FETÖ'cü Tümgeneral Sevil: Başarılı bir asker olduğumdan herkes benimle çalışmak ister

FETÖ'cü Tümgeneral Sevil: Başarılı bir asker olduğumdan herkes benimle çalışmak ister

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İzmir'de 270 sanığın yargılandığı davada savunma yapan Tümgeneral Sevil sıkıyönetim listesi ve atama listesinde isminin olmasını "Başarılı bir asker olduğumdan herkes benimle çalışmak ister" sözleriyle açıkladı. Sevil, Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı 'Fetullah Gülen'i bitirme planı' toplantısına katıldığını ve katılanların listesini savcılığa gönderdiğini belirtti.

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin 270 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki duruşma salonunda İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince görülen oturumda, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

FETÖ İLE İLGİM YOK

Kimlik kontrolünün ardından Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEBGİS) ile kayda alınan duruşmada savunma yapan tutuklu sanıklardan eski NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, soruşturma aşamasında emniyet ve cumhuriyet savcılığında verdiği ifadelere katıldığını, darbe girişimi planlamasında yer almadığını, darbeci ya da FETÖ ile herhangi bir bağlantısının olmadığını savundu.

Sanık Sevil, görev yaptığı NATO Kara Komutanlığının Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) bağlı olmadığını, sadece sicil bakımından Genelkurmay 2. Başkanı'na bağlı bulunduğunu belirterek, hayatının hiçbir safhasında FETÖ ile bağlantısının olmadığını öne sürdü.

NE YAMAN ÇELİŞKİ

Sevil, "Geçmişte emekli Albay Dursun Çiçek'in hazırladığı 'Fetullah Gülen'i bitirme planı' toplantısına Erzincan'da, Doğubayazıt 1. Mekanize Tugay Komutanı olarak katıldım. Ergenekon kumpası çökmeseydi, ben de yargılanacaktım. O zaman bu toplantılara kimlerin katıldığına ilişkin, kendimin de içinde bulunduğum şüpheli listesini savcılığa gönderdim. 5 yıl önce FETÖ'yü bitirmek için Ergenekoncu olarak suçlanan ben, ismimin karşısında 'Devam' yazdığı için FETÖ'cü olarak 8 aydır tutukluyum, hücrede bulunuyorum. Karşınızda olmak ne yaman çelişki." ifadelerini kullandı.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Bodrum'da tatilde olduğunu, Amerikalı NATO Kara Komutanı'na bilgi vermek ve rapor hazırlamak için İzmir'e geldiğini anlatan Sevil, "Emir aldığım komutanlarım yabancı, emir verdiğim personel yabancı, emrimde birliğim yok. 2012'den beri de tabancam Kara Kuvvetleri Komutanlığında emanette duruyor. Darbe girişiminde olmam madden imkansız." şeklinde konuştu.

"HERKES BENİMLE ÇALIŞMAK İSTER"

Sanık Sevil, "Olay gecesi Genelkurmay Başkanlığı Karargahından askeri birliklere gönderilen 'Sıkıyönetim Direktifi' ve ekindeki atama listesinde isminin karşısında görev yeri ve 'Devam' yazdığı, darbeye teşebbüs neticesinde gelmiş olduğu birliğindeki aktivitesine göre terör örgütü FETÖ/PDY üyeleri tarafından kendisi hakkında değerlendirmenin ileride yapılacağı" suçlamasına ilişkin ise "Bana yüklenen altı suçlamanın sadece birisi somuttur. O da darbecilerin hazırladığı listede ismimin karşısına 'Devam' yazılmasıdır. Benim için fiili bir eylem yazılmamış. Birileri iradem dışında 'Devam' yazmış. İsmim rızam dışında yazılmış. Örgünün böyle bir iradesi olsa bile bu beni ilgilendirmez. Bunu örgüte sormanız gerekiyor. Başarılı bir asker olduğumdan herkes benimle çalışmak ister. Bunda benim suçum yok." beyanında bulundu.

SIKIYÖNETİM LİSTESİ

Sözde "Sıkıyönetim Listesi"nin fertleri iyi tanımayan, işin ehli olmayanlarca masa başında boş kadroları doldurmak için hazırlandığına dikkati çeken Sevil, "Örneğin, 65 yaşını dolduran (eski) Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi'nin, yaş haddinden emekli olacağını bilmeden karşısına 'Devam', 3. Ordu Komutanı'nın karşısına da 'Devam' yazılıyordu. Balyoz Davası aşamasında hapis yatan Tunceli'deki 4. Komando Tugay Komutanı, aynı zamanda sıkıyönetim komutanı olarak listeye yazılmış. Benim gibi NATO'da görevli 7 generalin de karşısına 'Devam' yazılmış. Listede 'Devam' yazan 31 general ile amiral halen aktif görevde. Orgeneral kadrolarına tuğgeneralleri atamışlar. Eğer isimlerinin karşısına 'Devam' yazan komutanlar örgütün adamı olsa TSK'nın ayağa kalkması lazımdı." şeklinde konuştu.

"RUHUNU KİRAYA VERENLER"

Sanık Sevil, Meclis'e bomba atacak kadar ruhunu kiraya vermiş insanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.

Sevil, şunları dile getirdi:

"Askerlik hayatımda bir kez dahi ikaz almadım. Darbe girişiminin ardından gözaltına alındıktan sonra devlet baskına uğramıştı, listede olanların gözaltına alınması doğru bir hareketti ancak 'sap ile saman hemen ayrılır ve ben de cezaevinden hemen çıkarız' diye düşündüm. 8 aydır tutukluyum, tahliyemi istiyorum. Devlete kızmıyorum, isyan etmiyorum, beni hapsetti ama suçum yok. Devlet bu, yapar ancak FETÖ'cü olmayacağım, devlet başımın üstünde.

"BEN TERÖRİST OLMAYACAĞIM"

Türkiye'de görev yapan 7 NATO komutanının sözde "Sıkıyönetim Listesi"ndeki isimlerinin karşısında "Devam" yazmasına rağmen sadece kendisinin tutuklandığını, bunun sebebini ise NATO Kara Komutanlığı Karargahının İzmir'de oluşuna bağlayan Sevil, "5 yıl önce FETÖ'yü bitirmeye çalışan Ergenekoncu olmadığım gibi bugün de ismimin karşısına 'Devam' yazdığı için FETÖ'cü değilim." dedi.

Mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi.

İDDİANEME

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan bin 300 sayfalık iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti.

İddianamede, Fetullah Gülen'in "birinci" şüpheli olduğu 267 sanığa "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamaları yöneltilmişti.

Hazırlanan ek iddianameyle 3 kişinin daha dosyaya eklenmesiyle sanık sayısı 270'e yükselmişti.

Sanıklar arasında tamamı Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) ihraç edilen, "Yurtta Sulh Konseyi"nce Manisa ve İzmir'de sözde "sıkıyönetim komutanı" ilan edilen tutuklu sanıklar Ege Ordusu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Memduh Hakbilen, NATO Kara Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Salih Sevil, Bornova 57. Topçu Tugay Komutanı Tuğgeneral Mehmed Nuri Başol, Amfibi Deniz Piyade Tugay Komutanı Tuğamiral Halil İbrahim Yıldız, Foça Batı Görev Grup Komutanı Tuğamiral Yaşar Çamur, Hava Teknik Okulları Komutanı Tümgeneral Ahmet Cural, Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı Tümgeneral Mustafa İlter, İstihkam Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanı Tuğgeneral Osman Nadir Saylan, Ege Deniz Bölge Komutanı Tuğamiral Süleyman Manka, Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş ile Gaziemir Hava Sınıf Okulları Komutanı Tuğgeneral Ersal Ölmez de bulunuyor.

TÜMGENERAL MUSTAFA İLTER SAVUNMA YAPTI

İzmir'de, 152'si tutuklu 270 sanığın yargılandığı FETÖ/PDY davasında, darbe girişimi sırasında Ulaştırma Personel ve Eğitim Komutanı olan Tümgeneral Mustafa İlter savunmasını yaptı. Göreve başladığı günden beri Atatürk ve vatan, millet sevgisiyle hareket ettiğini anlatan Mustafa İlter, fikri yakınlığının bulunmadığı FETÖ'yle bağlantısının da olmadığını ileri sürdü. Mustafa İlter, savunmasında ayrıca hain darbe teşebbüsünün ne hazırlık, ne de uygulama aşamasında hiçbir faaliyetine katılmadığını da ifade etti.

'DARBEYE KARŞI SADECE ÖNLEM ALDIM'

15 Temmuz günü yaşananları anlatan Mustafa İlter, bir yakınını akşam saatlerinde yolcu ettikten sonra fıtık ameliyatı olduğu için belinde ağrı hissettiğini, bu nedenle evine dinlenmeye çıktığını söyledi. İlter, "Nöbetçi amirlikten arandım. Yıldırım Harekatı mesajının geldiği söylendi. Hemen üzerimi giyinip, karargaha gittim. Kurmay başkanının da çağırılmasını istedim. Karargahta mesajı inceledim, okudum. Bir dönem de Genelkurmay'da çalıştım. Yazının altında Yurtta Sulh Konseyi yazıyordu. Fakat formatın dışında bir evraktı. Bu tür yazılarda Genelkurmay Başkanı ya da Genelkurmay İkinci Başkanı gibi imzalar açılırdı. Bunda yoktu. Bunun kalkışma olduğunu değerlendirdik. Korgeneral Mehmet Baysal'ı aradım. 'Komutanım sizi komutanlık emrine almışlar. Bana da devam demişler. Bizler tedbirleri arttıracağız, disiplinsizliğe izin vermeyeceğiz' dedim. Bize gönderilen mesajda, Mehmet Baysal'ın yerine vekaleten Tümgeneral Veli Yıldırım'ın atandığı yazılıydı. Ben bu kişiyle o gece hiç görüşmedim. Ankara'dan da kimseyle görüşmem olmadı" dedi.

Mustafa İlter, kışlada yaşanabilecek olaylara karşı önlem aldıklarını, cephanelikte tedbirleri arttırdıklarını, bunları da FETÖ'cü olmadığını bildiği kişilerle yaptıklarını öne sürdü. Darbeye teşebbüs gecesi önlem aldığını belirten Mustafa İlter, "Komutanın en önemli sorumluluğu, birliğine sahip olmak, emniyet tedbirlerini almaktır. Ben o gece toplantı yapmadım. Birlik komutanlarını çağırmadım. Erkan başkanını çağırdım. Birliğime hazırlık seviyesini yükselten çalışma yapmadım" diye konuştu.

'TERÖR ÖRGÜTÜYLE ANILMAYI REDDEDİYORUM'

Darbeye teşebbüs edenlerin kendisiyle devam etmek istemesine yönelik değerlendirmede de bulunan Mustafa İlter, "Benim isminin karşısına devam yazmışlar, ama görev vermemişler. Çünkü yapmayacağımı biliyorlardı. İsmimin bulunmasında, bilgim, onayım, iradem olmamıştır. Aktif olarak kullandıkları tümenlere kendi adamlarını atamışlardır" dedi.

Kendisinin TSK'ya, TSK'nın da kendisine ihtiyacı olduğunu savunan Mustafa İlter, "Emeklilik işlemlerini yaptırmadım. Umudumu koruyorum. PKK'yla yıllarca mücadele ettim. Çatışmalara girdim. Şimdi onun yerine başka bir terör örgütüyle ismimin anılmasını şiddetle reddediyorum. Benim içim rahat, kendime güvenim tam. Benim için yapılan suçlamaları dürüstçe muhakeme yaptığım zaman, vicdanıma kabul ettiremiyorum" diye konuştu.

'6 AY ANKARA'YA GİTMEDİM'

Mustafa İlter, Mahkeme Başkanı Oktay Tabur'un, Ankara'ya gidip gitmediğine yönelik soruya da, "Ben darbe girişiminden 6 ay öncesine kadar Ankara'ya gitmedim. Adımımı atmadım" yanıtını verdi. İddianamede tutuklu sanıklardan Tümgeneral Ahmet Cural ve Tuğgeneral Ersal Ölmez ile öğle yemeği yemekle suçlandığını anlatan Mustafa İlter, "Haziran ayında fıtık ameliyatı olmuştum. Ahmet Cural yeni öğrenmiş, yemek yemeye karar verdik. Yemeğin konusu benim sağlık durumdu. Tamamen sosyal bir yemekti" dedi.

'HÜCRE KAPISINDA FETÖ YAZIYOR'

Mustafa İlter'den sonra ise duruşmada, 15 Temmuz öncesinde İstihkam Okulu ve Eğitim Merkez Komutanı olan Tuğgeneral Osman Nadir Saylan ifade verdi. Gözaltına alındıktan sonra karakolda rütbelerinin sökülmesinin kendisini çok yaraladığını anlatan Osman Nadir Saylan, cezaevinde kaldıkları bölümle ilgili de eleştiride bulundu. Kapılarında FETÖ'cü yazdığını belirten Saylan, "Hücre kapısında FETÖ yazıyor. FETÖ'cü değilim. Kabul etmiyorum. Ölünceye kadar kimse beni FETÖ'cü olarak nitelendiremez. Bu çok ağır bir suçlama. Biz FETÖ metö bilmeyiz. Babam, dedem asker. Asker olmaları benim FETÖ'cü olmamı engellerler mi? Engellemez, ama yaşantımız ortada. Ben, çocuklarımın gittiği okulları bile araştıran birisiyim" dedi.

Kurmaylığı kazandıktan sonra askeri üniformayla Karacaahmet Mezarlığı'nda babasının mezarını ziyaret etiğini anlattığı sırada gözleri dolan Osman Nadir Saylan, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner ile de yakın ilişkide bulunduklarını anlattı.

'HUKUK HERKESE LAZIM, BANA BU KADAR ERKEN OLACAĞINI DÜŞÜNMEDİM'

Balyoz ve Ergenekon yargılamaları sürecinde sık sık gündeme gelen 'Hukuk herkese lazım' sözünü ifadesi sırasında hatırlatan Osman Nadir Saylan, "O süreçte çok söyleniyordu. Ben de bunlardan etkileniyordum. Ama bu kadar yakın bir zamanda bana lazım olacağını düşünmedim" diye konuştu.

Hiçbir terör örgütüyle ilişkisinin olmadığını, suçlamaları kabul etmediğini dile getiren Osman Nadir Saylan, "Bu kadar general ve amiral, darbe yapmak isteseydi, sonucunu siz de tahmin edebilirsiniz. Emir verir, giderlerdi. Darbenin başarılı olmamasının en büyük sigortası biziz. Sayın Cumhurbaşkanı bunu böyle bilsin" dedi.
Darbe girişimini de yemekte bulunduğu sırada bir arkadaşının kendisini aramasıyla öğrendiğini anlatan Saylan, ardından gelişmeleri televizyondan takip ettiğini söyledi. Osman Nadir Saylan, darbe teşebbüsü gecesine ilişkin olarak ise, "Altında Yurtta Sulh Konseyi yazan belgenin geçersiz ve kanunsuz olduğunu düşündüm. Astlarıma böyle emir verdim. Gelen emrin Genelkurmay'dan mı geldiğini, yoksa korsan mı olduğunu başta anlamadık. Evrak Genelkurmay'dan gelse bile bu emre uymayacaktık. Neyin, ne olduğunu anlamaya çalıştık. Memduh Hakbilen'i de sıkıyönetim komutanı olduğu için değil, ne olduğunu anlamak için ve aynı kışla içerisinde bulunduğumuz için aradım. Askeri hattan aradım. Bana cevap vermedi. Ben de ısrarcı olmadım" dedi.
FETÖ kapsamında tutuklu bulunan Korgeneral Metin İyidil'in de kendisini üst komutanı olarak Ankara'dan aradığını söyleyen Osman Nadir Saylan, "Bana 'Nadir paşa neredesin' diye sordu. Gelen yazıyı kendisine söyledim. Emri dikkate almadığımızı anlattım. O da bana, 'Tabii ki emri yerine getirmiyoruz. Devletin ordusuyuz. Kimsenin adamı değiliz. Gerekirse yanına adam al, ordu komutanını kurtarın' dedi" diye konuştu.

TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Duruşma sonrasında Mahkeme Başkanı Oktay Tabur, tahliye taleplerini değerlendirip, Salih Sevil, Mustafa İlter ve Osman Nadir Saylan'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşmayı da 6 Şubat 2017 Pazartesi gününe erteledi. 

İZMİR/AA

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN