Her rol yapan oyuncu değildir

Her rol yapan oyuncu değildir

Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde yarışan ‘Beginner’ filminin başrol oyuncusu Birsen Dürülü, iyi oyuncunun sinema veya tiyatro sahnesi fark etmez, her alanda oynayabileceğini söylüyor. “Teknik açıdan farklılıkları olsa da her ikisinde de sizde varolmayan bir karakteri yorumlayıp, anlayıp seyirciyle buluşturuyorsunuz” diyen Dürülü, ancak herkesin bu işi yapamayacağını belirtiyor.

IŞIL ÇALIŞKAN / İSTANBUL

Bu yıl beşincisi düzenlenen Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde yarışan ‘Begginer’ filmi 17 Kasım’da vizyona girecek. Yapımda, 60 yaşlarında emekli olmuş ama taksi şöforlüğü yapan Faruk’un İngilizce öğrenme çabası konu ediliyor. Birsen Dürülü ise filmde Faruk’un yalnız komşusu Figen rolünde. Dürülü ile oyunculuk yaşamını konuştuk.

* Filme nasıl dahil oldunuz? Senaryoyu okuduğunuzda sizi çeken ne oldu?

Senaryoyu okuduğumda naifliği karşısında çok etkilendim. Çünkü biliyorsunuz günümüz dünyasında bırakın Türkiye’yi her yerde inanılmaz şiddet ve vahşet hakim. Faruk’un başına gelenler ise bütün bu teknolojinin hakimiyeti altındaki  insanoğluna insan olmanın tüm naifliğini sunuyor. 

Figen nasıl bir karakter?

İnanılmaz renkli bir karakter. Belki geçmişinde bir sürü evliliği oldu veya olmadı bu konuda büyük bir done yok elimizde ama belli ki ciddi bir aile eğitimiyle aileye çok bağlı büyümüş. Ailedeki maddi çekişmeler sonucu kendini soyutlayarak yalnızlığı tercih etmiş bir kadın.

Filmin nasıl bir mesajı var?

Bence filmin mesajı özellikle Türk insanına yönelik. Bizler 40-50 yaş üstü tüm insanlara yaşlı diyoruz. Oysa bir açıdan baktığınızda hayat 40’ından sonra başlıyor. Edindiğimiz tüm tecrübeler aslında o yaştan sonra uygulamaya dönüşme şansını buluyor... Faruk 60 yaşına rağmen çok ciddi bir hayat mücadelesi veriyor. Torununa ulaşmak için kendi kültüründe 60 sene yaşamış olmasına rağmen, farklı bir dil öğrenmek için beynini açıyor...

Filmin çekimleri nasıl geçti? Neler yaşadınız? Var mı ilginç bir anınız?

Muhammet Uzuner ile tango sahnesini çekeceğiz. Bir tiyatro sahnesine çıktık. Bu sahneyi çekmeye çalışırken duman ve mum ışıkları kullandık. Dansın büyüsüne kapılmış giderken birdenbire kokuyla kendimize geldik ki sahne alev almış. Sahnedeki fon perdesi tutuşmuş. Ama sanıyorum bir daha tiyatro salonuna bizi sokmazlar (Gülüyor).

İyi bir sinema oyuncusu iyi bir tiyatro oyuncusu mudur?

İyi bir sinema oyuncusu evet iyi bir tiyatro oyuncusudur. İyi bir tiyatro oyuncusu evet iyi bir sinema oyuncusudur. Atmosferler fark etse de ve teknik anlamda birtakım farklılıklar olsa da her ikisinde de sizde varolmayan bir karakteri yorumlayıp, anlayıp seyirciyle buluşturuyorsunuz. O yüzden çok özel bir iş yapıyorsunuz. Ve bu işi herkes ne yazık ki yapamaz.

Uluslararası Boğaziçi Film Festivali’nde yarışmak size ne hissettiriyor?

Boğaziçi Film Festivali’nde yarışıyor olmak bizi çok gururlandırdı. Aksi mümkün değil. Düşünsenize Figen karakterini çok sevince kendime göre bir yorumda bulundum. Üstüne Güven Kıraç’la oynadım; üstüne üstlük Burçak’ın muhteşem ve naif kaleminden çıkan senaryoyu oynadık. Koskoca ekip emek harcadı. Ve Boğaziçi’ne kabul edilip orada yarışıyor olmak, çok heyecan verdi ve mutlu etti.

Festival filmlerinin bazı kesimler tarafından fazla ilgi görmemesini neye bağlıyorsunuz?

Deneyimlediğim kadarıyla çeşitli festivallerde ve oraya katılım gösteren seyircinin profiline baktığım zaman evet belli bir eğitim seviyesi üzerindeki kişiler izlemeye rağbet edebiliyorlar. Onun dışında kalanlar ise daha popüler filmleri izlemeyi tercih ediyorlar. Bunlar ağırlıklı olarak Hollywood filmleri olabiliyor. Ya da türü komedi olan Türk filmleri olabiliyor. Ama isteyen festival filmleri izlesin, isteyen gişe filmlerini... Bunun bir önemi yok. Yeter ki seyirci kitleniz artsın. İyi-kötü film benim anlayışımda yok. Sadece eğitim sınıflarına göre bir sıralama söz konusu. Elbet gelişecek adım adım yükseleceksiniz. Seyirci de böyle, her şeye adım adım. İlk önce tiyatroya gitmeye alışacak. Sonra izlediği filmlerin içinde seçmeye başlayacak.

17-11/16/asasd.jpg

SENARYODA BENİ ÇARPAN BİR DERT OLMALI 

* Sizin bir oyuncu olarak rol seçme kriteriniz nedir?

Diziyi ayrı incelemek gerekiyor ama gerek sinema ve tiyatroda bir karakteri oynamak için o karakteri çok anlama hevesiyle dolu olmalıyım. Yani haliyle senaryo ya da oyunu okuduğum zaman beni çarpan bir derdin olması lazım. Haliyle ekibi de, oyuncu arkadaşları da sevmem iyi bir oyun çıkarmam gerekiyor. Tüm rollerimi seçerken bu noktaya dikkat ediyorum. Senaryo nasıl? Yönetmenimiz kim? Rol arkadaşlarım kim? İnanır mısınız özellikle sinema ve tiyatro için ekonomik sebepler ya da tercihler çok sonra geliyor. Ama diziyi bu yüzden ayırdım, başka yere koydum. Çünkü dizide büyük bir kitlenin izlediği iş yapıyorsunuz. Tabii ki orada oynayacağınız karakteri seçme yoluna giriyorsunuz. Ancak piyasa çok daha geniş, acımasız ve günübirlik olduğu için her şeyi hızlı tüketiliyor. Orada varlık savaşı veriyorsunuz kalıcı olmak yolunda.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN