Türkiye ile Yunanistan arasında başlaması planlanan istikşafi görüşmelerin, AB ile olan ilişkileri nasıl etkileyeceği merak konusu oldu. Belçika'dan ismi açıklanmayan bir diplomat, yaptırım gündeminden vazgeçmek için Türkiye'den olumlu adımlar beklediklerini söyledi.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin başlaması öncesinde Reuters Haber Ajansı, Türkiye ile Avrupa Birliği'nin (AB) ilişkilerini mercek altına alan bir haber yayımladı.
Ajansa konuşan bir AB diplomatı, Türkiye'den 'önemli jestler' beklediklerini söyledi. Fransız bir diplomat ise Türkiye'den son dönemde AB konusunda gelen olumlu açıklamalara rağmen yaptırımlar konusunda tavır değişikliği için 'erken olduğunu' söyledi.
"YENİDEN GÜVEN İNŞASI ZORLU"
Reuters'ın haberinde, istikşafi görüşmelerin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Güney Kıbrıs'ın tepkisini çeken sondaj faaliyetlerine son vermesinin ve AB'ye dair söyleminin yumuşaması sonrasında başlayacağı vurgulandı. Fakat ajansa konuşan diplomatlar 'yeniden güven inşasının zorlu bir iş olacağı' yorumu yaptı.
"KAYDA DEĞER JESTLER GEREKİYOR"
Haberde, "Diplomatlar, bazı AB ülkelerinden Ankara'ya yaptırım yönünde gelen çağrıları susturmanın, ton değişikliği ve Ankara'nın araştırma gemisini tartışmalı sulardan çekmesinden daha fazlasını gerektireceğini söylüyor" ifadelerine yer verildi. Brüksel'den ismi açıklanmayan bir diplomat, yaptırım gündeminden geri adım atmak için henüz erken olduğunu söyledi. 'İyimser olmak için bir sebep bulunmadığı' yorumu yapan diplomat, "Bizi bulunduğumuz yoldan saptıracak derecede büyük bir uzlaşma görünmüyor. Bunun için Türkiye'nin kayda değer jestlerde bulunması gerekiyor" diye konuştu.
FRANSIZ KAYNAK: HENÜZ ÇOK ERKEN
Reuters'a konuşan bir Fransız diplomatik kaynak da benzer bir görüşü dile getirdi. Haberde "Türkiye aynı zamanda NATO ortağı Fransa ile ilişkileri normalleştirmek için bir yol haritası üzerinde çalışıyor" denilirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransız mevkidaşı Emmanuel Macron arasındaki gerilim hatırlatıldı.
"Türkiye, Paris'e Macron'un üniversiteden sınıf arkadaşı olan yeni bir büyükelçi atadı" denilen haberde, iki liderin mektup alışverişinde bulunduğu ve Macron'un bir videokonferans görüşmesi için çağrı yaptığı belirtildi.
Ancak ajansa konuşan Fransız diplomatik kaynak, 'Türkiye'nin yöntemlerini değiştirdiğini düşünmek için çok erken olduğunu' söyledi. Kaynak, 'Türkiye'nin açıklamaları somut adımlara dönüşene dek Fransa'nın olası yaptırımlar üzerine ortaklarıyla çalışmaya devam edeceğini' belirtti.
"AİHM KARARLARI DİKKATE ALINMADI"
Reuters'ın haberinde Türkiye'nin AB'ye yönelik eleştirilerini son dönemde yumuşatması ekonomiye bağlanırken, insan hakları konusundaki anlaşmazlıkların sürdüğü ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarının Türkiye'de dikkate alınmadığı da vurgulandı.
Ajans, "Erdoğan'ın, Türkiye'nin ana ticaret ortağı ile köprüler inşa etme girişimleri, hükümetinin ekonomik yavaşlamayla mücadele ettiği bir döneme denk geliyor. Covid-19 pandemisi büyümeyi frenleyen ana sebep olsa da, uluslararası gerilimler de ekonomiyi olumsuz etkiledi" ifadelerini kullandı.
SİNAN ÜLGEN: REFORM ADIMI GEREKİYOR
Habere şöyle devam edildi: "Erdoğan kasım ayında yeni bir ekonomik rota belirlerken, aynı zamanda, 2016'daki darbe girişimi ve sonrasındaki baskıların ardından Türkiye'de hukukun üstünlüğünün erozyona uğratıldığı yönünde Batılı müttefiklerinden tekrar tekrar gelen eleştiriler sonrasında yargı reformu sözü de verdi. Türkiye, AİHM'in ülkenin en tanınmış tutukluları olan eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın ve iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması yönündeki birden fazla kararını görmezden geldi. Erdoğan [yargı reformu konusunda] hangi önlemlerin alınacağını henüz açıklamadı ama bu iki kişinin serbest bırakılmayacağını söyledi."
Reuters'a konuşan Ekonomi ve Dış Politika Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen ise bu noktada "Türkiye'nin herhangi bir reform adımı atmadan AB'nin beklentilerini ne kadar karşılayabileceği şüpheli" dedi.
Ajans, Türkiye'nin Avrupa'yla daha iyi ilişkiler kurmasının, ABD'deki Joe Biden yönetimiyle anlaşmazlıklarını ne kadar aşabileceğine de bağlı olduğu yorumu yaptı.
