Görüşler

Amor Fati, ortaöğretim başarı puanı ve derinleşen eşitsizlik

Amor Fati, ortaöğretim başarı puanı ve derinleşen eşitsizlik

Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Abdulbaki Değer “Bu yıl olağanüstü koşullar ‘yeni normal’ olarak devam ederken uygulamalar ‘eski normal’ üzerinden işletiliyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Eğitim-öğretim sistemimizin iki hayati sınav var. Birincisi ortaöğretime geçiş için yaptığımız LGS. Diğeri de yükseköğretime geçiş için yaptığımız YKS. Hatırlanacağı üzere 2017 Eylülünde Cumhurbaşkanı’nın TEOG’a dönük eleştirisi, siyasal ve bürokratik müdahalelerle belirli bir olgunluğa ve toplumsal kabule ulaşmış olan TEOG’un ve YGS-LGS’nin köklü değişimine neden olmuştu.

Sınav stresinin azaltılması, sistemin sadeleştirilmesi, eve yakın okula gidilmesi, servis sorununun çözülmesi, sosyal ve kültürel çalışmalara katılımın arttırılması, eleştirel düşünmenin geliştirilmesi gibi neye karşılık geldiği belli olmayan pek çok gerekçenin söylem mimarisine yerleştirildiği süreçte ortaöğretime geçiş sistemi LGS, yükseköğretime geçiş sistemi de YKS oldu.

Aradan geçen süre bırakın ileri sürülen gerekçelerin gereklerinin karşılanmasını gerekçelerin ne olduğunu bile unutturdu. “Değişikliği ne için yaptık ve yapış amacımızı gerçekleşti mi?” şeklinde bir fikri takipten yoksun olduğumuz için keyfe keder bir işlemin maliyetini yüklenerek yol almaya devam ediyoruz. 

SALGIN EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞTİRDİ!

O dönemde yapılan değişikliklerin ardından tartıştığımız konulardan birisi de YKS sistemi içerisinde öteden beri tartışılagelen OBP’nin (Ortaöğretim Başarı Puanı) oluşturduğu eşitsiz durumdu. Ara ara gündeme gelmekle beraber bir düzenleme konusu edilmeyen OBP, Covid-19 salgınıyla beraber yapamadığımız yüz yüze eğitim nedeniyle yeniden gündemde.

Uzaktan eğitimle iyice derinleşen fırsat eşitsizliği  özellikle OBP üzerinden somutlaşmakta. Dolayısıyla OBP düzenlemesini eşitliği gözeten bir yaklaşımla ele almak zarureti ile karşı karşıyayız. Sosyo-ekonomik düzey farklılıklarının keskinliğini çarpan etkisiyle büyüten salgınla başetmeye çalıştığımız bu süreçte milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkileyecek, adalete, hakkaniyete, eşitliğe bağlılıklarını zedeleyecek bu duruma hem yetkililerin hem de kamuoyunun dikkatlerini çekmek önem arz ediyor. 

MEB’in kendi açıklamasına göre salgında 3 milyonun üzerinde öğrenci uzaktan eğitim sürecine katılmadı. Diğer katılanların katılım durumları, süreklilikleri de ayrıca izaha muhtaç. Bilindiği üzere normal ortaöğretim sistemimizde üç öğrenciden biri zaten okul terkinde.

Salgının bu süreci yüzyüze devam eden öğrenciler üzerinden -erişim imkanları veya imkansızlıkları nedeniyle- iki öğrenciden bire düşürmüş olması kuvvetle muhtemel. Hal böyle olunca eşitsizlik girdabındaki bu yapının etkilerini azaltacak tedbirlerle ele almak hayati önemde. Yukarıda da değinildiği üzere “sistemi yalınlaştırıp sadeleştirerek sınav stresini azaltmak” gerekçesiyle meşruiyeti ve makuliyeti belirli bir düzeye erişmiş olan YGS-LYS sistemi 2017 yılında apar topar kaldırılmıştı.

Getirilen YKS sistemi sadeleştirmeyi var olan 18 puan türünü 3’e düşürmek olarak lanse etti. Ancak sistemdeki bir değişikliğin başka yerde ne tür etkileri olacağını hesap edemezseniz yapmanız yıkmaktan beter sonuçlar üretir. Burada öyle oldu, 18’den 3’e düşürülen puan türü hem yığılmaları arttırdı hem de sınavın seçiciliğini azalttı. Oysa YGS-LYS sistemindeki 18 çoklu puan türü ile yeteneğine göre bölüm tercih etme imkânı üst düzeye çıkarılmış, yerleştirmede adalet ve hakkaniyet olabildiğince sağlanmıştı. 

OBP NEDEN ÖNEMLİDİR? 

YKS sisteminin adalet ve hakkaniyet açısından en zayıf yönlerinden birisi olarak gördüğümüz ve uygulanmaya konulduğundan buyana eleştirdiğimiz başlıklardan birisi ortaöğretim başarı puanı uygulaması. OBP nedir peki? Şu şekilde izah edelim: Öğrencinin 100’lük sistemde başarı puanı “5” ile çarpılıyor çıkan rakam da “0.12” ile çarpılıp öğrencinin sınav puanına ekleniyor.

Bir öğrencinin alacağı asgari OBP katkısı 30, azami OBP katkısı ise 60 puan olabiliyor. OBP’nin yerleştirme puanı üzerindeki %12’lik etkisi haliyle çok büyük adaletsizliklerin önünü açıyor. Şöyle örneklersek; İki farklı liseden mezun olan öğrencilerden birinin diploma notu 100 diğerinin 90 olduğu durumda 100 olan 60 puan alırken 90 olan 54 puan alıyor.

Bu sistemde 1 (bir) puan öğrenciyi on bin kişinin önüne geçirebiliyor veya arkasına atabiliyor. Eski YGS-LYS sisteminin ikili yapısı gereği ikinci aşama olan LYS’ye katılım daha az oluyordu, o yüzden sıralama az katılımcı arasında yapıldığı için 1 puan aralığında korkunç yığılmalar olmuyordu. 1-2 puanlık OBP farkı önemsenmeyebiliyordu.  

YKS sisteminde ise ön eleme sınavı olmadığı için iki buçuk milyonun üzerindeki  öğrenci tek sınavla sıralanıyor, bu da tek bir puan aralığına on binlerce adayın girmesine yol açıyor. Bu kadar öğrenciyi belirli puan içinde dağıtmaya çalışınca bunun yaşanması kaçınılmaz oluyor. Dolayısıyla sınav sonucuna göre sıralandığı takdirde ilk 1000 içinde yer alması gereken aday, OBP devreye girince sıralamada otuz-kırk binlere düşebiliyor.

Peki etkisi yüzde doksanlara varan merkezi sınav yerine neden OBP eleştiriliyor? İşin bu kısmı önemli ve üzerinde durulmayı hak ediyor. Ölçme değerlendirme sistemiyle alakalı bir durumla karşı karşıyayız burada. Özellikle okullardaki uygulamada standardizasyonun sağlanamaması ile ilgili durum. O yüzden OBP, uzun yıllardan beri tartıştığımız ve sorunlara yol açan bir uygulama.

Öğrencilerin okula olan ilgisini ve bağını koparmamak (çünkü merkezi sınav olunca öğrenciler dershaneye, etüt merkezlerine kayıyorlar) düşüncesiyle kimi zaman hesaplama yöntemi veya katkı oranı değiştirilse de her yeni sınav sisteminde OBP yer aldı. ÖSYM geçmişte, OBP hesaplama yönergesinde 28 farklı değişkenle öğrenciler arası eşitliği sağlamaya çalışarak okullar arasındaki ölçme değerlendirme orantısızlığını gidermeyi amaçlamıştı. Ancak son sistemde o değişkenler de devreden çıkarıldı ve çıplak diploma notu direkt etkili hale getirildi.  

ŞİŞİRİLMİŞ NOTLAR 

Bu durumda MEB yetkililerinin de zaman zaman dile getirdiği ve özellikle ülkemizde özel okul gerçeğine dönüşen “şişirilmiş notlar”ın yerleştirmelerde adaletsizliğe yol açmasının önüne nasıl geçilecek? Diğer taraftan özel okulların yanı sıra devlet okullarında da merkezi sınavlarda olduğu üzere bir standart olmadığı için OBP puanı nesnelliği meçhul, etkisi güçlü bir eşitsizlik üreticisine dönüşüyor.

Bir tarafta hormonlu notlar, bir tarafa standart eksikliği diğer tarafta sosyo-ekonomik imkansızlıklar nedeniyle her tür eğitsel pratikten yoksun kalma eşitsizliği derinleştiriyor. Dolayısyla sınıfsal bir imtiyaz alanı olarak beliren durum milyonlarca öğrenci için ail olmayan bir sonuç üretmekle kalmıyor aynı zamanda sonuçlarıyla o adaletsizliği yeniden üreterek yerleşikleştiriyor.  

Normal koşullarda, yüz yüze eğitimde ve standardı, nesnelliği olan merkezi sınavlarda bile aysbergin görünmeyen kısmı gibi devasa bir eşitsizlik bulunuyor. MEB’in geçen yıl açıkladığı LGS raporunda görüldüğü üzere anne-baba eğitim durumunun bile (Velisi üniversite mezunu olan öğrenci ile ilkokul mezunu olan öğrenci arasında) 120 puanlık bir farka neden olduğunu belirtmişti.

Bu yapısal eşitsizliği giderecek tedbirler bir yana derinleştirecek uygulamaları görmezden gelmek kabul edilebilir bir şey olmasa gerek. O yüzden 1 (bir) puanlık bir farkın insanların geleceğini doğrudan neredeyse belirleyebildiği bir sınava, sürece titizlenmek hakkın, hakkaniyetin gereğidir. Mart ayından bu yana öğrenciler bırakın okul yüzünü uzaktan eğitime de erişim sağlayamadı.

Şimdi bu öğrenciler görmedikleri eğitim üzerinden önce okulda ardından Haziran ayında merkezi sınava alınacaklar. Nasıl olacak peki? Ölçme değerlendirme nasıl olacak, bunun sağlıklı olduğu nasıl kabul edilecek? Görünen o ki, üç dönemdir okul yüzü görmemiş olan öğrenciler adil olup olmadığı denetlenemeyen sübjektif kriterlerle verilen notlarla sınava girmiş olacak.

Dolayısıyla son iki yılın not ortalamaları baz alınarak yapılan bir sınavın seçiciliği ve adaleti çok daha şüpheli hale gelecektir. Ülke genelindeki 8 bin civarındaki lisenin hem tür ve alan hem de öğrenci ve öğretmen profili açısından farklı olduğunu göz ardı edersek (ne kadar göz ardı edebilirsek artık) sınavın nispeten eşit koşullarda yapıldığını söyleyebiliriz. OBP, okullar arası değerlendirme farklılıkları sebebiyle içinde bariz bir şekilde eşitsizlikler ve mağduriyetler barındırıyor.  

OBP’NİN ETKİSİ AZALTILMALI! 

Geçen yıl salgın nedeniyle ara verilince öğrenciler birinci dönem konularından sorumlu tutulmuş, sınav takvimi ertelenmiş ve sınav süresi uzatılmıştı. Bu kararlar sürecin olağandışılığı üzerinden alınmıştı. Çünkü olağanüstü koşullar olağan uygulamalarla yönetilemezdi doğal olarak. Ancak bu yıl olağanüstü koşullar “yeni normal” olarak devam ederken uygulamalar “eski normal” üzerinden işletiliyor. Mecelle hükmüdür: ”ezmanın tagayyürü ile ahkamın tagayyürü inkar olunamaz.”

Hal böyle olunca zaten mevcut olan ve salgın süreciyle gittikçe derinleşen eşitsizlik mevzusunu eğilmek ülkenin bugünü ve yarınları için aciliyet oluşturuyor. Merkezi sınav ve OBP milyonlarca öğrencinin tercih ve beklentilerini belirleyecek. Yukarıda da belirtildiği gibi merkezi sınav şekli olarak eşitliği gözetiyor denilebiliyor ancak OBP uygulaması ve etkisi ile zaten son derece kırılgan olan o şekli eşitliği büsbütün çarpıtıyor. O yüzden salgının devam ettiği bu süreçte bu uygulamanın etkisini düşürecek şekilde karar almak ve ivedilikle paylaşmak yetkililere büyük sorumluluk yüklüyor.

Nietzsche kaderini sevmek, hayatı olumlamak anlamında eserlerinde “amor fati”den bahseder. Sevilecek bir kader, olumlanacak bir hayat güzel elbette ama kaderin güzel, hayatın olumlanması da sadece o hayatı yaşayanları ilgilendirmiyor. Onların nerede, kimlerle, ne tür bir ilişki içinde yaşadıkları, ne tür uygulamalara muhatap kaldıkları hepimizi ilgilendiriyor.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir