Kahramanmaraş’ta FETÖ’cü polisler davasında örgüt imamlarının yakalanmaya karşı patates telefon hatlarıyla korunduğu belirlendi. İtirafçı olan ‘mahrem abi’ R.S, “Hatları bize istihbaratçı polisler M. ve İ.K getiriyordu” dedi.
Kahramanmaraş’ta, Başsavcılıkça yürütülen FETÖ soruşturması kapsamında aralarında eski emniyet mensuplarının bulunduğu 6’sı tutuklu 26 sanık hakkında hazırlanan 213 sayfalık iddianame, 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. FETÖ üyelerinin yakalanmamak için başvurduğu haberleşme teknikleri aktarılan iddianamede, örgütün sözde emniyet imamı olan tutuklu R.S’nin örgüt için kullandıkları telefonları himmet paralarından aldıkları, 8 ila 10 ay kullandıktan sonra bunları ikinci el telefonculara satarak değiştirdikleri itirafı yer aldı. Himmet paralarıyla alınan telefonları masraf olarak gösterdiklerini belirten R.S’nin iddianamede şu ifadelerine yer verildi: “Yapıda ‘patates telefon’ olarak adlandırılan telefonlarla görüşmeler yapılırdı, kendi şahsi telefonlarımızda bu çalışmalarda görüşmeler yapmazdık. Bu telefonlar genelde ucuz, adi tabir edilen telefonlardı. Ortalama 8-10 ay kadar kullanılır daha sonra hatlar imha edildikten sonra cihazları ikinci elde satardık. Telefonları her ay topladığımız himmetlerden alırdık, toplanan himmete de masraf olarak gösterir ve hesaptan düşerdik. Bu şekilde haberleşme yöntemi kullanırdı. Telefonlar herkese verilmezdi, sadece polislerin sorumlusu olarak bende ve bir de grup sorumlularında olurdu. Hatları, örgütün içerisindeki etkin kişiler temin ederdi, benim tanıklık ettiğim hususta hatları istihbaratçı M. ile İ. K. isimli polisler getirirdi.”
ÖRGÜT TOPLANTISINA AİLE KILIFI
R.S. ifadesinde, örgüt faaliyetlerini dikkati çekmemek için aile görünümü vermeye çalıştıklarını ve bunun için üç ayrı gruba birer aile eklediklerine değindi. Önceden polislerle ilgilendiğini, 2011 yılından sonra amirliğe geçenlerin sohbetlerinde “aile sistemi”ni uyguladıklarını vurgulayan R.S, şu ifadeleri kullandı: “Gruplar en az bir aile en fazla üç aileden oluşuyordu. Dışarıdan dikkat çekilmemesi için aile ziyareti adı altında görüşmeler ve sohbetler yapılıyordu. Muhtemelen akademililer grubunda da bu şekilde çalışma yapılıyordu. Benim sorumluluğumda üç grup ve toplam beş aile mevcuttu. Birinci grupta polis amiri Y.K. ile M.H, ikinci grupta V.Ö, üçüncü grupta M.Y. vardı. Ben kendi ailemle bu gruplarla ‘aile görüşülmesi’ adı altında örgütün istemiş olduğu faaliyetleri yerine getiriyordum.” Sanıklar hakkında 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
