İtaya'dan yükseldi ve 1936'da bugün, Benito Mussolini İtalyan Faşist İmparatorluğunu ilan etti.
127
"İl Duce" (lider).. İşçiler ve Muharipler Birliği'nin, Mussolini'nin deyimiyle "Fecha"nın, 23 Mart 1919‘da yaptığı ilk toplantıdaki 300 dolayında dinleyici ve birliğe kayıtlı 53 üye'nin katılımıyla oluşan ilk toplantıda, bu ismi aldı. İtalya'yı büyük yıkımla çıktığı 1. Dünya savaşından bir sonrakine o ve liderliğini yaptığı Ulusal Faşist Parti (Partito Nazionale Fascista) taşıyacaktır.
227
İtalya’da 1920’de rejim çökmek üzereydi.. 1. Dünya Savaş bu zayıf ülkeye çok ağır gelmiş, 520 bin ölü ve 900 bin yaralıya mal olmuştu. Büyük sevinçle karşılanan zafere, gerektiğinden çok daha fazla bedel ödenmişti. 1915’te İtalya, İtilaf Devletleri safına geçtiğinde, Londra Antlaşması’yla İtalya'ya birçok vaatlerde bulunulmuştu. Fakat vaatler tutulmadı. Barışın ardından sıkıntılı günler geldi. Üç buçuk yıl süren savaş, yoksul yarımadanın ekonomik yaşamını felce uğratmış, işsizlik artmış, işsizliği sefalet, kin ve nefret izlemişti.
327
"Kızıl yıl". 1920"ye, İtalya buhranında yükselen sosyalist hareketler yüzünden, böyle deniyordu. Ordu bitkin, ümitsiz ve yorgundu. Kilise kabuğuna çekilip sessizliğe gömülmüş, parlemento ve Roma Hükümeti zayıf, kaos içindeydi. Herkesin gözünün üzerinde olduğu Kral Emmanuel III. ise aşırı ufak bedeniyle barışık olmayan, kompleksli ve dirayetten yoksun, halkın karşısına çıkmaktan utanan bir adamdı.
427
1883 yılında, sosyalistlerin çoğunlukta olduğu Romagno'da, Anarkosendikalist bir babanın oğlu olarak doğan Benito Mussolini siyasi hayatına bir komünist olarak başladı. Eğitimini tamamlamaya ve çalışmaya gitti İsviçre'de ihtilâlci sosyalist hareketlere karıştığı için iki defa hapse atıldı. 23 yaşındayken İtalya’ya döndü. Askerliğini yaptıktan sonra bir sosyalist gazetede “Dinsiz” imzasıyla yazılar yazmaya başladı. Türklerle Trablusgarp Savaşı’na (1911) şiddetle karşı koyduğu ve savaş aleyhtarlığı yaptığı için beş ay hapse hüküm giydi. Ertesi yıl Sosyalist Parti’nin organı “Avanti” gazetesinin başyazarı oldu ve milletvekili seçildi.
527
İtalya'ya döndüğünde hızlı bir savaş karşıtı olan Mussolini 1.Dünya Savaşı çıktığında görüşünü değiştirerek hızlı bir savaş taraftarı oldu. Bu yüzden Avanti’den ayrılarak "Popolo D’İtalia" adlı gazeteyi çıkardı. Kasım 1914’te Sosyalist Partisi, Mussolini’yi “ihanet ettiği” partiden kovdu. Ama Mussolini ve onun gibi düşünenlerin “savaşa katılma” sloganı gerçekleşti; İtalya savaşa girdi.
627
Benito Mussolini eski Roma’dan esinlenerek 1919’da “Faschi” adını verdiği “İşçiler ve Muharipler Birliği”ni kurdu. Faschi, eski Roma’da liktorların iktidar simgesi olarak ellerinde taşıdığı bir balta sapı çevresine sımsıkı sarılarak bağlamış birçok sopadan oluşuyordu.
727
"Faşizm" kelimesinin kökeni olan ve bir balta başı etrafında kenetlenmiş, birçok saptan oluşan "Fecha" eski bir Roma simgesiydi ve Fransız İhtilalinden ABD 10 cent'ine tekabül eden 1 dime para birimine kadar birçok yerde kullanılmıştır. Balta başı, etkin bir liderliği ve saplar da ona güç veren, lider etrafında toplanmış olanları simgeler.
827
İşçiler ve Muharipler Birliği’nin 23 Mart 1919‘da yaptığı ilk toplantıdan sonra Nisan’da, birlik mensupları 200 kişi oldu. Ekim’de 350, Ocak’ta 800, yılın sonunda ise binin üzerine çıktı. İtalya’nın dört yanında “Fescho (Faschi'den olan anlamında)”lar görünmeye başladı. Kendilerini göstermek için her fırsattan faydalanıyorlardı. Mussolini birlik arkadaşlarını, bir komutanın savaşta silah arkadaşlarını idare ettiği disiplinle yönetiyordu.
927
Milano’da 15 Nisan’da genel grev patlak verdi ve kentin yaşamını felce uğrattı. Hazır bekleyen Fescho’cular için bu bulunmaz bir fırsattı. Vakit yitirmeden komünistlerin karşısına çıktılar, önemli sosyalist merkezleri bastılar. Kente egemen olan korkulu hava içinde bu durum heyecan yarattı. 12 Eylül’de Gabrielle d’Annunzio, İtalyanların ihtirasla arzuladıkları meşhur Fiume kentini ele geçirdi. Mussolini derhal onu alkışladı, sözle, yazıyla bu zaferi kutladığını bildirdi.
1027
Ve böylece faşizm, gösteriş düşkünlüğü, reklama, propagandaya aşırı önem veren özellikleri ve kendine özgü yöntemleriyle siyaset sahnesine çıkıyordu.
1127
Temmuzda İtalya’nın kuzeyindeki büyük sanayi merkezlerinde işçi örgütleri ani bir ayaklanmayla yönetimi ele aldılar ve Sovyetler’i kurdular. Faşistler bu sola gidişe karşı koymak için bütün yollara başvurdular. Mossolini hücum birlikleri oluşturdu; birliğin iç ve baskı yöntemlerini arttırdı. Büyük zenginlerin, burjuvazinin ve sağcı subayların gözleri ona çevrildi. Hızla taraftar kazanıyordu. 1 Temmuz 1920’de örgütünün 3 bin üyesi olmuştu.
1227
Komünistlerin aşırı hareketleri, kararsızlıkları ve örgütsüzlükleri de Mussoli’nin gelişmesine yardımcı oluyordu. Mussolini’nin yaptığı, komünist aleyhtarı kuvvetleri, büyük sermayeyi, burjuvaziyi ve küçük burjuvaları, büyük kısmı sağcı olan orduyu ve komünistlerin aşırı hareketlerinden zarar görenleri toplamak ve kendi şahsında aşırı sola karşı sağcı bir direnme hareketini başlatmaktı.
1327
Bu koşullarda 1921, İl Duce için çok faydalı bir dönem olacaktır. Halkın bir kısmınca alkışlanan, bir kısmı tarafından ize hoş görülen, hükümet ve ona yakın çevrelerce desteklenen Fecholar gitgide kuvvetleniyor ve ön plana çıkmaya hazırlanıyorlardı. 7 Kasım Kongresine katılan faşistlerin sayısı 120 bin ile 140 bin arasındaydı. Kasım 1921 Faşist Kongresinde resmen bir parti haline gelinmesi kararlaştırıldı.
1427
"Ya ölüm ya Roma!" Faşistler 1921’de bir milis örgütü kurmaya başladılar. Bu örgüt ilk olarak Trieste’de kara gömlek giyenlerden esinlenmişti. Kara gömlek, “ölüm pahasına da olsa mücadele” anlamına gelmektedir. Birliklerin kuruluşu Faşistlerce, hükümet otoritesinin ve kuvvetlerinin yetersizliği ile açıklanıyordu. Kara Gömlekliler kısa sürede bütün İtalya'ya yayıldı. Büyük sanayiciler ve toprak sahipleri de sola karşı bu birliklerin kurulması için gerekli mali desteği sağlamaktaydılar.
1527
28 Ekim 1922 günü güneş doğarken kara gömlekli faşist birlikleri Roma’ya doğru yürümek üzere Napoli’den ayrıldılar. Bu birlikler 35-40 bin genç faşistten oluşuyordu. Düzenli talim görmemişlerdi, ellerinde güvenilir silah yoktu. Sadece yenice durumda karabinaları ve fişeklerinde kurşunları vardı. Ünlü “Roma Üzerine Yürüyüş” böylece başladı...
1627
Oluşan hükümet krizi sonucu Kral Emmanuel tarafından çağırılan Mussolini 30 Ekim’de Roma’ya gelerek, Saray’da Kral ile görüştü. Toplantı sonrası saraydan çıkan Duce alanda toplanan büyük halk kalabalığı tarafından çılgınca alkışlandı. Duçe oradaki konuşmasında “Vatandaşlar, birkaç saate kadar bir hükümete değil, gerçek bir hükümete kavuşacaksınız. Yaşasın Faşizm! Yaşasın Kral!” diye haykırıyordu. 30 Ekim günü Napoli’den gelen faşist milis birlikleri Roma kapılarına varmışlardı.Milislerin Roma’ya girişleri, eski Roma imparatorlarının büyük zafer dönüşlerinde başkente girişlerine benzer bir havayla karşılandı.
Mussolini son atağını da yaparak, İtalya’da faşist diktayı kurdu. 3 Ocak 1925’te liberalizmle bütün bağlarını kopararak bir daha asla dönmeyeceği özgürlük rejiminden ayrıldığını ilan etti. Faşizm İtalya’da artık tek söz sahibi olarak iktidardaydı.
1727
Faşist Parti iktidara geldikten hemen sonra saldırgan ve iddialı bir politika izlemeye başladı. Mussolini, Akdeniz'in bir "İtalyan gölü" olacağını ve Roma İmparatorluğu'nun yeniden canlanacağını söylüyordu. İktidar olduğunda önceleri liberallerin desteğini alan Mussolini, diktatörlüğün koyu ve keskin uygulamalarını birer birer hayata geçirmeye başladı. İtalya kısa zamanda bir polis devleti haline getirildi. Kitap ve gazetelere getirilen sansür, seçim sisteminde yapılan düzenlemeler ve Faşist Parti dışındaki diğer partilerin kapanması gibi uygulamalar gerçekleştirildi. Mussolini, sendika hareketlerini de kanun dışı ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı
1827
Ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla da tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli teşvik ederek tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla İtalya'da işsizlik azalmıştı ve bu da Mussolini'nin popülaritesinin artmasına neden oldu. 1922 yılının bazı dönemlerinde ülkenin iç ve dış işlerinden, kolonilerden ve kamu çalışmalarından sorumlu olan Mussolini, aynı zamanda orduyu da idare ediyordu. Tüm bakanlıkların görevlerini kendisi üstlenmişti.
1927
Faşist Parti'nin ekonomi görüşü Korporatizm denilen, Kapitalizm ve Sosyalizm arasında "üçüncü yol" olarak kabul edilen bir ekonomiydi. Teorik olarak, sendikalar ve iş ücretleri, işgücü saatleri ve diğer konularda birlik kurmak için bir kooparatifte birleşecekti. Korporatizm, uygulamaya konduğunda ufak tefek eleştiriler aldıysa da bu ekonomi sisteminin faydası görülmüştü. Bu başarılı ekonomi politikasından sonra İtalya'da işsizlik düşmüştü bundaFaşist sendikaların da payı vardı.
2027
Mussolini liderliğindeki İtalyan Faşizmi, propaganda makinasını da sert disiplin ve koordinasyon sonucu sağladığı bu görece ilerlemelerin arkasına takarak etkin bir biçimde çalıştırdı.
2127
Futurizm, bir sanat akımı olarak, tıpkı kendisi gibi otokratik rejimlerle idare edilen Sovyetler Birliği ve Nazi Almanyasında olduğu gibi İtalya'nın da neredeyse resmi sanat akımı oldu. İlerleme, modernleşme, kusursuz ve teknolojik bir düzen durmaksızın gelen vaatlerle işlendi.
2227
Dönemin ekonomik sistemi koorporatizm, sanat ve propandanın bir birleşimiyle de vücut buldu. Dünya çapında birbirine düşman görünen ideolojilerin gölgesinde, benzer eserlerin üretilmesine yol açtı.
2327
Mussolini önderliğinde yükselen Faşist İmparatorluk döneme damgasını vuran bir diğer Faşist liderin, Alman Nazi imparatorluğu Führer'i Hitller'in ortaklığında 2. Savaş'a girdiğinde gelecekteki zaferinden neredeyse emindi.
2427
Ancak ortaklaşmış faşist hareketler, savaşın sonuna yaklaşıldığında yenilgileriyle yüzleşmeye başladılar ki bunlardan ilki, Mussolininin İtalyasıydı. Zaman geçip savaş ilerledikçe İtalya, savaş içindeki etkinliğini yitirdi ve ve özellikle de Nazilerin bir oyuncağı haline geldi.
2527
Komünistler önderliğindeki direnişçilerin ülkede etkili olması ve müttefiklerin 1943'de gerçekleştirdiği Sicilya çıkartmasının ardından Kral III. Victor Emmanuel, Mussolini'yi görevden aldı ve İl Duce tutuklanarak Gran Sasso otelinde gözetim altına alındı.
2627
Savaşın sonraki aşamasında Almanya Kuzey İtalya'yı işgal etti ve Alman paraşütçüleri Mussolini'yi 12 Eylül 1943'te Gran Sasso'da tutuklu bulunduğu otelden kurtararak uçakla Viyana'ya'ya kaçırdı. Mussolini Cumhuriyetçi Faşist Partisi ile beraber İtalyan sosyal Cumhuriyetini'ni kurdu ve kendine bağlı birliklerle mücadeleyi sürdürdü ama bu durum da fazla sürmedi. (fotografta Mussolini'yi başarılı bir operasyonla kurtaran Alman paraşütçülerinden bir grup görünüyor)
2727
Ve son geldi. Mussolini, Nisan 1945'de yani savaşın son günlerinde tanınmamak için Alman üniforması giyerek metresiyle beraber kaçmaya çalışırken İtalyan direnişine mensup partizanlar tarafından yakalandı ve göğsünden vurularak öldürüldü. Ertesi gün Mussolini ile sevgilisinin ve birkaç yandaşının cesedi, Milano'da Loreto Meydanı'nda başaşağı sallandırıldı.