Ölüm anında ve sonrasında neler yaşandığını öğrenmek isteyen tıp öğrencilerinin hikâyesini anlatan ‘Çizgi Ötesi’nde bilim ve gerilim iç içe geçiyor. Bugüne dek aynı konunun Hollywood’da belki de milyon kere işlendiği filmde, korku öğeleri de yer alıyor didaktik anlatım da... Bunun sonucunda ise tür karmaşasının yaşanması kaçınılmaz oluyor.
ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL
Biraz korkutalım, gerelim, bilimkurgu serpelim ama aşkı, vicdani yargılamayı, öteki dünyayı ve hunharca katledilen gençleri es geçmeyelim! Bu hafta izleyiciyle buluşan ‘Çizgi Ötesi’ (Flatliners) işte böyle bir film. Birçok açıdan tür karmaşası yaşıyor. Bunun nedeni “Ölüm anında ve sonrasında neler oluyor?” sorusunu temel alması neticesinde, sıradan konusunu türlü türlü eklemelerle zenginleştirmeye çalışması! Peki Hollywood’da her yıl onlarca kez işlenen bu konuyu farklılaştırmak mümkün mü? Evet mümkün! Zaten ‘Çizgi Ötesi’nin de böyle bir fikirle yola çıktığı anlaşılıyor. Filmin yönetmen koltuğunda ‘Ejderha Dövmeli Kız’ ile ‘İntikam Benim’ filmlerini çeken Danimarkalı Niels Arden Oplev otururken başrollerinde son dönemin iki ünlü ismi Ellen Page ile Diego Luna yer alıyor.
‘Çizgi Ötesi’nde ölüm anında neler yaşandığını ve ölümden sonra ne olduğunu araştıran beş tıp öğrencisi en büyük korkularıyla yüzleşiyor. Her şeyden önce de bunu bilimsel mantık esaslarına oturtmaya çalışıyorlar. Birkaç sene önce trafik kazası sonucu kız kardeşini kaybeden tıp öğrencisi Courtney, ölümün sırrına vakıf olmak istiyor. Eğitim gördükleri hastanedeki arkadaşları Sophia ile Jamie’ye haber veriyor; gece vakti bodrumda buluşup onlardan kimyevi bir yöntemle kendisini öldürmelerini ardından diriltmelerini istiyor. Amacının “Ölüm anından neler yaşandığını bilmek” olduğunu açıklıyor, “Her şey bilimsel” diyor. Bu arada yeniden hatırlatayım Courtney ve arkadaşları tıp öğrencisi. Yani doktorlar kendini öldürürse sıradan vatandaş kim bilir ne yapar? Filmde inceden bunun da sorgulaması yapılıyor. Başarılı mı? Meşhul!
Ölümün ardından yaşamın devam edip etmediğini öğrenmek isteyen öğrenciler böylece tehlikeli bir deneye başlıyor. Ray dışında kalan dört doktor adayı üç-dört dakika kadar kalp atışlarını durduruyor, eks oluyorlar. Kısaca: Ölüyorlar! Gözlerini dünyaya açan adeta aydınlanıyor, zihni süper çalışıyor. Ancak yaptıkları deney tehlikeli bir hal alıyor. Çünkü öğrenciler öteki tarafa geçince ‘her şeyin bir bedeli var’ misali geçmişlerindeki sırlarla yüzleşiyorlar... Kimi çapkınlığının bedelini ödüyor, kimi lise yıllarındaki dedikodusunun, kıskançlığının... Gerilim türündeki ‘Çizgi Ötesi’ korku öğeleri bakımından zengin, ürpertici sahneler var ancak gerek çekimleri gerekse de didaktik mesajıyla tür karmaşası yaşıyor. Keza aynı durum oyunculuklar için de geçerli. Sırf güzel diye oynatılan oyuncular yeteneğe tepki olarak doğmuşlar gibi. Bunun üzerine bir de dramatik etki karmaşıklığı eklenince ‘Çizgi Ötesi’ yalnızca meraklısına hitap ediyor.
FANTASTİK VE KORKUTUCU DEDİKODUCU KIZ
‘Çizgi Ötesi’ kaba tabirle kafası fena halde karışık bir yapım. Film otomobil kazası sahnesiyle birlikte dram türünde bir açılış gerçekleştiriyor, sonra ‘öteki taraf’a yönünü çeviriyor, bilimkurguya evriliyor. Yaşanmışlıkların anlatımıyla fantastiğe dönüyor, korku unsurları devreye giriyor. İlişkilerin anlatıldığı sekanslarla birlikte ‘teenage’ draması halini alıyor, bitmiyor, bir zamanlar ekranların reyting rekortmeni dizisi ‘Gossip Girl’ (Dedikoducu Kız) atmosferiyle “Sen bana bunu bunu yapmıştın, çok zekiydin ben de senin uygunsuz görAüntülerini internete verdim” diyerek beyazperdeye yansıyor. Bir ara neşeli gençlerin katiller/kötü ruhlar tarafından acımasızca katledildiği ‘teen slasher’ türüne de benzemeye çalışan ‘Çizgi Ötesi’, finali didaktik anlatımıyla kapatıyor. Eğer senaryonun üzerinde daha iyi çalışılsaydı, daha dinamik ve konu sapması yaşamayan bir film izleyiciyle buluşurdu.
KARAR'IN PUANI: 10 / 5.5
