Güvensizliğin sendromu (imposter sendromu)

Güvensizliğin sendromu (imposter sendromu)

Kadınlar arasında en yaygın sorunlardan biri imposter sendromu. Adını hiç duymamış olabilirsiniz. Ancak okuyunca kesin “Bu duyguyu biliyorum” diyeceksiniz.

Uzman Klinik Psikolog İrem Can Esenkaya, imposter sendromunun kişilerin başarılarını içselleştirememeleriyle ilgili psiklojik bir olgu olduğunu düşünüyor. Özellikle kadınlar arasında yaygın olan bu durum; eğitim durumunuz, tecrübeniz, ilgi alanlarınız ne olursa olsun asla bu özelliklere sahip olmadığınızı düşünmekle başlıyor. Ne zaman bir başarı elde etseniz bunun şans ile alakalı olduğuna inanmakla devam ediyor. Üstelik insanlar hiç de sizin gibi düşünmüyor. İmposter sendromuna sahip bireylerin hayatını kabusa çeviren endişelerden biri de kendi inandıklarına etrafındakileri de dahil etmeleri… Uzman Klinik Psikolog İrem Can Esenkaya, “İmposter sendromu yaşayan kişiler yetkin olsalar dahi, öyle olmadıklarını, bulundukları mevkilere hasbel kader geldiklerini düşünürler. Başarılarını şans, doğru yerde doğru zamanda olma ya da başkalarını akılı olduklarına inandırma sayesinde elde etiklerine inanırlar” diyor.

İmposter sendromu nasıl ortaya çıktı?

Başarılı insanların peşini bırakmayan sendrom, ilk olarak Pauline  R. Clance ve Suzane A. İmes’in yazdığı bir makalede tanımlanmış. Yazarlar bu makaleyi yazarken başarılı olan fakat zeki olmadıklarını, sadece başkaları tarafından olduklarından daha zeki değerlendirildiklerini düşünen kadınları gözlemlemiş. İmes ve Clance, imposter sendromu olan kadınlarda bazı ortak davranışlar tespit etmiş. Uzman Klinik Psikolog İrem Can Esenkaya, bunları; başkaları aslında ne olduklarını fark etmesinler diye aşırı çalışma,yöneticilerine duymak istedikleri cevapları verdikleri için yapmacık hissetme,üstlerinden onay ve takdir almak için çekiciliğini kullanmave kendine güvendikleri alanları göstermekten çekinme olarak tanımlıyor.

Sendromun kökleri geçmişe dayanıyor

Her psikolojik sorun gibi imposter sendromunun kökleri de, geçmişe yani çocukluğumuza dayanıyor. Başarı baskısı altında sürekli övülen ya da başarısızlıkları karşısında acımasızca eleştirilen çocuklar, bu durumla başa çıkmak adına ruhen büyük bir mücadele veriyor. Bu mücadele, yetişkinliğe mükemmeliyetçi kişilik olarak yansıması imposter sendromunu tetikliyor. İş yaşamının gerçekleriyle karşılaşan birey, ne kendilerinin ne de başka insanların aslında mükemmel ya da her şeyi bilen insan olamayacaklarını anlamaya başlıyor. Yaptığı her şey için her zaman övgü alan birey, başarılarının kişisel yetenek ya da çaba gibi bireysel etmenlerden ziyade tamamen şans, arkadaşların yardımı, destekleyici yönetici, doğru zamanda doğru yerde olma gibi tamamen kendisi dışındaki faktörlerden kaynaklandığına inanmaya başlıyor.

Tedavi mümkün mü?

Uzman Klinik Psikolog İrem Can Esenkaya, farkındalığın tedavide ilk aşama olduğunu söylüyor. Bu nedenle imposter sendromun belirtilerini taşıdığını düşünen her bireyin, psikolojik danışmanlık ve destek alması gerekiyor. İyi olduğunuz tarafları kabul edin, bazı konularda başarısız olabileceğinizi de unutmayın. Sadece kendinizden yukarıda olanlara bakmayın. Emeklemeden koşamayacağınızı bebekken öğrenmiştiniz. Bazen kendinizi aptal durumuna düşmüş hissedebilirsiniz. Etrafınızdakilere bir sorun, herkesin bir sürü hikayesi var. Bireysel terapi ile imposter sendromundan kurtulabilirsiniz. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN