ABD öncülüğündeki koalisyon, Afrin'deki PYD unsurlarıyla ilişkisi olmadığını belirterek Türkiye'nin muhtemel operasyonuna sessiz kalacağının sinyalini verdi. Washington bu hamleyle meseleyi Rusya'nın kucağına bırakmış oldu. Rus yönetimi, Afrin operasyonuna müsaade ederse PYD'yi tamamen ABD'ye kaptıracak, etmezse Türkiye ile Astana'da kurulan işbirliği tehlikeye girecek.
VOLGA KUŞÇUOĞLU / DIŞ HABERLER
ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun sözcüsü Albay Ryan Dillon, Afrin’in operasyon alanları dışında olduğunu ve buradaki unsurları desteklemediklerini söyleyerek Türkiye’nin buraya yapacağı muhtemel bir harekata karşı çıkmayacaklarının sinyalini verdi. Bu açıklama, Türkiye’de ‘operasyona yeşil ışık’ biçiminde yorumlandı. Ancak harekatın gerçekleşmesi için asıl Rusya’nın yeşil ışık yakması gerekiyor. Zira Fırat'ın batısındaki PYD güçlerinin 'hamisi' konumundaki Rusya'nın, Afrin'de üsleri bulunuyor. Afrin'e en yakın Amerikan güçleri ise yaklaşık 100 kilometre doğudaki Menbiç’te. Bu iki kent arasında ise Fırat Kalkanı bölgesi yer alıyor.
Rus askerleri, geçen aylarda Afrin'de görüntülenmişti.
MOSKOVA'NIN ZOR SEÇİMİ
Suriye’deki savaşa müdahil olduğu günden bu yana PYD ile iyi ilişkilerini korumaya gayret eden Rusya, Şam yönetimi ve PYD’yi bir siyasi çözümde uzlaştırmayı hedefliyor. Türkiye’nin Afrin’e girmesine müsaade ettiği takdirde ise PYD’yi tamamen ABD’ye kaybetmiş olacak. Bu durum, Moskova’yı ikilemde bırakıyor. Rus yetkililerin Afrin konusundaki sessizliği de buna işaret ediyor. Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un ‘çatışmasızlığa uyulması’ yönündeki çağrısı dışında Rus yönetiminden konuya ilişkin açıklama gelmedi.
Öte yandan Rusya, Türkiye'nin Afrin'e müdahalesini engellediği takdirde bu kez de Astana süreciyle Ankara, Tahran ve Moskova arasında başlayan işbirliği süreci tehlikeye girecek. Rusların vereceği zor karar, hem Türkiye ile ilişkileri, hem de yaklaşık yedi yıldır süren savaşın geleceği konusunda belirleyici olacak.
