Görüşler

Hasip Saygılı yazdı: İngiliz arşiv belgeleri Katar milli kütüphanesinde

Hasip Saygılı yazdı: İngiliz arşiv belgeleri Katar milli kütüphanesinde

FSMVÜ’den Doç. Dr. Hasip Saygılı, Katar Milli Kütüphanesinin bölgeye ilişkin yayınladığı İngiliz arşivi belge koleksiyonlarının yakın dönem Türkiye tarihine ilgisine dikkat çekiyor ve bu yayın hamlesinin siyasi diplomatik bir girişim olduğunu da savunuyor.

Mektebe Katar el-Vataniye adını taşıyan Katar Milli Kütüphanesi son yıllarda Ortadoğu diplomatik tarihi ile ilgili İngiliz diplomatik belge, yazışma ve yayınlarından uygun gördüklerini dijital olarak merak edenlerin hizmetine sundu. Temin edilmesi pek kolay olmayan ve büyük maddi külfet gerektiren kaynakların topluca internet üzerinden sınırsız olarak okuyucuya açılması, bölgenin ve doğal olarak Türkiye’nin yakın tarihi açısında çok kıymetli birinci el kaynak yayının ortaya çıkması görebildiğimiz kadarıyla ülkemizde kamuoyunun pek ilgisini çekmedi. Oysa bu dokümanlar bölgenin dünü ve bugününe dair sağlıklı bir değerlendirme yapabilme için asla göz ardı edilmemesi gereken malzeme sunmaktadır.

Ortadoğu ile ilgili İngiliz diplomasisinin bahsettiğimiz çalışmalarının gün yüzüne çıkan ürünleri uzun süre üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak bilinen Britanya’nın kendi hedefine giderken orta ve uzun vadeli diplomasi, ilmi çalışmalar, ticaret ve misyoner faaliyetleri gibi sahaları birbirini destekleyecek şekilde uyum içinde yürüttüğünü göstermektedir. “Bilgi kuvvettir; bilgi büyük kuvvettir, bilgi en büyük kuvvettir” önermesinin dayanaksız boş bir spekülasyon değil, diplomasi ve siyaset için de vaz geçilmez bir tespit olduğunu çok küçük bir kısmını anacağımız çalışmalar göstermektedir, sanıyoruz.

İngiltere artık hasta adam olarak görülen Osmanlı’yı zorla diri diri mezara koymaya gelirken 1908 ve 1915’te toplamı 5.000 sayfa tutan bölge ile ilgili askerlerin stratejik bölge etüdü diyebilecekleri bir çalışma yaptırmıştır. Yani Türklerin üzerine harp makinaları ile ölüm kusulmazdan önce işin kısa yoldan ucuza bitirilmesi için gereken kitabi kültürel hazırlıklar tamamlanmış görünmektedir. Bahsettiğimiz kapsamlı etüt “Gazetteer of the Persian Gulf, Oman and Central Arabia” adını taşımakta ve yayınlandığı dönemde sadece birkaç düzine basılmış, yalnızca ilgili İngiliz diplomat ve bölgedeki kilit personele dağıtılmıştır. Gizlilik kaydı 1955’te kaldırılmış bu iki ciltlik eser, uzmanlarca bölge ülkelerinin 17. ve 20. yüzyıllarına ilişkin tarih, coğrafya, aşiretler, nüfuz mücadeleleri ile çatışmalar hakkında hazırlanmış en kayda değer ciddi çalışma olarak kabul görmektedir.

Bölge için daha Birinci Cihan Harbi sürerken İngiliz diplomat, asker ve diğer personeli için çeşitli el kitapları hazırlanmıştır. Bunlarda askeri coğrafya, tarih, ticaret, aşiret yapıları ve birbiriyle çatışmaları ile nüfuzlu şahsiyetler gibi konular sade ve anlaşılır bir dille izah edilmiştir. Bu el kitaplarından Katar Milli Kütüphanesi sayesinde temin ettiklerimiz İngiliz çalışmalarının kapsamı hakkında bir fikir verebilir sanıyoruz: Handbook of Arabia (1917, 750 s.), Gazetteer of Arabia-1 (1917, 1051 s.), Gazetteer of Arabia-2 (1917, 668 s.), Handbook of Asir (1916, 192 s.), Handbook of Hejaz (1917, 208 s.), Handbook of Yemen (1917, 192 s.).

Bu el kitaplarının yanında güncel olay ve gelişmelerle ilgili yazışma ve raporların bulunduğu yayınlar da dikkat çekmektedir. Situation in Turkish Arabia and Persian Gulf adlı doküman Haziran-Ekim 1914 dönemini kapsamaktadır ve 674 sayfadır. Dokümanın aynı yılın sonuna kadar devamı da 506 sayfadır. Bu belgeler Türkiye harbe girerken İngiltere bölgeyi nasıl görmüş ve değerlendirmiş sorularına bazı cevaplar temin edebilir, kanaatindeyiz.

Geçtiğimiz yılın son ayında TÜBA ödüllü bir akademisyen ve daha sonra Birleşik Arap Emirlikleri Hariciye Veziri’nin tahkiri ile gündeme gelen Fahreddin Paşa’nın Medine savunmasına ilişkin de İngiliz belge ve yayınları dikkat çekmektedir. Arab Revolt adlı 369 sayfalık dokümanda Şerif Hüseyin isyanı ile ilgili Mısır’daki İngiliz Yüksek Komiseri McMahon ile Dışişleri Bakanlığı arasındaki değerlendirme ve diğer yazışmalar mevcuttur.

Bu isyanla ilgili, tabii gizlilik dereceli ilginç bir memorandum da dijital yayınlar arasında bulunmaktadır. 7 Temmuz 1916 tarihli yani Hüseyin’in İngiltere’nin teşvik ve emri ile başlattığı isyandan bir ay kadar sonra Indian Daily Telegraph gazetesinin eski editörü E Long kendisine gelen mektubu bir değerlendirme yazarak The Arab Revolt- Views of an Indian Moslem başlığıyla bir memorandum haline getirir. Long’a göre kendisine mektup yazan kişi “Hindistan Genç Müslümanlarının İttihadçı görüşlerini” açıkça ifade etmiştir. Bu görüşlere göre İngiltere yeni başlamış olan isyana destek vermemelidir. İngiltere İslam’ın mukaddes bölgelerinden uzak durmalıdır. Geçen Haziran ayında Cidde’nin İngiliz donaması tarafından topa tutulması infial yaratmıştır. Zaten Şerif Hüseyin isyanı Türkiye’nin kendi davasında ne kadar haklı olduğunu da gösterecektir. Hindistan müslümanı sadık bir İngiliz tebaası olarak bu görüşlerinin yüksek makamlara ulaştırılmasını şahsen uzun senelerdir tanıştığı Long’dan rica etmiştir. Eski editör de bu ricayı Dışişlerine sunarak yerine getirmiş görünüyor.

18-01/22/screenshot_1.jpg

1916’daki isyan ile ilgili yazışmaların daha 1914 yılında İngiliz makamları ile Şerif Hüseyin ve oğlu Abdullah (daha sonra Ürdün Emiri, şimdiki Ürdün kralının adını taşıdığı büyük dedesi) arasında başladığı anlaşılıyor. 1914-1916 dönemindeki bu yazışmalar Correspondence with Grand Sherif Mecca adıyla dokümanlaştırılmış. Hüseyin’in kuracağı devlet için İngiliz himayesi talep ettiğini de buradan okuyabiliyoruz.

Yine Hüseyin isyanı ile ilgili 1916 yılı belgelerini kapsayan bir diğer doküman da Turkey-Arab Revolt adını taşıyor. Bu doküman 446 sayfa. Burada İmparatorluk Savaş Komitesi tarafından alınan kararlar çerçevesinde majestenin hükümetinin “Türklere karşı Arap isyanın desteklemek” için aldığı tedbirlere dair belgeler sunuluyor. Tabii Hüseyin’e İngilizler tarafından verilecekler için de yeterli kayıtlar mevcut. Aynı eser Asir’de İmam İdrisi’nin Osmanlı’ya karşı ayaklandırılması ve kendisine sağlanan cephane ikmaline ilişkin imamla İngiliz generali Walton arasındaki yazışmaları da içeriyor.

İsyancılara İngiliz desteği cephane tedariki ile sınırlı olmamış. Diğer verilenler ile ilgili belgeleri de Haşmetlû Britanya ve Hindistan İmparatoru’nun centilmen personeli kayda geçirmeyi ihmal etmemiş. Bu belgeler Arabia- Subsidies to Chiefs başlığını taşıyor ve 635 sayfa tutuyor. Bu belgeler 1916-1922 arasında yapılan ödemelerle ilgili yazışmaları kapsıyor. Belgelerin bir kısma Asir’deki isyancı İmam İdrisi, diğer kısmı Hüseyin bin Ali el Haşimi’ye yani diğer asi Şerif Hüseyin’e yapılan ödemelere dair. Bu belgeleri okuyan Türklerin ilmihal, kıyamet ve ahiret, Müslümana nasihat gibi dini içerikli kitaplarda Fahreddin Paşa’nın şahsında Şerif Hüseyin’e Medine’de teslim olmayan ordunun general, subay ve neferlerine ağır itham ve hakaretlerin yazılı olduğunu hatıra getirmelerini temenni ediyoruz. 

Hüseyin’in yukarıda adını andığımız oğlu Abdullah’ın hatıralarında işin böyle sonuçlanacağını bilseydim katılmazdım diyerek nedamet duyduğu İngiliz işbirlikçiliğinin kendilerini yoldan çıkaran taahhütleri de Memorandum on British Commitments to King Husein adlı bir yayında toplanmış. Bu ve benzeri karşılığı olmayan sözlerle Hüseyin ve oğulları iğfal edilerek yoldan çıkarılmış Osmanlı’nın tasfiyesinde
dolgu malzemesi olarak kullanılmışlardır.

Katar Milli Kütüphanesi Türkiye tarihi için hafifsenmemesi gereken yukarıdaki yayınlar yanında Suudi İngiliz ilişkilerine dair geniş bir belgeler külliyatı sunuyor. Hakeza Kuveyt ile ilgili azımsanmayacak belgeler de bulunduğunu söylemeliyiz. Ayrıca Vehhabilik ilgili ilginç dokümanlar mevcut. Osmanlı sonrası İngilizlerin yıllık Arabistan raporları ile Irak Askeri Raporları, Suriye ve Irak’taki manda rejimleri 1933 Pan Arab Kongresi gibi Arap dünyası ile ilgili İngiliz belgeler külliyatı okurlarını bekliyor.

Türk harp tarihi ile ilgili 1911-1912 Türk-İtalyan Harbi, 1914-1915 Mısır, 1914-1918 Irak Harekâtı gibi belgelere dayalı monografilere Genelkurmay ATASE Dairesi gibi kurumlarımızın dikkatini çekmek isteriz. Herhangi bir masraf ve zahmet gerektirmeyen bu dokümanların indirilmesinin şimdi olmasa da ileride düşünüleceğini umuyoruz.

Bahsettiğim bu yayınların önüne içindekiler sayfası dışında bir veya iki sayfalık ciddi hülasaları da yazılmış. Bazen yayının başlığının vermediği içerik ile ilgili ipucunu bu sayfalar sağlıyor.

Bölge tarihi ile ilgili İngiliz diplomatik belge koleksiyonlarının seçilen bir kısmının muhtemelen büyük bir servet ödenerek Katar Emirliği tarafından açık erişime açılması şüphesiz büyük bir kültür hizmetidir. Emir Şeyh Temim bin Hamed el Sani Hazretleri kadirbilir gönüllerde elbette sürdürdüğü bu külfetli hizmeti için hayır ve minnetle anılacaktır. Ama diğer taraftan bu kültür girişimi kanaatimizce inkârı mümkün olmayan diplomatik bir hamle olarak da okunmalıdır. Katarı çembere alan güçlüyüm gasp ederim anlayışına karşı Şeyh Temim birilerinin düşman işbirlikçiliği ile dolu aile tarihlerini İngiliz diplomatik belgeleriyle ifşa etmektedir. Bu durumda “kaç nasiye kalır pâk ü dırahşan?” bilmiyoruz. Ama Emir Hazretlerinin bahsettiğimiz hamlesi kendi tezlerinin haklılığından şüphe duymayan birisinin haklı haykırışıdır. İleride Ortadoğu’nun bugününün diplomasi tarihi yazılırken muhtemelen bu kültürel diplomatik hamle de kayıtlara geçecektir.

Bir tarih öğrencisi olarak ben de yakın dönem Türkiye tarihinin kritik bir kesitinin doğru anlaşılmasına da katkı sağlayacak bu hizmeti için Katar Emirine minnet ifade ederim: Eyvallah Şeyhim, eyvallah… Ancak Türk Tarih Kurumu, Milli Kütüphane, Genelkurmay ATASE Dairesi gibi bu işlerle ilgilenmesi beklenen kurumlarımıza konuyla ilgili ne diyeceğiz? Bu ayrı bir yazı konusu olmalı…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir