‘Lahza’ üzerinde farklı diller konuşulan bir ülke

‘Lahza’ üzerinde farklı diller konuşulan bir ülke

Enstrümanına hakim iki müzisyen Cenk Erdoğan ve Mehmet İkiz, birlikte stüdyoya girdi ve ortaya doğaçlama bir albüm çıktı. Gitar ve davulun elektronikle buluştuğu ‘Lahza’ , ismiyle müsemma ‘an’ın kıymetini yaşatıyor. Bir müzik ürününü kalıplaştırmanın yanlış olduğunu belirten Cenk Erdoğan albümlerini üzerinde farklı dillerin konuşulduğu bir ülkeye benzetiyor.

IŞIL ÇALIŞKAN

Kariyerlerine birçok proje ve albüm sığdıran Cenk Erdoğan ile Mehmet İkiz, tarzın sınırlarını aşan bir albümde buluştular: ‘Lahza’. Davul ve elektroniklerde Mehmet İkiz’in, perdeli-perdesiz gitarda ise Cenk Erdoğan’ın olduğu albüm dokuz parçadan oluşuyor. “Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası, göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman” anlamına gelen ‘Lahza’, doğaçlamalardan beslenen ismiyle müsemma ‘an’ın kıymetini yaşatan bir albüm. Müziğin mucizevi an’larını yaşatan albümü Cenk Erdoğan ile konuştuk.

İşinin ehli iki müzisyenin bir araya gelerek hazırladığı albümün ortaya çıkış hikayesi nedir?

Mehmet İkiz, ben Bilgi Üniversitesi’nde öğrenciyken, 1998’de okulumuzda konser vermeye gelmişti. O dönem müzikalitesine ve emeğine  hayran kalmıştım. Fakat sonra hiç temas etmemiştik. Bir gün merak ettim ne yapar, ne eder diye ve albümlerine denk geldim. İkiz’e mesaj yazdım, ‘Eğer gitariste ihtiyacın olursa ara’ diye. O da bana, yaptığım şeyleri çok beğendiğini ve bir gün çalmamız gerektiğini belirtmişti. Yaklaşık 6 ay sonra yazdığı mesajda ise İstanbul’a geleceğini ve birlikte çalmak istediğini söyledi. Ben trio çalmak için bir de basçı bulmak istedim ama İkiz ‘duo’ olmak konusunda ısrar etti. Birlikte çalarken müzik çok güzel yerlere evrildi, biz de bu ikiliyi geliştirmeye başladık.

Bu doğaçlama albümün çıkış sürecinde neler yaşandı? Birbirinizi müzikal açıdan nasıl beslediniz?

Doğaçlama yaparken sanılanın aksine aklımıza gelen ilk şeyi çalmıyoruz. Doğaçlama gerçek bir konsantrasyon sürecinden geçmeyi gerektiriyor. Enstrümana ve çıkarılan seslere hakim olmak gerekiyor. Ben gitar çalış stili olarak daha çok melodik öğeleri seviyorum. Bence İkiz de davulu, vurmalı bir enstrümandan çok melodik bir enstrüman gibi kullanıyor. İşte orada yolumuz kesişiyor ve müzik ortaya çıkmaya başlıyor. Bol bol çalarak birbirimizin dilini öğrendik, provaları kaydedip güzel olan kısımları seçtik, onların üzerine yoğunlaştık. Albüm kaydına girdiğimizde ise fikirler vardı aklımızda ama nasıl çalışacağımıza dair bir fikrimiz yoktu. Çalmaya başladık ve ‘Lahza’ çıktı ortaya.

Doğaçlama müzik yapmanın avantaj ve dezavantajları neler?

Bir anda ters takla olabilirsiniz. Hele ki iki kişiyseniz... Karşındaki başka bir şey hayal eder, sen başka. O zaman o konsantrasyonu yakalamak zaman alır ya da hiç yakalanmaz. En zevkli tarafı ise hiçbir şeyi bilememek diyebilirim. Her parça bembeyaz bir sayfa gibi sen ne yazarsan o...

Bu albüm birçok tarzı içinde barındırarak kendini yeni bir kalıba oturtmuş. Siz albümün tarzını nasıl tanımlarsınız?

Bence bir müzik ürününü kalıplaştırmak baştan yanlış. Rock desen birileri çıkıp rock değil der, caz fusion desen yok öyle de değil derler... Biz girdik çaldık o sırada rock olsun veya pop olsun diye düşünmedik ki. Bunları düşünemediğin zaman müzik çıkmaya başlıyor işte. Ne kadar kalıp o kadar az müzik diyebilirim. Günümüz pop müziği bence bu sebeple, özellikle ülkemizde, yerinde sayıyor. ‘ABD’de ne tutarsa onun aynısı burada yapalım’ düşüncesi kaybetmeye başladığımız an oluyor. ‘Lahza’ bence üzerinde farklı diller konuşulan bir ülke gibi. Çünkü ben de Mehmet İkiz de her türlü müziği seviyoruz. Eğer o an rock hissediyorsak elimizin altında rock çalabilecek bir bilgi var, bu da Lahza’yı bence farklı bir yere taşıyor.

BİZ MUTLUYUZ BU KADAR OLMAKTAN YA HİÇ OLMASAYDIK?

Türkiye’de sözsüz müzik yapmak zor mu?

Sözsüz müzik bence her yerde zor, bizim ülkemizde ekstra zor. Ama inanın o hazzı bizimle yaşayan dinleyicilerimiz var. Biz mutluyuz bu kadar olmaktan. En azından varlar ya hiç olmasalardı? Ama şunu belirtmek isterim ki koca ülkede maalesef 3-4 şehirde çalma imkanımız oluyor. Bu şehirler ve mekanların sayısını artırabilsek çok hızlı yol alacağız diye düşünüyorum. Çok sıklıkla Doğu’daki illerimizdeki müzikseverlerden mailler alıyoruz neden orda çalmadığımızla ilgili. Cevabı çok basit aslında! Biz çalarız seve seve ama yer yok. Belki ben görmem ama en azından belki torunum Van’da bir caz bar görür inşallah.

Sizi hem solistlik yapıyorsunuz hem de sahnede birçok müzisyene eşlik ediyorsunuz. Önümüzdeki süreçte albüm dışında başka projeleriniz olacak mı?

Müziğin her alanında olmaktan dolayı çok mutluyum. Eşlik etmeyi severim yıllardır. Çünkü iyi bir müzisyen olabilmek için bir bütünün parçası haline gelmeyi bilmek gerek. Sadece solo çalmak güzel ama yalnızlaştırır insanı. Müzik paylaştıkça güzelleşen bir şey. Ekim ayı gibi yeni albümümü kaydedeceğim. Yeni serüvenler başlayacak ve de ardından yıllardır yapılmayı bekleyen bir projem var. Bu sene onu yazmaya başlayacağım tabii ki hayat izin verirse.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN