‘İran şair ruhlu insanların vatanı’

‘İran şair ruhlu insanların vatanı’

Seyyah Fazlı Bulut yeni kitabında Ortadoğu coğrafyasının en eski devletlerinden biri olan İran’ı ve onun binlerce yıllık kadim medeniyetini anlattı. Bu ülkenin sanıldığı gibi bir yer olmadığını belirten Bulut “Kadın-erkek herkes mutlaka biraz şair ruhludur, sohbetleri uzun ve lezzetlidir” diyor.

MELEK GEDİK

Tebriz, Tahran, Persepolis, Şiraz ve İsfahan... Binlerce yıllık tarihe sahip bu kentler, seyyah Fazlı Bulut’un yazdığı ‘İran’ adlı kitapla okuyucuyla buluştu. Kadim İran medeniyetinin izini sürmek için yollara düşen Fazlı, belirliaralıklarla gittiği bu ülkenin tarihi ve kültürel yapısını akıcı bir dille kaleme almış. Daha önce ‘Hindistan Seyahatnamesi’ ile ‘Suriye ve Ürdün Seyahatnamesi’ adlı  çalışmaları yayımlanan Fazlı Bulut ile kitabı hakkında konuştuk.

Büyük bir medeniyete sahip İran’ı gezip sonra bir kitap yazdınız. İran’ın en büyük özelliği sizce neydi?

Coğrafyamızın en kadim medeniyeti olması. İranlılar yaklaşık 6 bin yıldır bu coğrafyada yaşıyor. Bu süre içinde çok zengin bir medeniyet meydana getirmişler. Bu izleri bugün de bilim, sanat, edebiyat ve mimari gibi alanda görmek mümkün.

Kitapta İran kentlerini hem tarihsel önemi hem de sahip olduğu eserlerindeki detaylarla kaleme almışsınız. Sizce İran’ın dünyaya mal olmuş eseri hangisi?

Ahamenişlerin ünlü tören kenti Persepolis; İskender’in hışmına uğramasına rağmen bugün yine de çok etkileyici. İsfahan’ın kalbi olan Nekş-e Cihan Meydanı, tüm insanlığın ortak değeri. Meşhed’deki İmam Rıza Türbesi, her yıl 25-30 milyon Şii tarafından ziyaret edilen önemli bir yer.

Kitapta ağırlıklı olarak İran’ın tarihsel ve turistik eserlerine ait detaylar var. Peki İran nasıl bir toplum?

Sanılanın aksine İran anaerkil bir toplum. Evde ve sosyal hayatta kadın çok önemli bir role sahip. Günlük hayatın her alanında kadına büyük bir saygı var. Kamusal alanda kadınların durumu henüz istenen seviyede olmamakla birlikte kadınlar, günlük hayatın içinde gayet aktif. Bugün İran üniversitelerinde okuyan kız öğrencilerin sayısı erkeklere göre daha fazla. Öte yandan İranlılar sürekli seyahat eden bir millet. İran’da İngilizce bilen kişi sayısı bizdekinden fazla. Çok misafirperver olduklarını da düşünüyorum. İran’da yabancı olmak bir imtiyaz. Türk olmak daha da büyük bir ayrıcalık. Türk dizileriyle popüler Türk sanatçıları İran’da büyük rağbet görüyor.

Kitapta da sık sık bahsettiğiniz İran edebiyatı için neler söylersiniz?

İran’ın çok zengin bir şiir geleneği var. Geçmişteki şiir geleneği bugün aynı zenginlik ve canlılıkla devam ettiriliyor. İran’ın bir diğer ismi de Şiiristan. Bu medeniyet tarih boyunca, şairleri korumuş ve desteklemiş. İran, şairlerine çok büyük kıymet veren bir ülke. Dünyanın ilk ve tek Şairler Mezarlığı Tebriz’de yer alıyor. Bunun dışında önemli şairleri çok güzel ve zarif türbeler yapmışlar. Firdevsi, Hafız, Sadi, Ferdidüddin Attar, Ömer Hayyam gibi pek çok İranlı şairin şiirleri Türkçeye de kazandırılmış. Yeni dönem İran yazar veya şairlerinin (Sadık Hidayet, Furuğ Ferruhzad, Ahmet Şamlu, Sohrap Sepehri gibi) pek çok eseri de Türkçeye kazandırılmış. Ancak bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim. Örneğin, Firdevsi’nin 60 bin beyitlik muhteşem destanı Şahname’nin sadece 25 bin beyiti Türkçeye çevrilmiş. Kalan 35 bin beyitin de ehil mütercimler tarafından bir an önce tercüme edilmesi gerektiğine inanıyorum. Aslında ülke olarak büyük bir edebiyat deryasının kenarında duruyoruz ancak ondan yeterince faydalanamıyoruz. Bu arada kadın-erkek her İranlı, mutlaka biraz şair ruhludur. İranlıların sözü ve sohbeti uzun ve lezzetli. Sohbetlerini güzel şiirler, özlü sözler ve değişik benzetmelerle süslemeyi çok severler.

MEVLANA ORTAK DEĞERİMİZ

Türkiye ve İran kültür-sanat açısından birbirini nasıl etkilemiş?

Bin yıldır ortak bir coğrafyayı paylaşan bu iki ülke, pek çok alanda birbirlerini etkilemiş. İsfahan, uzun bir süre Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun başkenti olmuş. İran’ı 1501’den 1925 yılına kadar Türk kökenli hanedanlıklar yönetmiş. Bu dönemde İran ordusunun dili büyük ölçüde Türkçe olmuş. İsfahan’daki Cuma Mescidi... Büyük Selçuklular tarafından yapılan bu mescit, İslam dünyasının ilk dört eyvanlı mescidi olma özelliğini taşıyor. Ayrıca aynı dönemde Anadolu’da yapılan birçok camide İran etkisi görülür. Mevlana da her iki ülkenin ortak değeri. İranlıların büyük şairi Hafız, Osmanlı divan şairlerini büyük ölçüde etkilemiş.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN