ABD’deki Rus krizinde itirafçı olan eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn, yargılanmasına neden olan görüşmenin talimatını Donald Trump’ın damadı Kushner’dan aldığını söyledi. Siyasette ve medyada, konunun Trump’a uzanacağı ve başkanlıktan azil sürecinin başlatılacağı tartışmaları hız kazandı.
HABER MERKEZİ / İSTANBUL
ABD’de geçen yılki başkanlık seçimlerine Rusya’nın müdahale edip etmediği konusunda yapılan soruşturmada, Başkan Donald Trump’ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile damadı ve başdanışmanı Jared Kushner odak noktası haline geldi. Önceki gün, Michael Flynn itirafçı olarak Federal Soruşturma Bürosu’na (FBI) yalan ifade verdiğini kabul etti. Flynn, geçen aralık ayında dönemin Rusya Büyükelçisi Sergey Kislyak’la yaptığı görüşmede, Moskova’ya uygulanan yaptırımların hafifletilmesini ele aldığı ve Ruslardan İsrail’i kınayan BM Güvenlik Kurulu tasarısını veto etmelerini talep ettiği itiraflarında bulundu. Eski danışman, Rusya’yla bağlantıya geçmesini kendisine Trump’ın ekibinden ‘en üst düzeyde’ bir ismin söylediğini açıkladı. Reuters ajansı ile NBC ve CNN televizyonları, Trump’ın ekibinde çalışan veya konuya hakim kaynaklarına dayandırdıkları haberlerinde, bu ismin Jared Kushner olduğunu öne sürdü. Ayrıca Kushner’ın, hafta içinde soruşturmayı yürüten Özel Savcılık tarafından Flynn’le ilgili sorgulandığı ortaya çıktı. Trump’ın ekibinden başka isimlerin de itirafçı olabileceği iddiaları medyada gündeme geldi.
Bu gelişmelerin ardından sürecin Trump’ın azledilmesine (impeachment) varabileceği yönündeki tartışmalar alevlendi. Görüşmenin içeriğinden Trump’ın da haberdar olduğunun belirlenmesi halinde, soruşturma doğrudan ABD Başkanı’na yönelecek. Flynn’in Kislyak’la buluşmasında gündeme getirdiği konular, yasalara aykırı olarak değerlendiriliyor. Yasada, ABD için tehdit olan devletlerin temsilcileriyle yapılacak görüşmelere yönelik özel bir hüküm bulunuyor. Rusya’nın da ABD’ye tehdit oluşturduğu ve Flynn’in, görüşmede yaptırımlar konusunu ele almasının yasaya aykırı olduğu yorumları yapılıyor. Demokrat milletvekili Adam Schiff Trump’ın görüşmelerden haberdar olduğunu ve ‘yalan söylediğini’ öne sürdü. Yine Demokrat Parti’den Al Green, önümüzdeki hafta Kongre’de azil süreci için oylama yapılacağını iddia etti. ABD Kongresi’nde çoğunluk Cumhuriyetçilerde bulunuyor.
Trump cephesinde ise konunun azil sürecine varmayacağı kanısı hakim. Meselenin ‘sadece bir yalan ifade’den ibaret olduğuna ve Flynn’in Trump’tan bahsetmediğine vurgu yapılıyor. ABD Başkanı Trump’ın ise konuya ilişkin sessizliği dikkat çekiyor. Twitter’ı sık kullanan ve medyada gündeme gelen hemen her konuda yorum yapan Trump, Flynn itirafıyla ilgili herhangi bir tweet atmadı. Bunun yerine kabul edilen vergi kesintisi yasasını kutlamayı tercih etti.
3 SORUDA BAŞKANLIKTAN AZİL SÜRECİ
1- Süreç nasıl işliyor?
Azil süreci konusunda oylama yapılabilmesi için, bir Kongre üyesinin, soruşturmayı yürüten Özel Savcı ve Büyük Jüri’nin, ya da Kongre’deki ilgili komitelerin bu yönde bir teklif sunması gerekiyor. Teklif ilk olarak Temsilciler Meclisi’nde oylanıyor. Basit çoğunluk sağlandığı takdirde konu Senato’ya taşınıyor. Burada sanıkların çapraz sorgusu yapılıyor, tanıkları dinleniyor. Tarafların tanık gösterme zorunluluğu bulunuyor. Azil süreci teklifinin Senato’da kabul edilmesi için üçte iki çoğunluk gerekiyor. Teklif Senato’dan da geçtiği takdirde Başkan’ın akıbetini Büyük Jüri belirliyor.
2- Trump nasıl gider, nasıl kalır?
Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki kaderi, büyük ölçüde eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ve ileride itirafçı olmayı tercih edebilecek kişilerin söyleyeceklerine bağlı. Flynn, ‘yasalara aykırı’ olarak nitelendirilen görüşmesinden Trump’ın haberdar olduğunu söylerse, ABD Başkanı da bizzat dosyaya dahil olmuş olacak. Soruşturmayı yürüten Özel Savcı Robert Mueller, Rusya’nın seçimlere müdahalesinden Trump’ın veya ekibindeki kişilerin haberdar olup olmadığını araştırıyor. Flynn’in, talimatı kendisine Trump’ın damadı Kushner’ın ilettiğini söylemesi, ABD Başkanı’nın olaydan haberdar olduğu kanısını güçlendiriyor.
3- Michael Flynn neden odak noktasında?
ABD’de geçen yılki başkanlık seçimlerinin hemen ardından başlayan Rus krizinde gözler en çok Michael Flynn’in üzerinde oldu. Trump, göreve geldiği 20 Ocak’ta Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak atadığı Flynn’in, 24 gün sonra istifasını istedi. Bunun sebebi, Flynn’in seçim döneminde Rus Büyükelçi’yle yaptığı görüşme konusunda Trump’ı eksik bilgilendirmiş olmasıydı. İddiaların aksine görüşmenin içeriğinden haberdar olmadığını söyleyen Trump, Flynn’i de bu sebeple kovduğunu belirterek kendini savunuyor. Flynn’in ikinci kez gündeme gelmesi Türkiye’yle ilişkileri üzerinden oldu. Sahibi olduğu Flynn Intelligence Group şirketi aracılığıyla Türkiye için lobi yaptığı belirtilen Flynn, yasalara uymayarak bu faaliyeti hakkında bildirimde bulunmamakla suçlanıyor. Son olarak itirafçı olması, Flynn’i tekrardan Amerikan basınının manşetlerine taşıdı.
RUS KRİZİNİN KRONOLOJİSİ
* Aralık 2016: Michael Flynn ve Jared Kushner, Rusya Büyükelçisi Sergey Kislyak’la bir araya geldi.
* 6 Ocak: Amerikan istihbarat kurumları, Rusya’nın başkanlık seçimlerine Donald Trump lehine müdahale ettiğini öne süren bir rapor yayımladı.
* 10 Ocak: Adalet Bakanı Jeff Sessions, Senato’da sorgulandı ve Rusya’yla ilişkileri nedeniyle soruşturmadan çekilme kararı aldı.
* 27 Ocak: Donald Trump, özel bir görüşmede FBI Direktörü James Comey’den ‘kendisine sadık olmasını’ ve Rusya soruşturmasını bitirmesini talep etti.
* 9 Mayıs: Trump, FBI Direktörü Comey’i görevden aldı.
* 17 Mayıs: Soruşturma için Özel Savcılık makamı oluşturuldu ve buraya Robert Mueller atandı.
* 3 Ağustos: Özel Savcı Mueller, yargılama için Büyük Jüri kurulmasına karar verdi.
* 30 Ekim: Trump’ın kampanya ekibinden Paul Manafort ve Rick Gates gözaltına alındı.
* 23 Kasım: Flynn’in avukatları, Donald Trump’ın ekibiyle Rus soruşturmasına ilişkin bütün iletişimi kesti.
* 1 Aralık: Michael Flynn itirafçı oldu.