İlk albümü ‘Bozgun Hatıra’ ile müzikseverlerin karşısına çıkan caz şarkıcısı Esra Kayıkçı, aslında arkeolog. Alliaoni kazısında çalışan Kayıkçı “Arkeoloji ve müzik keşif içeriyor” diyor.
[Karar]
IŞIL ÇALIŞKAN
Caz müziği Türkiye’de albümlü bir şarkıcı daha kazandı. Esra Kayıkçı; pop, rock, swing tarzları arasında dinamik geçişlere sahip ilk solo albümü ‘Bozgun Hatıra’ ile müzikseverlere bir iç yolculuk vadediyor. Albümdeki şarkılar pop, rock ve swing tonları arasında dinamik geçişlere sahip. Kayıkçı, aslında üniversitede arkeoloji okudu ve okulu bitirdikten sonra İzmir Bergama’daki Allianoi kurtarma kazısında dört yıl görev aldı. Gitar, kontrbas ve flüt çalan Kayıkçı, albümünü anlattı.
Arkeolojiden müziğe geçiş hikayenizden bahseder misiniz?
Çok küçük yaşlardan beri şarkı söyleyip müzik enstrümanı çalıyorum. Aynı zamanda eski tarihin gizemini de çocukluğumdan beri heyecan verici bulmuşumdur. Ne mutlu bana ki ikisinin de eğitimini paralel olarak alma fırsatına sahiptim.
Arkeolog olarak nerelerde çalıştınız?
İzmir’in Bergama ilçesindeki Allianoi Antik Sağlık Merkezi’nde 4 yıl boyunca kazı çalışmalarına katıldım. Bu eşsiz deneyim bana hem güzel dostluklar hem de albümde yer almayan, o dönemin hassasiyetiyle Allianoi için yazdığım ‘Su Perisi’ şarkısını kazandırdı.
Müzik ve arkeolojinin ortak bir yanı var mı?
Benim için ikisi de keşif içeriyor. Arkeolojide eski kültürlere ait bilgileri, onlara ait buluntular ve kendilerine has işaretleriyle öğrenip değerlendirme olanağı buluyorum. Müzikte ise yine insana ait duyguları melodilerle ve bunu hayata geçiren müzikal işaretlerle sorgulayıp anlama ve belgeleyip paylaşma şansına sahip oldum.
Neden ‘Bozgun Hatıra’yı albüme isim olarak seçtiniz?
Hem albümün temasını işaret etmesi hem de tüm şarkılara hâkim olan ‘dün’ ve ‘yarın’ duygusunu kırgınlıklar ve umut bağlamında ifade etmesi açısından dinleyicileri nelerin beklediğine dair bir ipucu niteliğinde. İnsan kendi hayatını düşünürken de sadece mutsuz, karamsar ya da sadece güzel ve neşeli anları içinden geçirmez ya. Baktığımızda şu ana, biraz ondan biraz bundan hayatın bir yerinde bir yaşam biriktiriyoruz kendimize. ‘Bozgun Hatıra, bir birikimin mümkün olan en yalın haliyle dışa vurumu benim için.
İnsanlar sizin müziğinizde farklı ne görecek?
Bir fark arayacaksak; bu albüm, caz altyapısında olup, pop rock tınıları taşıyan; ticari hesaplamalardan uzak, müziğe adanmış bir albüm olarak kendi kulvarına ayrılabilir.
GENÇLERİN İLGİSİ BENİ ÜRETKEN KILIYOR
Türkiye’de yapılan caz müziğine ilgi nasıl?
Geçmiş yıllara oranla caz müziğine karşı olan ilginin her geçen gün arttığını düşünüyorum. Ülkemizde çok önemli caz müzisyenleri var ve her yıl onlarca albüm yayınlanıyor. Tabii ki dinleyicinin ilgisinin artmasıyla müzisyenler de özgün eserlerini daha bir güvenle paylaşmaya başladı. Yaşadığımız bu dönem, her yeni günün bir yeniliğe ihtiyaç duyduğu zamanlardan oluşuyor. Gençlerin özellikle bugün farklılığa ve özgün işlere olan merakı, beni hem üretken kılıyor hem de umutlandırıyor. Kabul görmüş birçok iş klişeleşme tehlikesiyle yan yanadır ve bu yenilenmenin, dönüşümün ve heyecan duygusunun çok uzağındadır. Caz ya da başka bir tür; hangisi olursa olsun içinde bir arayış ve öneri barındırmadıkça geçici zevklere hitap etmenin ötesine geçemeyecektir.
