Görüşler

Cavid Veliyev yazdı: Ermenistan’ın yeni başbakanı Türkiye için ne vaat ediyor?

Cavid Veliyev yazdı: Ermenistan’ın yeni başbakanı Türkiye için ne vaat ediyor?

Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Dr. Cavid Veliyev “Paşinyan, Türkiye ile ilişkiler ve Karabağ konusunda milliyetçilerin ve diasporanın desteğini almaya çalıştı” diyor.

Ermenistan’ın eski Başbakanı Serj Sarkisyan’a karşı Nisan 2018’de başlayan gösteriler 8 Mayıs 2018’te muhalif lider Nikol Paşinyan’ın başbakan seçilmesiyle sonuçlandı. Bu süreçte gösterilerin bastırılması için kuvvet kullanılmaması herkesin dikkatini çekti. Çünkü Sarkisyan’ın cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası yapılan gösterilerde kuvvet kullanılmış ve 10 sivil hayatını kaybetmişti.

Ermenistan iç ve dış politikası sözde soykırım iddialarının ve Dağlık Karabağ’ın işgalinin esiri durumunda. Ermenistan’da Paşinyan’ı iktidara taşıyan neden de aslında bu.

Genellikle Ermenistan’ın iç ve dış politikasını etkileyen dört önemli etken vardır. Rusya ile ilişkiler, Dağlık Karabağ meselesinde çözüm önerisi, Türkiye ve Ermeni diasporası ile ilişkiler... Dolayısıyla Ermenistan’da bütün iktidarlar veya değişim yapmak isteyen herkes söylem ve eylemlerinde bu dört noktayı dikkate almak zorunda. Paşinyan’ı başbakanlığa taşıyan süreçte bu dört konu belirleyici olmuştur. Paşinyan başından itibaren Ermenistan’daki gösterilerin Rusya’ya karşı olmadığını dile getirerek, hiçbir şekilde Rus askeri üslerinin Ermenistan’dan çıkarılması veya Ermenistan’ın Rusya’nın bölgesel örgütlerinden çıkması gerektiğini dillendirmedi. Fakat Rusya başından itibaren muhalif lider Nikol Paşinyan’a güvenmedi. Çünkü 2017 yılında milletvekili olan Paşinyan, Ermenistan’ın Avrsaya Ekonomik İşbirliği Örgütü’nden çıkmasına dair parlamentoda yasa tasarısı vermişti.

Öte yandan gösterilerin kritik döneminde NATO çerçevesinde barış birliği olarak görev yapan Ermeni askerler Erivan’daki askeri üslerinden dışarı çıkarak göstericilere destek verdi. Ayrıca muhalif lider Paşinyan, Sarkisyan’dan önce başbakan olan ve Rusya ile iyi ilişkilere sahip Karen Karapetyan’ın başbakanlık talebine karşı gösterileri tekrar başlattı. Bu nedenle olaylara müdahele kararı veren Rusya, Duma Başkan Yardımcısı Konstantin Zatulin başkanlığında bir milletvekili heyetini Ermenistan’a gönderdi. Heyet Paşinyan’la görüştü. Daha sonra Rusya’nın Ermenistan büyükelçisi de muhalif liderle bir araya geldi. Bu görüşlerden sonra Rusya resmi makamlarının Ermenistan gösterilerinin Ukrayna’dan farklı olduğunu açıklaması Moskova’nın olaylara yeşil ışık yaktığına işaret etti. Fakat gösteriler sırasında Rusya basını, Ermenistan karşıtı söylemlerini artırarak Batı yanlısı olarak tarif edilen Paşinyan liderliğine gözdağı verdi. Nitekim gösteriler sırasında Batılı gazeteciler Ermenistan’dan sürekli olumlu haberler yayınlamıştılar.

Bazı uzmanlara göre, Rusya artık Sarkisyan’dan yorulmuştu ve bu nedenle kuvvet kullanılmasına izin vermeyerek onun gitmesini kolaylaştırdı. Ayrıca Rusya’nın yeni bir Ukrayna ve Suriye istemediği için sorunun müzakereler yoluyla çözümünden yana olduğunu savunanlar da oldu. Serj Sarksiyan’ın istifası ve Paşinyan’ın seçilmesi sürecinde Ermeni karar vericiler ve politikacılar sürekli Moskova ile irtibatta oldu. Paşinyan Başbakan seçildikten sonra ilk tebrik eden liderlerden biri Vladimir Putin idi. Rusya Devlet Başkanı, Paşinyan’a telefon açmış ve her iki taraf geleneksel dost, müttefik ilişkileri çok boyutlu ve bölgesel entegrasyon projeleri olan Avrasya Ekonomik Birliği ve Kolektiv Güvenlik Antlaşması Örgütü çerçevesinde sürdürmeyi kararlaştırmıştır. Paşinyan Başbakan seçildikten sonra Soçi şehrinde düzenlenen Avrasya Ekonomik İşbirliği Örgütü toplantısına katılmak için ilk yurtdışı ziyaretini de Rusya’ya yaptı. Fakat Rusya’nın Paşinyan’a karşı bir güvensizliği sözkonusudur ve Paşinyan’ın dış ve güvenlik politikasında bir değişim yapma girişimi Ermenistan’da yeni krizlere neden olabilir. Çünkü Paşinyan Rusya’ya gitmeden bir gün önce oluşturduğu bakanlar kurulunun dış ve savunma politikası gibi önemli koltuklarına Batı yanlılarını atadı.

Aslında Ermeni yöneticiler, sınırlar ve Dağlık Karabağ konusunun iki ayrı mesele olduğunu iddia etseler de, sürekli Türkiye ve Azerbaycan’ı tek mesele olarak gördüler. Türkiye ve Azerbaycan’la ilişkiler konusunda Paşinyan da bir değişiklik yapmayarak Sarkisyan ve Koçaryan’ın tutumunu devam ettirdi. Türkiye ile ilişkiler ve Karabağ konusunda radikal bir tutum sergileyerek milliyetçilerin ve diasporanın desteğini almaya çalıştı. Nitekim Paşinyan’ın seçilmesi için destek verenler arasında Türkiye ve Azerbaycan’a karşı en radikal tutumu gösteren Taşnaklar da vardı. Türkiye ile ilişkilerin önkoşulsuz başlatılmasını isteyen Paşinyan, 24 Nisan gününde göstericileri ‘soykırım’ anıtına topladı. Paşinyan’ın “Türkiye ile önkoşulsuz ilişkilere hazırız” açıklaması aslında değişen bir şeyin olmadığını göstermiştir. Çünkü bu söylem 1991 yılından itibaren Ermenistan’ın Türkiye’ye yönelik esas söylemidir ve özeti kısaca şöyle açıklanabilir: İki taraf arasında ilişkileri başlatmak amacıyla Türkiye bize karşı soykırım ve toprak iddianızdan vazgeçin ve  Dağlık Karabağ’da işgale son verin önkoşulunu öne sürmesin... Yani Türkiye yıllardır Ermenistan’la ilişkilerde izlediği politikadan vazgeçsin.

Paşinyan seçildikten sonra ilk ziyaretini de işgal altındakı Azerbaycan toprağı olan Şuşa’ya yaptı ve buranın işgal gününü zafer günü olarak ilan etti. Dağlık Karabağ’ın Ermenistan’la birleştirilmesini, görüşmelerde Dağlık Karabağ Ermenileri’nin taraf olarak iştirak etmesini ve bağımsız bir devlet olacağını beyan etti ki, bunlar kesinlikle Azerbaycan tarafından kabul edilmeyen teklifler. Bu durum aynı zamanda Azerbaycan’ın sürekli gündeme getirmiş olduğu, işgali bitirmek için savaş başlatabiliriz, tezini de doğrulamaktadır.

Aslında Paşinyan’ın bu tutumu son dönemlerde Avrupa’da iktidar sahibi olmak isteyen milliyetçi liderlerin seçim söylemleriyle örtüşüyor. Milliyetçi desteği artırmak ve dış düşman görüntüsünü kuvvetlendirmek yoluyla kendi iktidarını sağlamlaştırmak bu söylemlerin temel nedeni. Nitekim Ermeni politikacılar, Türkiye ve Azerbaycan’a karşı hep bu politikayı izledi. Bölgedeki barış ve istikrarın önündeki engel de bundan kaynaklanıyor. Paşinyan’ın Ermenistan’da tekrar milliyetçiliği artırması da ister Karabağ görüşmeleri ister Türkiye ile ilişkilerin düzelmesi noktasında hiçbir olumlu sonuç vaat etmiyor.

Paşinyan radikal söylemleri besleyerek bu noktada Türkiye ve Azerbaycan’a karşı olan Ermeni diasporasının desteğini almağı hedeflemiştir. Ermeni liderin “Dağlık Karabağ görüşmelerinde Ermeni diasporasının görüşü de dikkate alınmalı” açıklaması, süreci olumsuz etkileyecek. Ermeni diasporası da yurt dışında Paşinyan hakkında ‘demokratik ve Batı ile yakın ilişkiler kurmayı hedefliyor’ görüntüsü yaratmak istiyor. Bu nedenle ABD’deki Ermeni diaspora teşkilatı ANCA, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ya mektup yazarak Ermenistan’da reformlar yapabilmesi için Paşinyan yönetimine 140 milyon dolar yardım yapılmasını istemiştir. 

Oysa, Paşinyan’ın odaklanması gereken sorun Ermenistan’ın içine düşmüş olduğu ve gösterilere neden olan sosyo-ekonomik sorunlar, tekelcilik ve oligarşik yapı. Örneğin, 2014-2016 yılları arasında Ermenistan’ın sosyo-ekonomik durumu dolayısıyla yurtdışına seyahat eden ülke vatandaşlarından 44 bini geri dönmemiştir. Yıllık 22 bin kişiye tekabül eden bu rakam 2-3 milyon nüfusu olan bir ülke için yüksek bir oran. Ermenistan’ın düştüğü durumun tek nedeni, Azerbaycan topraklarının işgali ve Türkiye ile sınırların kapatılması. Kısacası, Ermenistan iç ve dış politikası sözde soykırım iddialarının ve Dağlık Karabağ’ın işgalinin esiri durumunda. Ermenistan'da Paşinyan'ı iktidara taşıyan neden de aslında budur. Beklenti ise Ermenistan’ın biran önce komşularıyla iyi geçinmesini sağlayarak sosyo-ekonomik durumunu iyileştirmesi olmalı.

Ermenistan yönetiminde Batı yanlısı bir Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan ve Başbakan Paşinyan tarafından değiştirilen kadrolar var. Batılı devletler, özellikle Avrupa Birliği bu noktada Paşinyan yönetimine destek amaçlı Türkiye ile sınırların açılması konusunu tekrar gündeme getirebilir. Mazereti de sınırlar açılırsa Paşinyan’ın eli kuvvetlenir ve gerekli tavizleri verebilir iddiası olabilir. Bu yorumu yapmamıza neden son 25 yıllık tecrübe. Fakat unutulmamalıdır ki, Azerbaycan ve Türkiye’nin Ermenistan üzerinde yegane baskı aracı bu sınırlardır ve sınırlar açılırsa Ermenistan taviz vermekten vazgeçer.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir