Flamenko cazın önemli temsilcilerinden Ariadna Castellanos, 17 Kasım’da Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde sahneye çıkacak. Farklı tarzları klasik müzikte buluşturan İspanyol sanatçı, hedefinin müziğin bütününde yeni seslerin peşinden gitmek ve onları keşfetmek olduğunu söylüyor.
ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL
İspanyol sanatçı Ariadna Castellanos, flamenko cazın önemli isimlerinden. İngiltere Guildhall School of Music ve ABD’deki Berklee College of Music okullarından mezun olan Castellanos, eğitimini Presidental Scholarship (Cumhurbaşkanlığı bursu) ile okumuş ve buna layık görülen tek İspanyol sanatçı unvanına sahip. İlk albümü ‘Flamenco en Black & White’ ile yılın en iyi prodüksiyonu dalında Latin Grammy adayı olan sanatçı, 2016’da piyano ve elektronik müziği bir araya getirdiği ikinci albümü ‘Mju:zik’ ile İspanya listelerinde uzun süre üst sıralarda yer aldı. Flamenko ve cazı birleştirerek klasik teknik ile doğaçlamayı bir arada sunduğu yeni bir stil oluşturan Castellanos, Alejandro Sanz, Nach ve Pepe de Lucia ile kaydettiği şarkıların dışında birçok film müziğinde de yer aldı. Genç yaşına rağmen günümüzde gelecek vaat eden en önemli müzisyenlerden biri olan Castellanos, son albümü ‘Mju:zik’ ile 17 Kasım’da 18. Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde sahneye çıkacak. Castellanos, konser öncesi KARAR’a konuştu: “Konserde bana şarkıcı Odille Lima ve Elektronik davulcu KRAE eşlik edecek. Hem yeni bestelerim hem de şu ana kadar yayınladığım şarkılarımdan oluşan bir repertuvarla sahnede olacağız.”
* Klasik müzikle birlikte farklı tarzları da bir araya getiren çalışmalar yapıyorsunuz. Sizce klasik müzikte yeni arayışlar mı var?
Aslında bu sanatın kendisi için geçerli. Sanat daima canlı olmalı. Günümüzde bu tarz arayışlar içinde olan genç bir kitle var. Klasik müzik tabii ki yapısı itibariyle geleneksel. Ben klasik müzik eğitiminden geliyorum. Zamanla flamenko, caz, elektronik gibi farklı tarzların da etkisiyle kendi müziğimi yarattım.
* Hangi tarzları dinliyorsunuz?
Klasik, flamenko, caz, elektronik en çok öne çıkanlar diyebilirim. Hatta İndie müziği de bana keyif veriyor. Olabildiğince farklı tarzları takip etmeye ve kendi çağımın müziğinin peşinden gitmeye çalışıyorum.
* Son albümünüz ‘Mju:zik’ için neler söylersiniz?
‘Mju:zik’ ikinci albümüm. Elektronik müzik etkilerinin daha fazla olduğu bir füzyon aslında. Bu yaklaşımla birlikte fark ettim ki elektronik müzik, tüm bestelerim hakkında yeni bir vizyon kazanmamı sağladı.
* Kendi müzikal beğenilerinizle dinleyicilerinizin beklentilerini buluşturmak için neler yapıyorsunuz?
Ben de sürekli gelişmeye, müziğimle insanların içinde bir şeyleri harekete geçirmeye çalışıyorum. Eskiden piyanoyla istediğim müziği nasıl ifade edebileceğime odaklanırdım. Zaman içinde daha fazla şey denemeye çalışıyorum. Caz ve flamenkonun efsanevi isimlerini zaten dinliyorum ama içinde olduğum genç jenerasyonunun beğenilerini anlamak, kendi müziğimle bunları nasıl ifade edebileceğimi bulmak en fazla dikkat ettiğim şey. Bu aynı zamanda dinleyici ile empati yapmamı kolaylaştırıyor.
* Piyanoda başarılı olmanın yolu sadece çok çalışmak mı?
Çok pratik her zaman özgürlük getirir. Sonrasında içinizden geldiği gibi kendi istediğiniz müziğin peşinden gidebilirsiniz. Kendi sesinizi bulmanız gerekiyor ki, bu en zoru.
* Bundan sonraki hedefleriniz neler? Yeni projeler var mı?
Hedefim sadece piyanoda değil müziğin bütününde yeni seslerin peşinden gitmek ve onları keşfetmek.
