Ölümsüzlerin ilk senfonisi

Ölümsüzlerin ilk senfonisi

Can Atilla, Çanakkale Zaferi’nde 57. Alay’ın kahramanlık öyküsünü notalarla anlattı. İlk kez 9 Mart’ta İş Sanat’ta sahnelenecek savaş karşısında insanlığın hissettiği masumiyet ve çaresizliği anlatan bu savaş senfonisi için Atilla “57. Alay’ın bu kahramanlık mücadelesinin bu senfoniyle tarihte yer almasını istedim. Bu bir gereklilikti" diyor.

İNCİ DÖNDAŞ / İSTANBUL

Besteci ve keman sanatçısı Can Atilla’nın Çanakkale Zaferi’nin 100. yılı anısına bestelediği Senfoni No. 2 57. Alay Gelibolu eseri 9 Mart cuma günü ilk kez İş Sanat sahnesinde seslendirilecek. Konserde,Burak Tüzün yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası eşliğinde Amerikalı sopranoAngela Ahıskal ve Özbek çellist Serdar Rasul da sahne alacak. Can Atilla’nın dünya tarihinde bir ikon olarak anılan kahraman 57. Alay’dan esinle bestelediği eser, savaş karşısında insanlığın hissettiği masumiyet ve çaresizliği anlatan bir savaş senfonisi. Dört bölümden oluşan eser, Gelibolu Savaşı temalı ilk klasik senfoni olma özelliğini de taşıyor. Can Atilla ile konuştuk.

* Çanakkale Savaşı’nın 100’üncü yıl anma etkinleri için bestelediğiniz Senfoni No. 2 - 57. Alay Gelibolu, savaş karşısında insanlığın masumiyet ve çaresizliğini sanatseverlere aktarıyor. Ayrıca Gelibolu Savaşı konulu ilk eser. Neden böyle bir eser ortaya koydunuz?

‘Çanakkale 1915’ filminin müziklerini hazırlarken, bu savaş hakkında daha önce detaylarını bilmediğim birçok şey öğrendim. Dünya savaş tarihinde bir benzeri olmayan 57. Alay’ın bu kahramanlık mücadelesinin bu senfoniyle tarihte yer almasını istedim. 57. Alay ve Gelibolu Savaşı’nı bu denli geniş kapsamda anlatan bir senfoni daha önce yazılmamıştı. Bu bir gereklilikti.

* Dört bölümden oluşan senfoninin her bölümü ana temadan uzaklaşmadan hayatlarını yitirenleri, özlemleri, aşkı-ayrılığı, kaderi, endişeleri, sılayı anlatıyor. Nasıl bir sıralama izlediniz?

İlk bölümünü solo çello ve orkestra için besteledim. Savaşın karanlığı ve çaresizliği tüm duygusuyla bu bölüme egemendir. 57.Alay Komutanı Hüseyin Avni Bey’in üstün kişiliği, yalnızlığı, ailesine özlemi ve kararlılığı bu bölümde solo çello ile anlatılır. Birinci bölüm, 57. Alay’ın savaştaki cesaretini ve ölüme meydan okuma mücadelesinin anlatıldığı bir ağıttır. Senfoninin ikinci, duygusal bölümünü ise yine solo çello ve orkestra için bir elegy olarak yazdım. Askerlerin ailelerine ve sevgililerine yazmış oldukları duygusal, özlem ve umut dolu mektuplardan etkilenerek bölümü besteledim. Bölüm içerisinde yükselen ve patlayan zirve vurguları ise bu askerlerin hayatlarını kaybettikleri anları tasvir ediyor. Üçüncü bölümde, Mustafa Kemal Atatürk’ün, evlatlarını yitiren Anzak anneleri için söylediği o eşsiz hitabı, solo soprano ve orkestra eşliğinde ile bir lied şeklinde seslendirilmekte: “Bu memleketin topraklarında kanlarını döken kahramanlar!Burada, dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Bu unutulmaz, merhamet dolu satırlar, İngilizce çevirisiyle dünya klasik müzik sanatının bir parçası haline gelmiştir. Anzakların Çanakkale savaşı konulu şiirleriyle ünlü şairleri John Le Gay Brereton’un, Anzak mezar taşlarında yer alan şiiri final bölümünde soprano ve orkestrayla birlikte seslendiriliyor. Ayrıca savaşın vahşetinin anlatıldığı dört dakika uzunluğundaki ölümcül mücadele müziği bu bölümün en sonunda yer alıyor.

* Senfoninin 3’üncü ve 4’üncü bölümlerini Anzak askerlerine ithaf ettiniz. Bu konuda neler söylersiniz? Eserin bu bölümlerinde nasıl bir duygu hakim?

Bu her yönüyle duygu, merhamet ve insani değerlerin her iki cephede de yaşandığı farklı bir savaştı. Eserin üçüncü bölümü, savaşın kaderini değiştiren kararları insiyatifiyle üstlenmiş komutan Atatürk’ün, insanlığa verdiği değeri gösteren emsalsiz bir mesaj niteliğindeki sözlerinin ifadesi. Dördüncü bölümde ise Anzak şairi Brereton’un şiirinin yer alması, senfoninin dünya barışı adına hizmet etmesi ve evrensel, hümanist duygular içermesi bakımından önemli.

İNGİLİZ KRALİYET FİLARMONİ ORKESTRASI İLE DE SESLENDİRİLECEK

* Cariyeler ve Geceler, 1453 Sultanlar Aşkına, Bilinçaltı, Aşk-ı Hürrem ve Şems-i Rumi gibi albümlere imza attınız. Çalışmalarınız arasında Senfoni No. 2 - 57. Alay Gelibolu'nun önemini nedir?

Tahsilim ve hedeflerimin en somut örnekleri klasik müzik alanındaki eserlerim. Mevlana Oratoryosu, Kerbela Balesi, St.Florian Senfonik Poem, Mevlana’dan Çağrı Balesi, ilk senfonim ve 57. Alay-Gelibolu senfonisi tüm eserlerimin arasında benim için başyapıtlarım. Tümü, algılarımın kalıpların ötesine çıktığı, müziğin ötesine geçmeyi hedeflediğim eserlerim. Hepsi, sanat etiğinin gerekliliği; evrensel mesaj ve hümanizm gibi kavramları içermesi bakımından birer dünya müziği. Bunu en güzel örneği olarak bu senfonin İş Sanat’taki konserin hemen ardından, Londra Cadogan Hall’de, İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrası olan Royal Philharmonic Orchestra ile 5 Nisan 2018 tarihinde seslendirilecek.

* Bir eseri bestelerken olmazsa olmazlarınız neler?

Eserlerimin mutlaka bir konusu, bir mesajı olmalı. Her zaman sinema gibi bir senaryosu, kurgusu olmuştur. Müziğimin bilinmeyen konulara farklı sanatsal bir bakış açısı getirmesini istiyorum. Müziğin ve sağladığı toplumsal misyonun güçlü bir eğitim aracı olduğuna inanıyorum.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN