ABD, Venezuela'da aşırı sağ eliyle rejim değişikliği peşinde

ABD, Venezuela'da aşırı sağ eliyle rejim değişikliği peşinde

Sokakların aylardır durulmadığı Venezuela’da, pazar günkü kurucu meclis seçimleri de tansiyonu düşüremedi. Ülkedeki krizi KARAR için değerlendiren Prof. J. Buxton’a göre, muhalefet şiddet yanlısı aşırı sağ akımların kontrolüne geçerken, ABD’nin de rejim değişikliğine yönelik çabaları artıyor. Seçimler ise Maduro’yu hem içeride hem dışarıda yalnızlaştıracak.

VOLGA KUŞÇUOĞLU

Venezuela’da Nicolas Maduro yönetimi ile muhalifler arasındaki kriz sürüyor. Maduro’ya yakın Yüksek Mahkeme’nin mart ayında muhaliflerin kontrolündeki Ulusal Meclis’in yetkilerini elinden almasıyla başlayan süreçte sokaklar durulmadı. Her iki taraftan yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği olaylarda, muhalifler bir yandan şiddetin dozunu artırırken, bir yandan da ABD’de rejim değişikliği için destek çağrısı yapıyor. Bu ortamda Maduro yönetimi, anayasanın yeniden yazılması amacıyla oluşturulacak kurucu meclis seçimlerini düzenledi. Seçimleri muhalefet boykot ederken, ABD, Kolombiya ve Arjantin gibi ülkeler de tanımayacaklarını açıkladı. Washington ayrıca yaptırım tehdidinde bulundu. Peki Venezuela’daki kriz nereye gidiyor? Orta Avrupa Üniversitesi’nden Karşılaştırmalı Siyaset Profesörü ve Venezuela uzmanı Julia Buxton, ülkedeki siyasi krizin kökenlerini, gelecekte yaşanması muhtemel gelişmeleri ve çözüm yollarını Karar için değerlendirdi.

İlk olarak Venezuela’da Hugo Chavez’in ölümünden bu yana tedricen yükselen siyasi krizi bize kısaca anlatabilir misiniz?

Venezuela, Chavez’in 2013’teki ölümünden önce de zorlu bir duruma doğru gidiyordu. Bunun üç sebebi var; ilk olarak hükümet programlarına kaynak sağlamak için petrol ihracatına olan bağımlılık (petrol, Venezuela’nın ihracat gelirinin yüzde 94’ünü oluşturuyor) ve bununla bağlantılı olarak petrol fiyatlarının düşmesi. İkincisi, devrimin ideologu ve iktidardaki Venezuela Sosyalist Birlik Partisi (PSUV) içindeki farklı fraksiyonları bir arada tutan bir figür olarak Chavez’e bağımlılığın çok fazla olması. Son olarak, Chavez’in 1999’da seçildiğinde devraldığı, ancak ya hiç ele almadığı ya da daha kötüye gitmesine neden olduğu suç, şiddet ve yolsuzluk gibi sorunların birikimi.

17-08/01/dsf.jpg

Nicolas Maduro, seçimlerin ardından zafer konuşması yaptı. Ancak Prof. Buxton onunla aynı fikirde değil.

Maduro iktidara geldiğinde bu sorunları ele almakta başarısız olurken, ekonomi de vahim duruma geldi. Muhalif Demokratik Yuvarlak Masa Birliği (MUD) de güçleniyor ve seçmenin MUD’a olan ilgisi artıyordu. Maduro ayrıca yönetimde orduya çok fazla bel bağladı, bu da partinin kemik tabanını yabancılaştırdı. Brezilya ve Arjantin gibi ülkelerde Chavez’in müttefiklerinin iktidarı kaybetmesi de Maduro’nun düşmanca bir çevreyle karşılaşmasına neden oldu.

MADURO’NUN BÜYÜK HATASI

Kurucu meclis seçimleri geride kaldı. Hükümet sekiz milyon, yani kayıtlı seçmenlerin yaklaşık yüzde 40’ı olarak açıkladığı yüksek katılım oranını kutlarken, muhalifler sadece iki milyon civarında oy kullanıldığını iddia ediyor. Siz geçen hafta yaptığınız bir yorumda bu seçimleri, sonuçlarından bağımsız olarak ‘Maduro’nun en büyük yanlış hesabı’ olarak tanımlamıştınız. Şimdi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Maalesef hükümetin pazar günkü seçimlerle ilgili verileri, hile yapılmasını ve mükerrer oy kullanılmasını engelleyecek temel denge ve kontrol mekanizmalarından yoksun olduğu için, güvenilir olarak değerlendirilemez. Şimdi kurucu meclisin, kendi gücünü muhalefetin çoğunlukta olduğu parlamentonun üstünde görüp görmeyeceğine bakmamız gerekiyor. Maduro, geçen yıl eyalet valiliği seçimlerini erteledikten sonra, kendi mevkisi için yapılacak referandumdan kaçınmak için kurucu meclis seçimlerini düzenledi. Muhalefetin tanınmaya, barışçıl ve meşru bir ortam sağlanmasına ihtiyacı var. Bu basit sebepten dolayı kurucu meclis seçimlerine değil, diğer seçimlere öncelik verilmesi gerekiyor. Anayasa değişiklikleri, 2018 başkanlık seçimleri çerçevesindeki tartışmaların bir parçası olmalı, Maduro’nun görev süresinin sonuna denk gelen bir seferberliğin değil.

17-08/01/01kr10-rop-kadin.jpgProf. Julıa Buxton

Uluslararası kamuoyuna ve pek çok eleştirel dostun tavsiyelerine rağmen kurucu meclis seçimlerini yapmak, uluslararası tecrit ihtimalinin önünü açıyor, muhalefetle müzakere alanını kapatırken ılımlı Chavista’ları (Chavez taraftarları) da yabancılaştırıyor. Bu nedenle Maduro’nun en büyük yanlış hesabı. Son olarak, ekonomik politika değişikliklerine öncelik verilmesi gerekiyor, sıradan Venezuelalıların temel endişesi ekonomi.

ABD, seçimlerden sonra Venezuela’yı yeni yaptırımlarla tehdit etti. Diğer yandan muhalefet de rejim değişikliği için ABD’ye yardım çağrısında bulunuyor. ABD’nin Soğuk Savaş döneminde Güney Amerika ülkelerinde askeri darbeler örgütlediğini ve 2002’de Chavez’e karşı yapılan darbe girişimini göz önünde bulundurursak, Washington sizce Venezuela’da rejim değişikliğini sağlamak için ne kadar ileri gidecektir?

Washington, Chavez seçildiğinden beri rejim değişikliği için bastırıyor. Hem Demokrat, hem de Cumhuriyetçi yönetimler tamamen zarar verici yöntemler izlediler ve bu sadece Chavez ile Maduro’nun anti emperyalist retoriklerini güçlendirmeye hizmet etti. Trump yönetimi, Venezuelalı yetkililere karşı bireysel yaptırımlar uyguluyor. Bu talihsiz bir strateji; sadece rejim yetkililerinin hükümete muhalefet isteğini azaltmaya ve birbirlerine daha yakından bağlanmasına yarıyor. Bunu ekonomik yaptırımların izleyip izlemeyeceğini göreceğiz. Eğer ekonomik yaptırım uygularlarsa, sadece sıradan Venezuelalılara zarar verecekler.

ABD, öteden beri Venezuela muhalefetine aktif olarak destek ve sermaye sağlıyor ve ben ABD’nin, muhalefetin iktidarı ele alması yönündeki çabalarını artırmasını bekliyorum. Bu şekilde bir müdahale, Venezuela’yı derinleşen bir iç çatışma yoluna sokacaktır. Rejim değişikliği, demokrasiye hızlı ve yumuşak bir dönüşümü sağlamayacaktır.

ÇATIŞMAYI BÜYÜTECEKLER

Venezuela muhalefeti gitgide şiddeti artırıyor gibi görünüyor; el yapımı havan topları, yollara döşenen EYP’ler, Chavista’lara yapılan suikastler, silahlı ayaklanma çağrıları... Muhalefet silahlı bir isyanı yürütecek örgütlülüğe ve halk desteğine sahip mi? Ülkenin bir iç savaşa sürüklenebileceğini düşünüyor musunuz?

Muhalefet, şiddeti gittikçe artan bir sokak hareketinin kontrolünü kaybediyor. Sorun şu ki, muhalefet parçalanmış halde ve şu anda radikal sağ unsurlar kontrolü ellerinde bulunduruyor. Venezuelalıların çoğunluğu şiddeti desteklemiyor ancak ne yazık ki muhalefetin şiddeti meşrulaştıran açıklamaları ve dış yardım çağrıları gitgide artıyor. Muhalefetin doğrudan ve stratejik olarak savaş için harekete geçmesini beklemiyorum, bu uluslararası desteği kaybetmelerine neden olacaktır. Ancak diyalog ve müzakereye direnmeye devam edecekler ve böylece çatışmanın yükselmesine katkıda bulunacaklar.

EN KÖTÜ SENARYO BÖLGESEL SAVAŞ

Venezuela’nın geleceği için bir en iyi, bir de en kötü senaryo ortaya koyabilir misiniz?

En iyi senaryo, kapsayıcı bir diyalog ve müzakere süreci. Bunun için ise Kolombiya’da ve iç çatışma yaşayan diğer ülkelerde olduğu gibi barışı mümkün kılacak uluslararası desteğe ihtiyaç var. Ayrıca af ve temel sosyal programlara bağlılığın dahil olduğu bir dönüşüm sürecinde de uzlaşılması gerekiyor. Bunlar olmadığı takdirde sıfır toplamlı bir oyunda takılıp kalacağız. En kötü senaryo ise komşu Kolombiya’ya sıçrayacak ve milislerin, suç örgütlerinin ve orduların güç ve gayrımeşru zenginlik için savaşa gireceği vahşi bir ortam. Ve bunu kurbanları, her zaman olduğu gibi siviller olacaktır.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN