA TERK ET

ABD’li bir yargıcın, göçmenlere yönelik ayrımcı ifadeleri nedeniyle protesto edilen ülkenin müstakbel başkanı Trump’ı eleştirenlere “Trump’ı beğenmiyorsanız başka ülkeye gidin” dediği görüntüler ortaya çıktı. Trump milyonlarca göçmeni sınır dışı edecek ABD’ de 8 Kasım’da gerçekleştirilen başkanlık seçimlerini kazanan Cumhuriyet Partili Donald Trump’ın hem kampanya sürecinde hem de seçim sonrasında ‘düzensiz göçmenleri sınırdışı edeceğini’ açıklamasının yankıları sürüyor. The Independent’ın KENS 5 News’ten aktardığı haberine göre, San Antonio’daki Teksas Kültür Enstitüsü’nde bir konuşma yapan Federal Sulh Hakimi John Primomo, Trump’ın göçmen karşıtı ifadelerini eleştirenlere ‘ya sev ya terk et’ dedi: “Sizi temin ederim ki Trump’a oy vermiş ya da vermemiş olun, eğer ABD vatandaşıysanız o sizin başkanınız. O sizin başkanınız olacak. Eğer bundan hoşlanmıyorsanız başka bir ülkeye gitmeniz gerekiyor.”

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN