Mavi Marmara katliamını yapan İsrail'li askerlere 'insan hakları' kılıfı

Mavi Marmara katliamını yapan İsrail'li askerlere 'insan hakları' kılıfı

Mavi Marmara katliamıyla ilgili İsrail askerlerine verilen takipsizlik kararına itirazı görüşen mahkeme, hukuk skandalına imza attı. Ankara ve Tel Aviv arasında imzalanan anlaşmayı, insan hak ve özgürlükleri kapsamında değerlendiren mahkeme “Uluslararası anlaşma geçerli, kanun uygulanamaz” kararı verdi.

HİLAL ÖZTÜRK / İSTANBUL

Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırarak, 10 Türk vatandaşının ölümüne onlarca yardım gönüllüsünün ağır yaralanmasına neden olan İsrail askerleri için verilen takipsizlik kararına yapılan itirazlar reddedildi. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği, mağdurlar ve avukatlarının itirazlarını reddederken İsrail ile Türkiye arasında imzalanan tazminata ilişkin usul anlaşmasını, “Temel hak ve özgürlüklerle ilgili milletlerararası bir anlaşma” olarak yorumladı. Bu yorumla Mahkeme takipsizlik kararının doğru olduğunu, “kanunların temel hak ve özgürlüklerle ilgili milletlerarası anlaşmalarla çatışması halinde, anlaşma hükümlerinin esas alınacağı” gerekçesine dayandırdı. 10 Türk vatandaşının temel hakları olan yaşam haklarının ihlaline neden olan İsrail askerlerinin Türk Ceza Kanunu’na göre en az 10’ar kez müebbet hapis cezası istemiyle yargılanması gerekiyor. Ancak mahkeme tazminatlarla ilgili usul düzenlemesi yapan bir metni “milletlerarası temel hak ve özgürlükler” andlaşması olarak yorumlayarak dava bile açılmasının önüne geçti.

Mahkemenin hükmünü KARAR’a yorumlayan hukukçular, Ankara ve Tel Aviv arasında imzalanan anlaşmanın Mavi Marmara saldırısı sonrası mağdurlara ödenecek tazminatları düzenleyen bir metin olduğunu, İnsan Hakları ile Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi temel hak ve özgürlüklerle ilgili milletlerararası antlaşma gibi yorumlanamayacağını ifade etti. Mahkemenin kararının hukuki olmadığını belirten hukukçular, aksine bu anlaşmayla temel hak ve özgürlüklerden olan hak arama, adil yargılama gibi haklarının ortadan kaldırıldığını belirttiler.

Türk-Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız: Bu anlaşma sadece tazminata ilişkin bir anlaşma olup temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir anlaşma değildir. Kaldı ki Anayasa’nın 90/5’nci maddesinin söylediği hukuk temel hak ve özgürlükleri korumaya dönük olmalı. Burada ise savcılık suç şüphesi altındaki kişileri ceza soruşturmasından kurtarıyor. Anlaşmayla da yapılan mağdurların temel hak ve özgürlüklerini korumaya dönük bir işlem değil. Anlaşma gerekçe gösterilerek Türk Ceza Kanunu’nun ‘insan öldürmeye’ ilişkin hükümleri yok sayılamaz. Veyahutta ortadan kaldırılması kabul edilemez. Savcılık başka bir gerekçeyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verebilirdi.

Mavi Marmara mağdurları avukatlarından Uğur Yıldırım: Mahkemenin böyle bir gerekçeyle verdiği karar hukuksuzdur. Çünkü sözünü ettiği kanunla çatışma hali ancak temel hak ve özgürlükleri düzenleyen milletlerararası antlaşma veya sözleşmeler için geçerlidir. Çok da doğru bir düzenlemedir. İnsan Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi evrensel insan haklarını düzenleyen metinler ülkelerin kanunlarının üstünde tutulmasını düzenler. Oysa bu annlaşma İsrail’in Mavi Marmara saldırısı nedeniyle ödeyeceği tazminatlarla ilgili. Hatta bırakın temel hak ve özgürlüklerle ilgili olmasını, en temel haklardan olan adil yargılanma, hak arama özgürlüğü gibi insan haklarını ortadan kaldıran bir metindir.

ANLAŞMADA SALDIRIYA ‘KONVOY HADİSESİ’ DENİYOR

İsrail’i yaptığı katliamın hesabını vermez hale getiren o anlaşmada Mavi Marmara saldırısı da ‘konvoy hadisesi’ olarak tanımlanıyor. İşte anlaşmanın 4’ncü maddesinin 2’nci cümlesindeki o düzenleme şöyle: “Her halükarda bu anlaşma İsrail’in İsrail adına hareket edenlerin ve İsrail vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti veya Türk gerçek veya tüzel kişileri tarafından konvoy hadisesi ile ilgili olarak kendilerine yönelik doğrudan ya da dolaylı olarak Türkiye’de yapılmış ve yapılacak her türlü hukuki ya da cezai talebe ilişkin her türlü sorumluluktan tamamen muaf tutulmalarını sağlayacaktır.”

KATLİAMCILARA DAVA AÇILMADI

İstanbul Başsavcılığı, operasyon talimatını veren İsrail’li 4 üst düzey komutan hakkında 9’ar kez müebbet hapis cezası istemiyle dava açmış, kırmızı bülten kararı çıkartılmasına da karar verilmişti. Ancak bu kırmızı bülten kararları İnterpole hiç gönderilmemişti. Anlaşma imzalandıktan sonra da İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava düşürüldü. Ancak katliamı gerçekleştiren ve kimlikleri belirlenemeyen askerlerle ilgili soruşturma ayrı yürütülüyordu. Mağdur avukatları kimliklerini belirledikleri askerlerden bazılarının bilgilerini savcılıkla da paylaşmıştı. Ancak Başsavcılık anlaşmayı gerekçe göstererek bu askerler hakkındaki soruşturmanın da kapatılmasına karar verdi.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN